Davutoğlu insanları “beyaz Toros” ile tehdit etmesine açıklama getirmiş. Açıklamasından önce öyle bir şey söyledi ki yazmadan edemedik. Davutoğlu şöyle diyor:

Hükümet böyle bir saldırı olacağını bilecek ve bunun gereğini yapmayacak… Bunu akıl izan vicdan alır mı? Hiçbir başbakan hükümet yetkilisi suç işleyeceklerini bildikleri terör örgütüne karşı tedbir almaktan kaçınmaz. Bu Türkiye’deki en temel paydayı yok saymaktır. Söz konusu değil.”

Biz de bunu soruyoruz işte. Sen Başbakan’mısın konu mankeni mi? MİT’in bütçesini 10 kat artırdın. Her muhalifin ensesine bir istihbaratçı taktın. Her eleştireni tehdit ettin. Ülkeyi muhaberat devletine dönüştürdün.

Her şeyden haberin var da IŞİD bombacılarından neden haberin yok?

“Ortadoğu’da bizden habersiz kuş uçmaz” diyen sen değil misin. Ortadoğu’yu geçtim, Ankara’da kucağında patlayan bombadan neden haberin yok?

IŞİD depolar kiralayıp bombalar yığmış. PKK her tarafı mayın doldurmuş. Terör örgütü bunu yaparken sen ne yapıyordun? Sen nesin Başbakan mı konu mankeni misin?

Bu nasıl bir açıklama. Haberi yokmuş. Benim Amerika’daki evimin fotoğrafını çekip internete koyan istihbaratçıların Ankara’daki bombacıdan neden haberi yok?

Diyalim haberin yoktu. O istihbaratçıları çağırıp kulaklarını çektin mi. Neden bir tane bile istihabaratçıyı görevden almadın. Ankara’da bomba patlarken seni haberdar etmeyen o istihbaratçılara neden maaş veriyor bu millet?

Bir ulusun kalbinde patlayan bombadan haberdar olmayan istihbaratçıyı neden o görevde tutarsın? Bombalar patlarsa patlasın önemli değil, yeter ki muhalifleri iyi takip etsin, yeter ki twittteri iyi kontrol etsin, gazetecileri iyi hapsetsin, düşman bellediklerime iyi kumpaslar kursun diye mi?

Bu arada söyliyeyim Davutoğlu. Olaydan bir tek senin haberin yokmuş. Polis dinlemiş, istihbarat izlemiş. Bombacıların attığı her adımdan haberleri varmış. Yoksa o telefon konuşmalarını nasıl açıklayacaksın…

Bütün bunlara rağmen nasıl çıkıp da utanmadan haberim yok diyebiliyorsun? Sen başbakan değil konu mankeni misin?

Emre Uslu

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...