PKK’nın yeni başlattığı terör dalgasının stratejik amacını Zaman’dan Aziz İstegün analiz etti:
40 yıldır terörle mücadele eden Türkiye, yeni bir durumla karşı karşıya. Geçmişte ağırlıklı olarak dağlarda cereyan eden çatışmalar artık şehirlerde, mahalle ve sokaklarda yaşanıyor.
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçeleri, Muş’un Varto ilçesi ile Diyarbakır’ın Silvan ve Lice şehir merkezlerinde yaşanan sokak çatışmalarının ardından önceki gün de Şanlıurfa’da 2, Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde 1 polis terör saldırısında şehit oldu. Cizre’de de üçü çocuk 5 kişi öldü.
Çatışmaların dağlardan yerleşim alanlarına kayması, siviller için büyük bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Sokaklara hendek kazan, barikat kuran yüzü maskeli kişiler, uzun namlulu silahlar ve roketatarlarla sokaklarda devriye geziyor. Bu durum karşısında güvenlik güçleri, mahalle ve sokaklara yönelik operasyonlar gerçekleştirirken, en büyük zararı siviller görüyor. Çatışmalar sırasında vatandaşların ev, işyeri ve özel araçları kurşunların hedefi oluyor. Son olaylarda birbiri ardına sivil ölümleri de yaşanıyor. Kapısının önünde oynarken kurşunlara hedef olan çocuklar, çalıştıkları ekmek fırınında öldürülen insanlar, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Yaşanan sivil ölümleri karşısında adli ve idari soruşturmalar yürütülmemesi de bölgede tepkilere sebep oluyor.
Peki bu günlere nasıl gelindi? Siyasi hırsın gölgesinde büyüyen kifayetsiz yöneticiler, plansız göstermelik operasyonlar, çözüm süreci gerekçesiyle terör örgütünün büyüyüp yayılmasına göz yumulması, suç teşkil eden konuların görmezden gelinmesi, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının ardından polis teşkilatının adeta hallaç pamuğu gibi atılması, terör ve istihbarat uzmanlarının görevden alınması ve silah başta olmak üzere kaçakçılığa alan açılması bugün toplumun yaşadığı acılara zemin hazırladı. İstihbarat zafiyeti öyle boyutlara vardı ki, örgütlerin şehirlerdeki sorumluları bile tespit edilemiyor. Suruç’ta olduğu gibi istihbarat müdürleri kafe açıp para kazanma sevdasına düşerken, terör örgütleri tonlarca bombayı şehirden şehre dolaştırıyor. Son 2 yılda YDG-H’nin neredeyse bütün eylemleri görmezden gelindi. Yeni Türkiye’nin emniyet müdürleri, çözüm sürecine destek bahanesiyle terör olaylarına asayiş süsü verdi. Karakollara yönelik roketli saldırılar ‘taciz ateşi’ olarak kayıtlara geçirildi.
PKK ‘ALAN HAKİMİYETİ’Nİ ŞEHİRDE GERÇEKLEŞTİRME ÇABASINDA
Son 3 yılda PKK da önemli bir konsept değişikliğine gitti. Geçmişte dağlarda vur-kaç taktiğiyle eylem yapan, yurtdışındaki kamplarda barınan, eğitim gören PKK, çözüm süreci boyunca adeta bütün dikkatini şehirlere çevirdi. Alışveriş yapan uzman çavuşların Hakkâri Yüksekova’da sokak ortasında vurulması, Tunceli’de halı saha maçı yapan polislerin hedef alınması, Diyarbakır’da eşiyle birlikte pazarda alışveriş yapan astsubayın şehit edilmesi gibi olaylar örgütün uyguladığı yeni konseptin sinyali niteliğindeydi. PKK’nın 2012 yılı Kasım ayında Kandil’de yaptığı ve bütün yöneticilerin katıldığı 4. Stratejik Mücadele Dönemi toplantısında şehir gerillacılığına geçilmesi kararı alındı. Ardından PKK, şehirde yeni bir yapı kurmaya karar verdi. Bir yandan gençlik yapılanmaları (YDG-H) aktif hale getirilirken, diğer yandan KCK bünyesinde kurulan, kırsaldaki militanlarla irtibatlı öz savunma birlikleri (ÖSB) oluşturuldu. Dağda eğitim görmesine rağmen herhangi bir olaya karışmamış, sabıkasız militanlar, ÖSB bünyesinde şehirlere kaydırıldı. PKK, 2013’ten itibaren şehir yapılanmasını güçlendirmeye hız verdi. Çözüm süreciyle birlikte oluşan ılımlı havayı ‘yeniden diriliş ve toparlanma’ olarak gördü. Bunun için ÖSB ile YDG-H’yi güçlendirdi.
Çözüm sürecinin bitirilmesinin ardından şehir merkezlerinde ciddi eylemlere başladı. Bölgenin birçok yerinde hendekler kazıp setler oluşturan örgüt mensupları, güvenlik güçleriyle çatışıyor. Mahalle ve sokak aralarına girmek isteyen güvenlik güçlerine bombalı tuzaklar kurarak, saldırılar yapıyor. Örgüt, daha önceleri kırsalda denediği ‘alan hakimiyetini’ bu sefer şehirlerde, gençlik yapılanmasıyla birlikte gerçekleştirmeye çalışıyor.
Kaynak: Zaman