Reza Zarrab’ın ABD’de görülen davasında savcılık ile Reza’nın avukatları arasında sıkı bir hukuki mücadele sürüyor. Reza’nın avukatı Brafman yeni bir dilekçeyle Reza’nın neden kefaletle salınması gerektiğini anlatıyor.
Brafman, savcının iddialarını yanılamak için üç ana argüman sayıyor:
1) Reza İngilizce bilimiyordu, Florida’da gözaltına alındığı sırada tercüman olmadığı için orada söyledikleri esas alınmamalı.
2) Reza Farsça da bilmiyor bu nedenle İran liderine sunduğu mektup da delil olarak kabul edilmemeli.
3) İran’ın rüşvet dağıttığı iddia edilen belgelerde imza yok mühür yok, zaten Rüşvet vermediği mecliste (AKP’nin çoğunlukta olduğu mecliste) aklandı.
Brafman Reza’nın rüşvet vermediğine delil olarak da paralel argümanına savunmuş. AKP Genel Başkan yardımcılığı yapan Osman Can ve Nedim Şener’in açıklamalarını da şahit göstermiş.
Brafman’ın mektubu son derece zayıf cevaplardan oluşuyor. Örneğin Reza’nın kendi açıklayıp sunduğu Togem-Der’e sunulan bağışları savcı gole çevrimiş ve mealen şöyle demişt: “Reza’nın Bağış yaptığı kurum Emine Erdoğan’ın kurumu. Dolayısıyla bu bağış bile Reza’nın ne kadar yüksek yerlerle ilişkisi olduğunu gösteriyor.”
Reza’nın avukatı Brafman buna karşı şu cevabı vermiş “Reza’nın Togem-Der’e bağış yapmasını Reza’nın Erdoğan ailesiyle iyi ilişkisi olduğu anlamına gelmez, savcı bunu ispat etsin” ucuzluğuyla savunmuş.
Brafman, savunmasında “Türkiye’de rüşvetle konu kapatılmış olabilir ama bunu tartışmanın yeri burası değil. Dolayısıyla Türk makamlar ne karar verdiyse o esas alımalı. Reza davası İstanbul mahkemesi tarafından kapatıldı. Esas olan odur” mealinde şeyler yazmış.
Brafman’ın dilekçesini okuyan bir twitçi, “Brafman’ı gözümüzde falza büyütmüşüz galiba, yaptığı savunma A-haber muhabirinin savunması gibi” yorumunu yaptı.
Okurlar yanlış anlamasın. Reza Zarrab davasında ortaya çıkan tartışmalar ana mahkeme süreci ile ilgili değil. Kefaletle salıverilme süreciyle ilgili. Esasen kefalet konusu Amerikan adalet sistemi içinde son derece teknik bir konu. Reza Zarrab’ın kefaletini siyaileştiren şey onun Türkiye’deki ilişkileri.
Esasen Amerikalılar aralarında teknik bir tartışma yürütüyor. Biz Türkler ise o teknik tartışmaların arasından siyasi bilgiler ve yorumlar çıkarıyoruz.
Teknik olarak savcılık makamının argümanları mı yoksa Reza’nın avukatlarının argümanları mı güçlü? diye soracak olursanız bence her iki tarafın argümanları arasında da güçlü taraflar var. Örneğin avukatların atıf yaptığı daha önceki mahkeme kararları, Reza’nın Florida’da tercüman eşliğinde sorgusunun yapılmamış olması avukatların güçlü tarafları.
Savcılığın argümanının güçlü tarafı ise Reza’nın çok zengin olduğu, Türkiye ile ilişkilerinin güçlü olduğu ve kaçma şüphesinin büyük olduğu bilgisi. Avukat Brafman savcılığın itirazına ilkokul müsameresi mantığında cevaplar vermiş. O cevaplarla hakimi ikna edebilmesi biraz zor görünüyor.
YENİ YÖN/ANALİZ