AKP’nin içinde kazan kaynamaya devam ediyor. Abdullah Gül’ün danışmanı Ahmet Sever üzerinden verdiği mesajlar tartışılmaya devam ediyor. Beklendiği gibi Erdoğanistler Gül’e kafadan bindirmeye başladı. Mehmet Metiner’den sonra Metin Külünk de Gül’ü eleştirmeye başladı.

AKP’nin içinde Gül’ün adamı olarak bilinen Taner Yıldız’ın tutumu merak ediliyordu. Kayseri’li Taner Yıldız Gül ve Erdoğan’ın arasında her iki tarafı da dengeli ilişkileriyle memnun edebilen bir siyasetçiydi. Son tartışmalarda Yıldız’ın tavrı merak ediliyordu. Gül’ü mü yoksa Erdoğan’ı mı tutacaktı?

Taner Yıldız tercihini yaptı ve Gül’ü sattı. AKP’de bir çok kişi hala sessizliğini korurken Taner Yıldız’ın öne atlayıp Gül’ü eleştirmesi manidar. Yıldız Gül’e “bu tip mesajları danışmanlar üzerinden verme” diyerek sert çıktı.

Havuz gazetesi Sabah’ta çıkan habere göre -ki haberin diğer havuz gazetelerinde değil, Sabah’ta çıkması bile başlı başına bir mesaj- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız 12 yıl boyunca Abdullah Gül’ün basın danışmanlığını yapan Ahmet Sever’in anılarını kaleme aldığı kitaba sert eleştiriler yöneltti. Bakan Yıldız “Bu kitabın kimlere hizmet ettiği ortada” dedi.

Basın toplantısında bir gazetecinin “11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresince yaşadıkları ve söyledikleriyle ilgili bir kitap yayınlandı bu kitapta da bazı sözleri dikkat çekiyordu. Ben aşağı insem Türkiye’yi eski parlak günlerine geri götürürüm haklarında yolsuzluk iddiaları bulunan 4 bakanı Yüce Divan’a gönderirim şeklinde bazı dikkat çekici başlıklar var. Bunlarla ilgili sizin değerlendirmeniz görüşünüz ne olacak?” sorusu üzerine Taner Yıldız şunları söyledi:

“Öncelikle 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında bir ayrılık oluştuğu intibaını vermektedir. Bazı cümleler ben buna katılmıyorum tarihi gerçeklerin bir danışman veya kitap vasıtasıyla aktarılıyor olması şu anda böyle bir üslubun çok daha gerisinde kalmıştır, şu anda usül esasın önüne geçmiştir.

Ayrıca her iki Cumhurbaşkanımızın da üslubu danışmanları vasıtasıyla verecekleri mesaj yerine kendi aralarında konuşmalarıyla gerçekleşmektedir. Tabi ki mizaçlar üsluplar farklı olabilir ama esasında davaya olan ve ülkeye olan bağlılıkları ön plandadır. O yüzden böyle bir kitabın bu şekliyle üslubun esasının daha önüne geçecek şekilde yayınlanmış olması da enteresandır.”

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...