Şuna yüzde yüz eminim, sağlam tanıklıklarım, duyumlarım var.
Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik’in çıkışı…
Buna, Sadullah Ergin, Suat Kılıç gibi isimlerin destek vermesi.
Sıradan değil.
Bu koroya, Nimet Baş, Nihat Ergün, Hayati Yazıcı gibi isimleri ekleyebilirsiniz.
En başa da Abdullah Gül’ü yazmalısınız.
Bu isimlerin onca hukuksuzluk yapılırken…
Ülke baş aşağı giderken sessiz ve suskun kalmasının nedenleri var.
**
Olan bitene niçin seyirci kaldıkları…
Neden, antidemokratik ve Anayasa’ya aykırı yasalara “evet” dedikleri…
Kıllarını bile kıpırdatmadıkları şöyle sıralanabilir:
-2013 sonlarında istifa edenler gibi “tuzluk” durumuna düşmemek.
-İçeride kalmayı tercih edip gidişatı düzeltebilirim diye düşünmek.
-Bırakıp gidersek parti kimlere kalacak diye endişelenmek.
-Ailecek linç edilip dışlanmamak.
-Bu partiyi biz kurup büyüttük, şimdi “dar oligarklara” mı terk edeceğiz diye sabretmek.
-Gidersek etrafımızı da mağdur ederler diye kaygılanmak.
-Kendileri ve/veya çevrelerinin parti, hükümet imkânları ile elde ettiklerinin uçup gidecek olması.
-Birtakım izahı güç işlere bulaşmış olmak.
**
Şimdi “köprüden önce son çıkıştan” çıktıklarını düşünüyorlar.
Çünkü:
-Bir dönemin kapandığını görüyorlar.
-Sorumluluktan sıyrılmak istiyorlar.
-Olası bir yeni oluşumda devam edebiliriz diye umut ediyorlar.
**
Elbette bu maddelerin tümü, her isim için geçerli değil.
Genel çerçeve bu.
Bugün şunu çok iyi anladıklarından eminim:
Muhalif olmanın engin tecrübesini yaşıyorlar.
Ettikleri hiçbir laf, parti ve saray medyasında yayımlanmazken…
Haklarında sayfa sayfa hakaret döşendiğini görüyorlar…
CHP ve MHP kadar bile cevap/düzeltme haklarının olmadığına isyan ediyorlar.
**
Bunu…
Uzunca bir dönem, attığı her adım TRT’de canlı verilen…
Hangi kanalda veya ortamda olursa olsun, yaptığı her açıklama, devletin kendine bağlı ajansı tarafından çarşaf çarşaf medyaya geçilen Bülent Arınç çok iyi anlamıştır.
En iyi o anlamıştır.
Haber Kaynağı: Tarık Toros / Özgür Düşünce