Ülke yangın yerine dönmüş durumda. Bu yangını büyütmek isteyenlerin hırsla buna yönelmelerinin en büyük nedeni iktidarı kaybetme korkuları. İktidarı kaybettiklerinde işlemiş oldukları suçların hesabını vermekten kaçamayacaklar .Suçları o kadar büyük olmalı ki ülkenin tamamını yakacak adımlar atıyorlar.

Biz sadece bize yansıyan suçlarını biliyoruz.

Onlarca suçları daha olmalı .Bilmediğimiz daha büyük suçları olduğu görülüyor . Bize yansıyan suçları buzdağının küçük bir parçası olmalı ki her gün yeni bir suça bulaşarak eski defterlerini açtırmak istemiyorlar , hukukun karşısına çıkmaktan kaçıyorlar .

Ben onların büyütmek istedikleri yangının karşısında o yangını söndürmek için ortaya çıkmış iradenin zaman geçtikçe güçlendiğini görüyorum .

Toplumda fanatik biçimde bir partiye inananların da parça parça oradan kopup yeter dediklerini de.

Araştırma şirketlerinin sonuçları da onlar açısından iç açıcı değil.

Onlar olmasa da şehit cenazelerinden kopup gelen feryadlar da yangın sahiplerinin ne yaparlarsa yapsın eridiklerini güçlerini yitirdikleri anlaşılıyor .

Avam ifadesi ile söyleyeceksek ” hayvan terli artık yemiyor “.

Seçimi erteleme imkanları da güçleri de yok.

Seçim 1 kasımda yapılacak .

O sandıktan ve sandığa yansıtılacak iradeden de kaçamayacaklarını biliyorlar .

Tek çıkış yolu olduğunu düşündüler :

Karartma yani

muhalif olanları haliyle de medyayı susturma .

Bunu yaparlarsa iki aylık sürede ki kan kaybını düşük tutabileceklerini ve sandığa müdahale edebileceklerini düşünüyorlar .

İlk başta bakılınca bu fikir fena durmuyor .

Ama ilk hamlelerinde ki karşı karşıya kaldıkları direnç de gösterdi ki bu medyayı susturarak karartma yapmaları söz konusu değil.

Geleneksel medya da bunu yapsalar sosyal medya bu durumu onların aleyhine çevirecek kadar dinamik .

Kaldı ki siyasi iradenin sağlam itirazı ile geleneksel medyada bundan ileriye gidemeyecekleri görülüyor .

Gittiler ve oldu ki tüm muhalif medyaya el koyarak susturdular

buna bir an güçleri yetti ve bu derecede çıldırdıkları görüldü .

O zaman bu çıldırmışlık halinin toplumda yansıması , dünyada yankılanması hesap edilemeyecek bir duruma götürür gelişmeleri .

Bu fikrin aktörleri karartma konusunda bir güç bulamaz , ekonomi de büyük savrulmalar yaşanır ve seçimler yapılsa da ne sandığa itibar olur ne sonuçlarına ne de oluşan siyasi tabloya .

Bir yoklama gibi görünmesinin ilk baskının sebebi de bu.

Zaten sonuçları kestirilebilir olsaydı ve karartma konusunda net beklentileri olsaydı bütün medya gruplarına aynı zamanda gidilirdi çünkü.

Bu operasyonların böyle bakılınca ölü doğduğu anlaşılıyor .

Medya organlarının üzerine gidilmesi de bu nedenle sınırlı olacaktır .

Tutuklama ve ötesinde ki hamleler mümkün olsa da toplumsal karşılığı ağır olacaktır ve sandık sonuçları karartma imkanı bulamadıkları için ve maksatlı hareket ettikleri için ciddi bir şamara dönüşecektir .

Koza_İpek grubuna yapılan operasyonun ilk dakikalarında CHP gazeteci kökenli vekillerle ortaya koydukları tepki ve oluşturacakları komisyonla , operasyon ekibine veya bu planın sahiplerine beklemedikleri bir gol attıkları görüldü .

Bu vekillerin ilk tepkilerini duyunca bu olay buradan öteye gidemez demiştim . Gelişmeler de fikrimde isabet ettiğimi gösteriyor .Siyaset kurumu bugüne kadar ki en net ve güçlü tepkisini ortaya koyarak harika bir iş çıkarmış oldu.

Seçimlerin sonuçlarına etki edecek birinci kaos senaryolarını halkın basireti ve aklı boşa çıkarmıştı.

İkinci karartma hamlesini de başta CHP olmak üzere siyaset kurumu boşa çıkardı / çıkaracak.

Üçüncü bir hamle olur mu bilemeyiz .

Burası Ortadoğu ve oyun bitmiyor .

Ama ben seçimin ertelenmesi iptal edilmesi yada sandık sonuçlarının sarayın istediği şekilde ortaya çıkmasına vesile olacak hamlelerin mümkün olamayacağını düşünüyorum .

Zor ve yorucu iki aydan sonra ülke rahatlayacak.

Siyaset kurumu halkın sandıkta kendisine vereceği desteği demokrasi ve özgürlükler yönünde kullan görevini bu sefer göz ardı edemeyecek .

Tahmin yapmak zor ancak aklım CHP ve HDP oy artışı sağlayarak iktidara yetecek vekil sayısına ulaşacağını söylüyor .

Belki de gönlüm de sol iktidardan yana !

Otuz yıldır muhafazakar dünyanın en mahrem sırları arasında dolaşan insana bile , son iki yılda yaşadığı olaylar ,sağı ve dindarlığı kabus olarak gösteren kötülükler ; muhafazakar kültürün biat ve itaati merkeze alan gerçeklerini doğru okumayan teslimiyeti kullanarak kitlelere hükmeden otorite ile ; isyan ,itiraz ve baş kaldırıyı hayatlarının merkezine koyan solun sorgulayıcı ve denetleyici tavrı arasında , tercihimi ikincisinden yaparak sol iktidar olsa çok daha iyi olur diyorum.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...