Başkanlık referandumuna EVET diyeceğimi açıklamam seküler kesimlerde geniş çaplı bir sarsıntı yarattı. İlginç bir şekilde her gün Cemaate FETÖ diye hakaret eden sekülerler ve ulusalcılar, Erdoğan’ın arkasına saklanıp Cemaate düşmanlık edenler, Cemaatin referandumda kendilerinin yanında HAYIR demesini istiyor. Eğer bir kesimden bir beklentiniz varsa öncelikle onlara saygı duyarak işe başlayabilirsiniz.

Ayrıca şu gerçeğin altını çizelim. Perinçekçilerin/Ulusalcıların Cemaat karşıtlığı İDEOLOJİK VE MEZHEPSEL DÜŞMANLIKTAN hatta din düşmanlığından, AKP’lilerin cemaat karşıtlığı kızgınlık, kırgınlık, ihanete uğrama hissi ve hayal kırıklığından. Kırgınlık tamir edilir ama ideolojik düşmanlık kolay kolay ortadan kaldırılmaz. Bu gerçek bugün yazıma gelen tepkilerle bir kez daha gün yüzüne çıktı.

Benim uzun süredir bir teorim var. Cemaatin en büyük hatası bu ulusalcı/Kemalist seküler kesimlere şirin görüneceğim diye başlattığı DİYALOG çalışmaları. Defalarca eleştirmişimdir; Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın tek görevi, hiç bir zaman dindar ve muhafazakarları kabul etmeyen, sekülerlere yalakalık yapmakmış gibi, hep onların kuyruğunda gezdiler. Cemaat sekülerlerin peşinde dolandığı kadar dindar ve muhafazakarların yanında dursa bugün başına gelenler gelmezdi.

Biraz daha ileri giderek şunu da iddia edebilirim. Cemaati Erdoğan’ ile savaşa iten bugün utanmadan yalan söyleyip “FETÖ bana Vergi Cezası kesti” diye manşet atıp yırtacağını sanan kaçakçı ile onun ahbapları, Beykoz çetesidir. Bunu da en iyi kendileri, Erdoğan ve çevresi biliyor. Manşetlerini ve dalaksız tetikçilerini Erdoğan’ın hizmetine sunmak onu ve çevresini kurtaramayacak. Erdoğan, hukuken Başkan olur olmaz Kemalist rejimin ayrıcalıklarıyla semiren, özellikle 28 şubat döneminde yaptıkları vurgunlarla büyüyen o sermayeyi hedef alacak. Bu nedenle Başkanlık seçimleri en fazla eski rejimin BAĞZI PATRONLARINI etkileyecek.

Şimdi sorulması gereken temel soru şu: Referandumdan EVET çıkarsa ne olur, HAYIR çıkarsa ne olur? Evet çıkarsa kim kaybeder Hayır çıkarsa kim kaybeder?

Bu sorunun kısa cevabı belli; Evet de çıksa Hayır da çıksa Türkiye kaybeder. Bu konu Referanduma gelmemeliydi. Bunda en büyük vebal Devlet Bahçeli’nin. Ancak madem artık referandum kaçınılmaz, o zaman konuya daha yakından bakmak zorundayız.

Kimseyi kandırmaya gerek yok referandumdan EVET çıkarsa sıradan yurdum insanı için değişen bir şey olmaz. Zaten yurdum insanının özgürlük talebi diye bir talebi yok. Onlar ekmeğinin derdinde.

Dolayısıyla EVET HAYIR kavgası aslında Eski rejimin Sermayedarları ile Yeni Rejimin Müteahhitleri arasındaki bir kavga. Eski rejimin aydınları ile Yeni Rejimin tetikçileri arasındaki bir savaş bu.

