Twitter’in artık meşrutiyeti tartışılan fenomeni Fuat Avni dün bir kumpastan bahsetti. Bazı cemaat evlerine terörist başı Öcalan’ın resimleri ve kitaplarının konulacağını yazdı. Daha yazmasının üzerinden 2 saat geçmişti ki havuz medyası hemen uydurma bir not ve fotoğraflar eşliğinde servise başlamıştı.

Aslında burada hedef cemaati terör örgütü ile bağdaştırmak gibi görünse de amaçlarının daha farklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü Cemaat için daha önce de benzer manipülatif eylemlerle Hizbullah, El Kaide ya da İBDA-C gibi örgütlerle irtibatlı gösterilmeye çalışılmış ancak hiçbiri gerçekleşmemişti. Bu yüzden Cemaat PKK ilişkisine hiç kimse inanmaz.

Amaçlarının farklı olduğundan bahsetmiştik;

Öncelikle biraz geriye gitmemiz gerekiyor. Mesela bugün Askeri savcı tarafından ifadeye çağrılan R. Kütahyalı’nın “ TSK içinde paralel yapı temizlenmeli, direnmesi halinde Hulusi Akar’ın istifa etmesi gerekir” şeklinde açıklamaları olmuştu. Ardından havuz medyasında zaman zaman dillendirilen “Asker içinde ki paraleller darbe yapacak” söylemleri hız kazanmıştı. TSK geçtiğimiz günlerde bu konuda oldukça sert cevap vermiş hatta Davutoğlu’da “Benim iznimle oldu” açıklaması ile TSK’yı desteklemişti.

Kütahyalı bu açıklamalardan sonra bugün acil koduyla Askeri Savcılık tarafından ifadeye çağrıldı. Muhtemelen kendisini zor bir süreç bekliyor. Çünkü TSK, Ergenekon operasyonlarından sonra bozulan imajını düzeltmek için kurumu tabiri caizse şamar oğlanına çevirecek ithamlara karşı sessiz kalmayacaktır.

İkinci olarak geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın bir açıklaması daha vardı. “Şehit sayısının artmasını Polis ve Asker içerisinde bulunan paraleller yüzünden oldu” demişti. Elbette havuz yazarları bu açıklamaları talimat sayıp yine “TSK içinde ki paralel yapıya temizlik şart” manşetleri ile gündem oluşturmaya çalıştılar.

Bugün Erdoğan polislere konuşma yaparken “ Yerli ve Milli bir polis teşkilatı inşa ediliyor” dedi. Burada geçen yerli ve milli sözlerinin ne anlama geldiğini açıklamaya gerek yok sanırım. Ancak yeri gelmişken çok acınası bir durumu daha belirtmekte fayda var.

Özellikle son 2 yılda şehit olan polislerin hatırı sayılır bir kısmı “Paralel” yaftası ile sürgüne gönderilmiş, hatta bazıları hakkında dava açılmış kişiler. Şehit olunca kahraman olan bu insanlar yaşadıkları zaman dilimi içinde de mahkemelerde “Paralel” iftirası ile mücadele etmek zorunda kalmışlardı.

Erdoğan’ın “Yerli ve Milli polis teşkilatı inşa ediliyor” sözlerine dönecek olursak benzerinin havuz medyası tarafından TSK içinde dillendirilmek istendiği açık. Özellikle “Başkanlık sistemine geçişte TSK’nın mevcut yapısı ile imkânsız” gibi analizleri havuz ekranlarında sık sık duymaya başlayabiliriz.

Bunun yanı sıra Fuat Avni’nin bahsettiği PKK’lılarla Paralel ilişkisi için özellikle Doğu ve Güneydoğu’da kendi hazırladıkları sahte baskınlarla tekrar gündeme getirip “TSK içinde ki paraleller ve örgüt ilişkisi ortada bu yüzden TSK’ya operasyon şart” argümanlarını dillendirmek isteyeceklerdir.

Havuz medyasının bir süredir dillerine pelesenk ettikleri “ TSK içinde ki paralel generaller darbe planlıyor” sözlerine TSK sert bir şekilde cevap verdikten sonra susmuşlardı. Ancak Fuat Avni’nin bu bahsettiği komplolar sadece Cemaati terör örgütü olarak göstermekle kalmayacak TSK’yı yine dillerine dolayacaklardır. Muhtemelen TSK ise böyle basit bir plana da pabuç bırakacağa benzemiyor. Ancak başta Saray’ın tek ortağı Ergenekon gerçeğine baktığımızda TSK içine yapılacak bir operasyonu en çok Ergenekoncuların ve güç kaybeden Ulusalcı kanadın istediğini de rahatlıkla söyleyebiliriz.

Öte yandan Davutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde söylediği “Çözüm sürecine yeniden dönebiliriz” açıklaması başta terörle mücadele eden Polis ve Askerler arasında çok ciddi hayal kırıklığına sebep olmuştu. Erdoğan’ın “Çözüm süreci artık yok” sözlerinden sonra Davutoğlu çark etmiş ve pek çok kesim Davutoğlu’nun Erdoğan tarafından uyarıldığını yazmıştı.

Ancak bazı Ankara kulislerine göre Davutoğlu’na yapılan bu uyarının kaynağı Saray değil TSK olduğunu söylüyorlar. Doğruluk payı olabilir çünkü Davutoğlu ile Erdoğan arasında ki bazı fikir ayrılıklarında Davutoğlu kısık sesle de olsa dillendirmeye devam ediyor. Mesela Akademisyenlerin tutuksuz yargılanması konusunda ki açıklamaları da Erdoğan tarafından tepki ile karşılanmıştı. Ancak Davutoğlu fikrinin değişmediğini söyledi.

Davutoğlu’nun en ilginç adımı bugün dokunulmazlıklar konusunda geldi. Daha önce de dile getirdiği ve tüm fezlekelerin görüşülmesine hazır olduklarını açıklamasından sonra bugün “ Bir an önce sürece başlamak istiyoruz” dedi.

Saray ile Davutoğlu arasında dokunulmazlıklar konusunda çok ciddi bir görüş ayrılığı var. Ancak Davutoğlu’nun bu konuda ki ısrarına bakacak olursak özellikle dokunulmazlık konusunu bahane ederek Saray’a karşı muhalefetle beraber Meclis gücünü arkasına almak istiyor diyebiliriz.