Yarına Bakış yazarı Savaş Genç Ausschwitz kampından çıkıp Reza Zarrab davasını analiz etti. İşte realist perspektiften Erdoğan’ın geleceğine dair bir öngörü:

Dachau ve Ausschwitz toplama kamplarında Yahudiler mütemadiyen “falanca kampta bazı belirtiler görülmüş Mesih gelip bizleri kurtaracakmış” türü menkıbeler anlatırlarmış. Türkiye’de muhalefet yapmaya çalışan kitleleri uzaktan uzağa izlerken bir toplama kampı psikolojisi görüyorum. Umutları hâlâ çok taze ama kendilerinden ümidi kesmişler. “Ne yapsak suça batmış, maddi gücü zirveye çıkmış bu şebekeyi yenemeyiz” psikolojisi bir konuşma bulutu gibi seslendirilmeden de okunabiliyor.

Reza Zarrab, para aklamadan tutun, rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarına imza attığı bir sistemin yargısına güvenmediği için kaçıp ABD’ye teslim oldu. Ortağı Babek Zencani Tahran’da yargılanıp idama mahkûm edildikten sonra Türkiye’de Reza’yı Türk bayrağı ile kamufle edip onu cari açığı kapatan, hayırsever bir milli kahraman olarak sunmaya çalışanların tüm tezleri çöktü. AKP aktörleri Reza Zarrab serüvenlerini “İran’a yönelik ABD ambargosunu deldik, siz ABD çıkarlarını mı savunuyorsunuz?” söylemi ile izah etmeye çalışıyordu. İran’ın çıkarları ABD’ye karşı savunuluyorsa Babek Zencani, Tahran’da neden idama mahkûm edildi? Ya da Suriye’de Esed’i destekleyen İran’ın parasını aklamak büyük bir çelişki değil mi? Türk dış politikasının gelmiş geçmiş en büyük ve telafisi olmayan hatası Suriye sorununda, karşı cephede duran İran’ı güçlendirmek, ambargosunu delerek ona hizmet etmek hangi mantıkla izah edilebilir? Çok bilinmeyenli Reza Zarrab denklemi özetle sahtekârla tamahkârın buluştuğu noktadır.

Kendi zanlılarını gerektiği şekilde yargılayamayan Türkiye, tıpkı bir Voodoo (büyü) bebeği gibi ABD tarafından esir alındı. Reza’ya batırılacak her iğnenin acısı ve sesi Türkiye’den de hissedilebilir. Dahası? Dahası yok! Hepsi bu kadar. Reza, ABD’de yargılanıp suçlu bulunsa, Türkiye’deki tüm suç ortaklarını satıp her şeyi itiraf etse bile, ülke içinde farklı kırılmalar vuku bulmazsa bu hadise tek başına bir şey ifade etmeyecek.

Uluslararası sistem Ankara’ya artık gelişme ihtimali olan bir demokrasi olarak bakmıyor. Türkiye demokrasi yarışında bir alt lige düştü. Ankara’dan beklentiler, bölgesel sorunların çözümünde dolaylı roller oynayacak, tüm eksikliklerine rağmen işleyen bir devlet aygıtını ayakta tutacak zaviyede. Pratikte Türkiye’nin istikrarsızlaşacağı bir uluslararası sistem senaryosuna kimsenin tahammülü yok. Ankara da yeni dış politika konseptini bu gerçeğe göre kurgulamaya çalışıyor. Hukuk ve demokrasi ile büyük ölçüde vedalaştıktan sonra model ülke olma ihtimali kalmayan Türkiye süratle Ortadoğululaşıyor.

Karşılığı olmayan gereksiz senaryolarla kimse kendini kandırmasın. Türkiye’de, Suriye’ye giden silahlar yakalandı diye bu ülkeden hiçbir aktör güç sahibiyken uluslararası mahkemelerde yargılanmayacak. Reza Zarrab tutuklandı diye Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin üstüne çöreklenenlere hesap sorulmayacak. Uluslararası sistem baskın olarak realist teori üstünden okunur. Güç elinizdeyse, pazarlık yapar su üstünde koşan adam gibi yolunuza devam edersiniz. Türkiye’de kitleler samimi bir şekilde demokrasi ve hukuk istiyorsa, tıpkı bunu istemeyenler gibi riske girerek mücadele etmelidir. ‘Mesih gelip bizi kurtaracak’ diyenleri belki bir gün kutsal bir mucize kurtarabilir. En az hırsızlar ve dikta rejimi hayali kuranlar kadar cesur olanlar ise ülkelerini, şereflerini ve geleceklerini kendi elleri ile kurtarabilir. Reza’nın kurtardığı bir demokraside mi yaşamak istersiniz, tıpkı Batılılar gibi bedel ödeyerek kendi ellerinizle inşa ettiğiniz bir özgürlükler ülkesinde mi?

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...