İngiliz Guardian gazetesinin 25 temmuzda yayınladığı bir haberde yer alan iddiaya göre Amerika Birleşik Devletleri, IŞİD ve Türkiye arasındaki ilişkiyi dokümanlarla belgeledi. Guardian’da yer alan bilgilere göre IŞİD lideri Ebu Sayyaf’tan ele geçirilen belgeler batının Türkiyeye yönelik politikalarını etkileyecek…

Habere göre, mayıs ayı sonunda ABD’nin özel kuvvetler birliği IŞİD’in Petrol Bakanı olarak bilinen ve çoğunlukla Türkiye ile petrol ticaretinin kilit ismi Ebu Sayyaf’ı öldürmüştü.

Suriye içinde yapılan en önemli Amerikan kara operasyonu olarak bilinen operasyonla Dera Zor’daki ikametinde öldürülen Ebu Sayyaf’tan elde edilen belgelerin Türkiye’nin başını ağrıtacak cinsten olduğu iddia ediliyor.

İngiliz Guardian gazetesinde yer alan habere göre Türk yetikililer tarafından çok iyi tanınan Ebu Sayyaf’ın en önemli petrol müşterileri Türklerdi.

Günlük 1 ila 4 milyon dolar arasında değişen petrol gelirinin IŞİD’in büyümesinde en etkili kayak olarak biliniyor.

Guardian’a konuşan bir batılı istihbarat kaynağı Ebu Sayyaf’ın evinden ele geçirilen belgelerle Türk yetkililerle IŞİD üyeleri arasındaki doğrudan ilişki arık inkar edilemez bir şekilde ispatlandı.

Batılı istihbarat kaynakları, Ebu Sayyaf’ın evinden yüzlerce flaş bellek ve doküman ele geçirildiğini, bu belgelerin halen analiz edildiğini ancak IŞİD ile Ankara arasındaki bağın çok net olduğunu, bunun batı ile Ankara arasındaki ilişkilere çok net ektisinin olacağını belirtiyor.

Şimdi Ankara’da cevabı aranan soru şu: Türkiye’nin sonunda IŞİD’e karşı saldırıya başlamasının ABD’ Ebu Sayyaf’ın evinde bulduğu belgele ilişkisi var  mı? Yani ABD Türk yetkililerin IŞİD ile ilişkisini ispatladığı için mi Türkiye panik halinde IŞİD’e saldırdı?

Bu durumda daha önemli soru şu:   Suruç bombası, ABD’nin belgeleriyle köşeye sıkışan AKP yönetimi ve istihbaratın AKP tabanını ve genel kamuoyunu IŞİD’e karşı girişilen savaşa ikna etmek için düzenlenmiş bir istihbarat mizanseni miydi?

Kaynak: Yeni Yön

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...