27 Aralık 2013’de henüz Hüseyin Gülerce Cemaat yazarıydı. Cemaatçiler beni AKP ile Cemaat arasında fitne çıkarmakla suçlamaya devam ediyordu. Hüseyin Gülerce Cemaatin en muteber adamı olmayı sürdürüyor, cemaatçiler sözüne itibar ediyordu. O gün çıkıp Gülerce hocasını satmış yakında AKP medyasına transfer olacak demiştim.
Hüseyin Gülerce o zaman hala “mütevazı, mübarek cemaat abisi postunda görünüyordu” verdiği mesajlarla Cemaat tabanına çalışıyor asla Havuz’da yazmayacağını iddia ediyordu.
Ben bunu yazdığım için de Cemaatçilerle birlikte bana kızıyorlardı. Aralarında küfür edenler de vardı…
Gülerce’nin üstüne yüklenen misyonun gereği buydu. Gülerce’ye ve diğer Cemaatçi itirafçılara biçilen misyona göre Cemaaten bir kesimin arkasından sürükleyip koparacağını sanıyorlardı.
Projenin önündeki en büyük sorun bendim. Çünkü projeyi önceden açıklamıştım. O yüzden bana çok kızıyorlardı. Bunun için de Gülerce ile ilgili projeyi açıkladıkça Gülerce beni yalanlıyor havuz medyasında asla yazmayacağını söylüyordu.
En son 14 Nisan 2015’de Hüseyin Gülerce’nin Havuz Medyasına transfer olmak için yer yaptığını yazmıştım. Gülerce bunu da yalanlamıştı.
İşte o yazı:
Hüseyin Gülerce Havuz medyası diye tabir edilen Sabah gazetesine konuştu. Gülerce’nin havuz medyasına konuşmasına gerek yok. Aynı havuzda kirlendiler sonuçta.
Gülerce’nin konuşmasını okurken iki soru sormak gerekiyor. Neden şimdi konuştu? Hangi mesajları verdi?
Gülerce’nin daha önce “köşeme çekiliyorum konuşmayacağım” dediği henüz hafızalarda. O halde ne oldu da Gülerce köşesinden kafasını çıkardı?
Gülerce köşesinden çıktı çünkü bekledikleri gibi Cemaat dağılmadı. Cemaatin dağılmadığını gören Gülerce seçimlerden önce ortaya çıkıp konuşursa bunun kendisine köşe, kutu, yazı olarak döneceğini görmüş olmalı.
Daha net konuşalım. Gülerce havuz medyasına geçecek yer yapıyor. Eğer seçimler AKP’nin istediği gibi geçerse Gülerce seçim sonrası için de pozisyon almaya başlamış. Söyleşisinde şunu demiş: “Bir sene önce ben hizmet hareketi içinde önemli bir isimle bu konuyu konuştum. “Gelin yol yakınken, hükümete karşı yürüttüğünüz bu savaşa son verin, buradan dönün, bence hala bir umut var” dedim. “Nasıl olacak” dedi. “Gazeteleri, televizyonları ve bankayı Hizmet bünyesinden çıkarın, yeniden sadece insanlara iman, iyilik, hayır hizmeti verin. Gazete ve televizyonlardaki nefret ve düşmanlık dili doğrudan hizmete fatura ediliyor” dedim.”
Bunun tercümesi şu: hükümete savaş açıp yenildiniz. Gezete, televizyon ve Bankayı savaş ganimeti olarak hükümete verin. Böylece barışın.
Bu mesajın kendine bakan kısmı ise şu: Savaş ganimetinden yararlanıp Zaman veya Samanyolu TV’nin başına geçmek.
Şu anda Hüseyin Gülerce için iki projeksiyon yapabiliriz. Gülerce yakında Havuz medyasında yazmaya başlayacaktır. Bunun yeri hazırlanıyor. Eğer AKP seçimlerden istediği sonucu alır ve hükümet Zaman ve Samanyolu gibi cemaat medyasına el koyarsa Hüseyin Gülerce grubun başına geçmek için göz kırpıyor…
Hep yaptığını yaptı ve Gülerce bu yazımdan sonra da çıkıp Havuz medyasına geçmeyeceğini, Zaman’ın ve cemaat medyasının kirlendiğini oraya geçmeyeceğini söyleyip beni yalanladı.
Ve gun gelid: AKP Cemaat medyasına operasyon yaptı. Bu arada Hüseyin Gülerce de proje gereği Havuz’a transfer oldu. Hüseyin Gülerce’ye yeni yeri hayırlı olsun. Tüm cemaati ve Cemaat dışındakileri yanıltabildiği halde bizi yanıltmadığı için kendisine teşekkür ediyoruz.
Ne yazdıysak o…
Yeni Yön, Emre Uslu