İzmir Askeri Casusluk ve Fuhuş dosyasında, askeri servislere düzenlenecek saldırıların bilgisi de da ele geçirilmişti. Ankara’daki patlama Türkiye’deki güvenlik zaafını ortaya koyarken, kapatılan casusluk dosyasını yeniden gündeme getirdi.
İzmir Askeri Casusluk ve Fuhuş dosyasından herkes beraat etti ama, İddianame ile İzmir 5. Ağır Ceza hâkimi Serdar Ergül‘ün Tutukluluk Değerlendirme raporları çok ciddi bilgiler ihtiva ediyordu.
Meselâ, “Askeri casusluk davası bir kumpastır” diyenler, acaba, belgeler arasında, askerlerin servis güzergâhlarına ilişkin resimlerin, nöbetçilerin yerlerinin, geliş-gidiş saatlerinin bulunduğunu biliyorlar mı?
“Pandora / Yaşasın Aslan / Servis güzergâhı” isimli veri tabanında, 10 adet 9’uncu Üs Servis Güzergâhı ile bu güzergâhta nöbet tutulan yerlerin ve nöbetçi askerlerin gösterildiği fotoğraflar ele geçirilmişti. Aynı veri yoluna “BENİ OKU” isimli belge eklenmişti. Bu belgede şu ifadeler yer almaktaydı: “Yaşasın Aslan, servis güzergâhındaki sivil görevli askerler konusunda uyardı. Servislere düzenlenecek eylemleri önceden bilmek istiyor. Kendi arkadaşlarımızın uyarılması adına.”
Tutukluluk Değerlendirme raporunda, yukarıdaki belge şöyle açıklanıyor: “Suç örgütünün, gerektiğinde TSK personelini taşıyan servislere silâhlı ve bombalı eylem bile yapabilecek nitelikte örgütlendiği anlaşılmaktadır. Burada, servis güzergâhı ile, güzergâhta nöbet tutulan yerlerin ve nöbetçi askerlerin fotoğraflarının, suç örgütüne aktarılmasının sebebi, düzenlenecek olası bir silâhlı eyleme hazırlıktır. Bu bilgileri, suç örgütüne aktaran kişi, astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşasın Aslan’dır. Yaşasın Aslan, sivil görevli askerlere dikkat edilmesi gerektiğini belirtmiş ve bu sivil görevli askerlerin yerleriyle fotoğraflarını göndermiştir. Servislere düzenlenecek eylemleri, önceden bilmek istediğini özellikle belirtmiştir. Bunun sebebi, gene ilgili notta‘Çünkü kendi arkadaşlarımızın uyarılması adına’ denilerek, açıklanmıştır. Eylem, Türk Silâhlı Kuvvetlerini taşıyan servislere düzenlenecek ve suç örgütünün hedefindeki kişi ve kişiler öldürülecektir. Acaba suç örgütü bu eylemi kime yaptıracaktır? Asker olan kendi üyelerine mi? Yoksa taşeron olarak kullanacağı ve sürekli ilişki içerisinde olduğu, değişik örneklerle izah edilen PKK terör örgütüne mi? Veya başka bir silâhlı örgüte mi?”
Hâkim Serdal Ergül’ün Tutukluluk Değerlendirme raporunda temas ettiği noktalar, 17 Şubat’ta, askeri servislere düzenlenen bombalı saldırıyı size hatırlattı mı? Bu katliamı TAK yaptı… Ama insan ister istemez, “TAK, acaba Güneydoğu’da devletin uyguladığı politikalara tepki göstermek için mi böyle bir katliama girişti? Yoksa taşeron olarak, başka güçler tarafından mı kullanılıyordu?” diye düşünüyor.