Dünkü yazıda da belirttiğim gibi referandumdan HAYIR çıkarsa iç savaş çıkar. İç savaşın en büyük kaybedeni garibanlardır. İç savaş çıktığında entelektüeller ve zenginler uçaklarına atladığı gibi soluğu yurt dışında alırlar. Bu yüzden iç savaş zenginlerin parasının bir kısmını etkiler. Ama iç savaş asıl garibanı vurur. Bunun en güzel örneği Suriye Mısır ve Libya’dır. Suriye Mısır ve Libya’nın zenginleri bugün Beykoz villalarında hayatını sürerken garibanlar İstanbul sokaklarında dilencilik yapıyor. İç savaş çıkarsa Türkiye’deki garibanlara olacak olan budur. Bu nedenle, iç savaşın çıkmasını önlemek için be EVET diyeceğim ve diktatörlüğün geleceğini bile bile buna maalesef EVET demek zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

Yani EVET çıkarsa ülkedeki diktatörlük tescillenmiş olur. Şu andaki fiili durum hukuki duruma dönüşür. Gariban için durum budur.

Ancak referandumdan EVET çıkarsa İstanbul zenginleri ve özellikle 28 Şubat zenginleri için durum böyle değildir. Öncelikle rejim değişeceği için SERMAYE de el değiştirecektir. Yani Aydın Doğan’ın başta olmak üzere bu süreçte Erdoğan ile kavgaya tutuşan 28 Şubat sermayesini iyi günler beklemiyor. Erdoğan’ın başkan olmasının ardından Aydın Doğan ve eski zenginlerinin sermayesinin üstüne gideceğini görmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Gülen cemaati için de durum farklı değil. Erdoğan Gülen cemaatinden intikam almaya devam edecektir ancak Gülen cemaatinin kaybedeceği hiç bir şeyi kalmadı. Artık operasyonlar AKP’ye kaybettirmeye başladı. Bu nedenle Gülen cemaati için referandumdan EVET veya HAYIR çıkmasının fiilen hiç bir hükmü yoktur. Hatta referandumdan HAYIR çıkarsa Erdoğan iç savaş çıkarmak için yine Gülen cemaatini günah keçisi ilan edip, hapishanelere doldurduğu binlerce insanı infaza kalkacak çılgınlıklar yapabilir. Bu nedenle bence EVET demek uzun vadede Gülen cemaati için HAYIRLI bile olabilir.

Referandumdan EVET çıkması Erdoğan sonrası için hep sağ partilerin iktidara gelmesi anlamına geliyor. Yani CHP hep muhalefet partisi olarak kalacaktır. Bu durumda siyaseten referandumun en büyük kaybedeni CHP ve Ulusalcılar olacak.

Siyaset biliminin temel kanunu Duverger Kuramı bu durumu çok net anlatır. “Seçim sisteminiz nasılsa siyaset kurumlarınız da öyle olur” der. İki turlu başkanlık seçimlerini maksimum %30 halk tabanı olan CHP kazanamayacağı için, başkanlık seçimleri hep sağ partiler arasında geçecektir. Ancak CHP veya Sol partiler “king maker” Kralı belirleyen partiler olacaktır.

Erdoğan’dan sonra başkanlık yarışına çıkacak partiler, ilk seçimlerde sağın oyları bölüneceği için, soldan da oy alabilecek adaylar çıkarmak zorunda kalacaktır. Bu nedenle daha ılımlı sağ liderler görmek olasıdır. Bu da sağda yeni partilerin çıkması, AKP’nin alternatiflerinin doğması anlamına geliyor. Hatta adil bir seçim olursa, Erdoğan’ın karşısına çıkacak etkili bir sağ lider Erdoğan’ın yerine seçilebilir bile.

Örneğin Cemaat akıllı davranır bir parti kurarsa bu sistemin içinde on yıla iktidar bile olabilir. 

Seçimlerden EVET çıkarsa 1930’ların tam tersi olacak. Türkiye bir sağ parti diktatörlüğü olacak. Maalesef bundan kaçış yok. EVET çıkarsa eski rejimin sermayedarları, Aydın Doğan, CHP, Doğu Perinçek, İstanbul sermayesi kaybedecek. Zaten bu sermaye de parasını eski rejimin sağladığı imkanlarla kazandı. Ama HAYIR çıkarsa garibanlar ve tüm Türkiye kaybedecek. İşte ben bu nedenle EVET diyorum.

Ben referandumdan HAYIR çıkıp bir iç savaş ihtimalinde tüm Türkiye ve garibanların kaybetmesi yerine, diktatörlük bile gelse, son noktada 28 Şubat Sermayesi ve CHP’nin kaybetmesini EHVENİ ŞER olarak görüyorum.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...