Hatırlayın, hükümetin 17 Aralık telaşıyla cemaate açtığı savaşın ilk aylarında ortalık telekulak manşetlerinden geçilmiyordu:
-Paralel örgüt 7 bin kişiyi dinledi
-Derin kulak Pensilvanya
-1 milyon 200 bin dinleme kararı
**
İki buçuk gazete dışında tüm medyada tam sayfa fotoğraflı “dinleme” listeleri yayımlandı.
Popüler isimler, siyasetçiler, sanatçılar, gazeteci ve işadamları özellikle seçilip konularak müttefik toplama gayretine girildi.
Belli gazeteciler adliyeye çağırıldı, “Seni de dinlemişler, işte bak burada” diye ikna edilip şikayetçi olmaya teşvik edildi.
Onlar da, ya saflıklarından ya da kasten bu goygoya alet oldular.
**
Bunu yapanlar bir taşla üç kuş vurdu:
-Dinleme üzerinden cemaat yıpratıldı.
-Listelenen VIP isimlerle taraftar toplandı.
-Başa bela Selam Tevhid dosyası paketlendi.
**
Geçen hafta Uğur Mumcu’nun ölüm yıl dönümüydü.
Cumhuriyet gazetesi, üçüncü sayfasında Selam Tevhid dosyasını ayrıntılı işledi.
Okuyunca, cinayetin aydınlatıldığını fakat üstünün örtüldüğünü görüyorsunuz.
**
Hafta içinde, “Selam Tevhid’de kumpas” davası başladı.
Sanıklar, “bu sözde örgüte kumpas kurup 1 milyon 200 bin kişiyi dinlemekten” yargılanıyor.
Daha ilk duruşmada 10 tahliye var.
Dikkat ettim;
“Dinlenen VIP isimler” manşetiyle mangalda kül bırakmayan Hürriyet’te tek satır haber yoktu.
Günlerce tam sayfa götürülen bir olayın davası, iç sayfada küçük dahi olsa görülmez mi?
**
Sanıkların avukatı Ömer Turanlı, Can Erzincan TV’de haklı olarak şundan yakındı:
“Uğur Mumcu’nun oğlu, başka bir dava için o gün adliyedeydi. Keşke babasının katilleriyle ilgili davayı merak edip bi uğrasaydı.”
**
Dönem “niyet okuyarak mahkûm etme” dönemi.
Hepimiz bundan malulüz ve farkında değiliz.
Anladığımız zaman iş işten geçmiş olacak belki ama…
Anca öyle ortak bir noktada buluşup hukuku yeniden tesis edebileceğiz.
Haber Kaynağı: Tarık Toros / Özgür Düşünce