MHP’li Tuğrul Türkeş AKP’nin seçim hükümeti bakanlık teklifine Evet dedi. Parti kararına rağmen Evet dedi. Şimdi herkesin merak ettiği soru şu: Türkeş neden evet dedi?
Bu soru etrafında değişik komplo teorileri havada uçuşacaktır. “Kaseti vardı evet dedi” argümanından, “para aldı evet dedi” ye varıncaya kadar çok değişik iddialar gündeme gelecektir. Bu iddiaların bazıları doğru bazıları yanlış iddialar olacaktır.
Yeni Yön olarak Türkeş’in neden evet dediğini olgular temelinde anlamaya çalışalım.
1) Türkeş daha önce Devlet Bahçeli’nin gündemine gelmişti. Bahçeli 7 haziran seçimlerinden sonra bir MHP’linin gizlice Saray’a gittiğini onu bulursa hesabını soracağını söylemişti. Daha sonra o ismin Tuğrul Türkeş olduğu iddia edilmişti. Bu veriye dayanarak şu iddiada bulunulabilir; Bahçeli o davranışı nedeniyle Türkeş’i zaten silecekti o nedenle Türkeş önce davranıp Bahçeli’yi zor durumda bıraktı.
2) Türkeş ailesi AKP’ye uzak bir aile değil. Daha önce de Türkeş’in kardeşi AKP’den vekil olmuştu. Türkeş’in MHP ile bağı sadece Alpaslan Türkeş’in oğlu olmasından mütevellit zorunlu bir kan bağı. Düşünce anlamında Tuğrul Türkeş AKP’ye mi yoksa MHP’ye mi yakın derseniz daha çok AKP’ye yakın diyebiliriz. Dolayısıyla su akıp yatağını buldu…
3) Tuğrul Türkeş çok büyük olasılıkla AKP’den vekillik ve bakanlık teklifi aldı. Bu teklifin karşılığında da seçim hükümetine geçti. Önümüzdeki günlerde Türkeş’in büyük bir törenle AKP’ye katıldığını görmek kimseyi şaşırtmayacaktır. AKP’nin MHP tabanından oy çalmaya ihtiyacı olduğu için böylesi bir harekete ihtiyacı vardı. Bu nedenle MHP’de sorun yaşayabilecek vekillere teklif götürdü. Önümüzdeki günlerde MHP’li kimliğiyle bilinip Bahçeli ile sorun yaşadığı için yollarını ayıran kişilere de AKP’den vekillik teklifi gidecektir. Böylece AKP vitrini milliyetçi isimlerle süsleyip seçime gidecektir.
Bu hareketiyle AKP Devlet Bahçeli’yi ve MHP’yi zor durumda bırakmak istiyor. Doğrusu çok akıllı ve çok başarılı bir hamle.
4) Türkeş’in bakanlık teklifini kabul etmesinin ardından gözler diğer isimlere çevrilecektir. Eğer Deniz Baykal da kabul ederse o zaman Türkeş ve Baykal’ın “şantaj” ile bakan yapıldığı iddiası gündeme gelir ki bu da Ankara’daki kirli siyasetin çarklarının işlediğini gösterir. Umarım böyle bir olasılık gerçekleşmez…
Emre Uslu