T-37 UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ
İddianameden ve Tutukluluk Değerlendirme raporundan devam edelim:
Pandora veri tabanı incelendiğinde, bir başka klasörde, “X.doc” isimli 3 sayfalık belgede,T-37 uçağının önemli kısımlarına ait bilgilerin, bu uçağın nasıl ve hangi yollar kullanılarak düşürülebileceğinin, bu planları uygulayabilecek personel isimlerinin yer aldığı görülmüştür. Aynı belge, Narin Korkmaz’dan elde edilen “BYCASUS” isimli dijital materyale de kayıtlıdır. Ayrıca, Narin Korkmaz’da, X.doc dosyasının yanında,“Xpersoneli.xls” ismiyle bir başka dosya daha kayıtlıdır. Bu dosya ise uçakların düşürülmesi ve pilotların öldürülmesi eylemlerini gerçekleştirebilecek ekibe ilişkindir.
X.doc belgesinde, T-37 uçaklarının hangi eylemlerle düşürülebileceği 6 şık halinde incelenmiştir: Kumanda tellerinde bir problem yaratılması, çok hassas bir parça olan flap yüzeylerine müdahale edilmesi, motordaki yağ kontrolünü engelleme, frenleri ya da uçağın dikey kuyruğunu tutan perçinleri veya telleri fark edilemeyecek şekilde bozma, uçaktaki tüplere oksijen yerine kokusu hemen ayırt edilemeyecek bayıltıcı veya öldürücü gaz doldurulması…
SAVAŞ GEMİLERİYLE İLGİLİ BELGELER
Pandora’dan çıkan bir başka dosyada da, Türk savaş gemileriyle ilgili belgelerin uluslararası ortamda Türkiye aleyhine delil olarak kullanılabileceği ya da AK Parti hükümetini zor durumda bırakıp baskı altına almak maksadıyla servis edilebileceği belirtiliyordu.
GİZLİ DOKÜMANLAR VE MÜŞTERİLER
Bugün, gazetecilik faaliyetine ya da MİT TIR’larını yakalayan savcılara bile “casus”damgasını yapıştıranlar, devlet güvenliğine ilişkin belgeleri temin edip, satanları süratle aklayıverdiler. Doğru dürüst bir yargılanma yapıldığını hiç sanmıyorum. “Pandora” veri tabanında ulaşılan bir klasörde, askeri belgelerin konuları ve servis edilecek müşterilere ilişkin bir çizelge de vardı. Belgeler, silâh sistemleri ve teknolojik gelişmeler, Doğu Akdeniz Harekât Alanı Radar Kapsamı, Genesis denizaltı modernizasyon projesi, Milgem Torpido silâh sistemleri, Kıbrıs sorunu vs. başlıkları altında sıralanıyor ve bir çalışma planı çıkarılıyordu:
1- Öncelikle, hedef kaynaklardan temin edilen belgeler tasnif edilecek ve hangilerinin kurye değerlerinin olduğu tesbit edilecek.
2- Kurye değeri olabileceği düşünülen belgeler ile muhtemel ilgi alanlarına göre müşteriler eşleştirilecek.
3- Doküman ve ilgilenebileceği düşünülen müşterinin hizasına X işareti konulacak.
4- Müşterilerden alınacak cevaba göre, belgeler kuryeler vasıtasıyla onlara iletilecek.
KUMPAS MI, GERÇEK Mİ?
Şimdi bu dosyadan aklananlar, bir de devletten tazminat talep ediyor. O belgeler eğer sahte ise, bunları kim, nasıl düzenledi? Çeşitli kişilere ait bilgisayarlara ne şekilde yerleştirdi? Bunların cevabı ve somut ilişkiler tesbit edilmeden, sadece “Paralel yapı kumpas kurdu” derseniz, “Casusluğa ilişkin önemli bir dosyanın üzeri mi örtülüyor”şüphesi doğar. Nitekim ben, böyle bir şüphe taşıyorum. Ve günün birinde, bağımsız yargı yeniden tesis edilince, bütün davaların tekrar görüleceğini umut ediyorum.
NAZLI ILICAK- ÖZGÜR DÜŞÜNCE