Polis zoruyla Cemaat biter mi

Dünyada polis zoruyla toplumsal grupları bitirme denemeleri çok olmuştur. ABD’de McCarthy, Komünistleri bitirmek için FBI’ı harekete geçirmişti. Şimdi o kafa insanlığın utanç müzesinde sergileniyor.

Hitler’de Yahudi cemaatini istihbarat ve polis gücüyle bitirmeye çalışmıştı. Yahudilere uygulanan soykırım bugün bile Almanların boynunda asılı utanç vesikası olarak duruyor…

Mısır’da Nasır, kendisine yönelik bir suikast girişimi olduğunu iddia ederek, Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etmiş, ileri gelenlerini hapislere doldurmuştu. Nasır, Müslüman Kardeşler’i hapislere tıkarak bitirebileceğini sanmıştı…

Ortadoğu’da polis zoruyla cemaat bitirmenin en korkunç örneği ise, Hafız Esad’ın 1982’de uygulamaya koyduğu Hama katliamıydı. Hafız Esad da Müslüman Kardeşler’in kendisine suikast yapacağını iddia ederek Hama’da onbinlerce kişiyi katledip Müslüman Kardeşler’i bitirebileceğini sanmıştı…

Nasır’ın Müslüman Kardeşler’e karşı açtığı savaşta ürettiği bahaneler de yöntemler de Erdoğan’ın ürettiği bahanelere ve yöntemlere çok benziyor.

Bugün de Mısır’ın seçilmiş diktatörü Sisi Müslüman Kardeşler’i, Erdoğan’ın Cemaat’e yönelik uyguladığı yöntemlere benzer yöntemlerle, bitirmeye çalışıyor…

Peki, ne oldu? En kanlı yöntemleri uygulayan diktatörler toplumsal yapıları, inanç gruplarını bitirebildiler mi?

Elbette hayır. Tarihin utanç müzesinde yerlerini aldılar. Çoğunun aileleri bile o diktatörlerin soyadlarını taşımak istemiyor.

Peki, Erdoğan, hem de Müslüman Kardeşler’in polis zoruyla bitirilemediğini en iyi bilenlerden biri olarak, Gülen Cemaati’ni polis zoruyla bitirebileceğini mi sanıyor?

Elbette hayır. O da biliyor ki polis zoruyla toplumsal yapıları bitirilemez. Şiddeti hep reddetmiş ve hiçbir şekilde şiddete karışmamış, bir cemaati polis operasyonuyla bitirmenin imkânsız olduğunu o da biliyor.

Erdoğan’ın ileri sürdüğü bahanelerin hepsi tutarsız. Bahanelerine kendi partililerini bile inandıramamış olmalı ki, onları da tehdit etmeye başladı…

Bence Erdoğan’ın amacı “Gülen Cemaati’nin tapulu arazisinin üstüne gecekondu yapmak”. Bu görüşümü yıllardır söylüyorum. Kasım 2013’te, yani 17 Aralık sürecinden önce, aynen bu cümlelerle ifade etmiştim. Eğer Erdoğan’ın böyle bir amacı olmasaydı, Gülen Cemaati’ni taklit eden onca faaliyeti neden yapıyor Erdoğan’a yakın vakıflar ve yapılar? Erdoğan dershaneleri kapatırken nasıl oluyor da damadı dershane açmak için şirket kuruyor?

Durumu, TMSF metaforuyla anlatayım. Erdoğan nasıl ki TMSF eliyle kendine yakın medya organları kurduysa, yine TMSF/ Polis eliyle kendine yakın cemaat yapılanması kurmak istiyor. Bunun için de Gülen Cemaati’nden ne koparırsa kâr olarak bakıyor…

Erdoğan’a bu aklı kim veriyorsa ona iyilik etmiyor. Polis zoruyla cemaat de yıkılmaz, cemaat de kurulmaz…

Bana göre Erdoğan’ın operasyonları Cemaat’in önünü daha da açacak. Öncelikle, Cemaat bir süre Erdoğan’la birlikte yürümesinden dolayı üzerine sıçrayan kirlerden temizlenecek…

Dahası, AKP dershaneleri kapattı. Cemaat’e yakın kişilerin çocukları Cemaat evlerinde sınavlara hazırlanacak. Anadolu’nun köy ve kasabalarında AKP’ye oy veren muhafazakârların çocukları ise dershaneye gitmediğinden üniversiteye giremeyince Cemaat evlerinde sınavlara hazırlanan çocuklar daha iyi yerleri daha kolay kalacak. Yani Cemaat çocuklarının önü açılacak.

Bir süre sonra insanlar ‘çocuğum sınav kazansın’ diye yeniden Cemaat’e yönelecek. Ortada dershane olmadığı için, bu sefer “abileri” arayıp çocuklarına ders çalıştırmaları için Cemaat evlerine kadar kendileri götürecek.

Dershaneye giden çocuk Cemaatçi olmaz, bunu en iyi Erdoğan bilir, zira kendi çocukları da damadı da Cemaat dershanelerine, okullarına gitti, ama Cemaat evlerine giden çocuğun Cemaatçi olma olasılığı hayli yüksektir…

[email protected]
Twitter: @EmreUslu

Taraf: 10 Temmuz 2014

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...