Bir aksilik olmaz ve her şey planlandığı gibi giderse 16 Nisan günü tüm Türkiye referandum için sandık başına gidecek. Bir aksilik olmazsa derken şunu kastediyorum: mevcut iktidar, evet-hayır arasındaki hayır lehine olan farkı herhangi bir şekilde kapatamayacağını anladığı an, beklenenden-umulandan farklı davranacaktır. Öyle davranacaklarını tahmin ediyorum. Bu “farklı” davranma, referandum sandığını ötelemek ya da bir daha halkın huzuruna gelmemek üzere kırılıp atılması demek. Özellikle sosyal medyada bu minvalde devam eden söylemlere hak veriyorum. Ancak bu olasılığın tek bir şartı var: o da evet ile hayır arasındaki farkın bir takım manipülatif operasyonlarla kapatılabilecek boyutta olması. Kamuoyu araştırma şirketlerinin verdiği son oranlara bakılırsa bu fark -şimdilik- bir şekilde kapatılabilecek durumda.
Ben şahsen, buradaki eşik sınırın %56 olduğunu düşünüyorum. Anket sonuçlarının esas etkisinin kararsız seçmen üzerinde olduğu artık çok iyi bilinen bir gerçek. Muhtemelen o nedenledir ki, kamuoyu araştırmalarında kararsızlar beklenmedik şekilde yüksek gösterilerek belli bir “hata payı” bırakılmak isteniyor. Rüzgar, son haftaya kadar bu şekilde devam ederse referandum yapılır. Ancak hayır oylarının %56’nın üstüne çıktığının fark edildiği an B planı devreye girer ve sandık kurulmaz.
Bereket versin ki şimdilik “kararsız” seçmen oranı çok fazla da tahmin yapmak zorlaşıyor. Bazıları diyor ki “artık kaçarı-göçeri yok, referandum olur; hele de gümrük kapılarında bile oy verme işlemi başlamışken.” Şunu unutmamak lazım ki, Türk siyaseti için kimi zaman, 24 saat bile çok uzun bir süredir. Üstelik hukuki olarak referandumun ertelenmesini de içeren pek çok enstrüman gün gibi ortada duruyor. Kaybedeceğini gördüğü bir seçime, hele de onu engelleme şansı varken hangi siyasetçi girmek ister? Bütün bu nedenlerle “sandığın halkın önüne gelmemesi meselesi” birilerinin aklının derin bir köşesinde son ana kadar devrede kalacaktır. Üstüne üstlük böyle bir durumun ortaya çıkması için ihtiyaç duyulan provakatif eylemleri hayata geçirmek, günümüz Türkiye’sinde hiç de zor değildir.
Benim esas değinmek istediğim konu ise muhalefetin referandum konusunda nasıl bu kadar beceriksiz olabildiği. Gerçi bizim muhalefet, hangi konuda başarılı bir karşı duruş gösterip muhalifliğinin hakkını verebilmiş, o da ayrı bir konu da. Yine de bu muhalefet, en azından kararsızların oranını yükseltmiş olarak bile, iyi bir performans gösteriyor diyebilirim.
Hafta sonu memleketin bazı belde ve köylerini dolaştım. Gördüğüm manzara şu: insanlar herhangi bir “alternatif” göremediklerinden olsa gerek, artık koşullu refleks olarak Reis-i Cumhur Tayyip Erdoğan’ın her dediğini doğru, her sözünü hikmet pırıltısı olarak görüyor. Anket şirketlerinin çoğu, öyle tahmin ediyorum kırsal kesimlere pek uğramıyor. Hiç lafı dolandırmadan açık söyleyeyim, Türkiye’nin kırsalı “evet” kaynıyor. Hatta eşi-dostu KHK ile ihraç edilmiş nice kimselere tesadüf ettim ki kendileri fanatik evetçi. Sevdiklerinin başlarına gelen şeylerin, çalıştığı kurumlardaki CHP ve MHP’lilerin bir oyunu, bir iftirası olarak görüyorlar. Rasyonel düşünme refleksini bu denli yitirmiş bir toplumdan “hayır” çıkmasını beklemek hayal dünyasında yaşamaktan farksız bana göre.
Evet-hayır arasındaki fark %12’den fazla olmadıkça bazı basit istatistik yöntemlerle, veriler manipüle edilerek “evet” oylarının önde çıkması sağlanabilir. Böyle bir işlem için de en güzel yöntem “mezardakilerin kaldırılıp evet reyi kullandırılmasıdır.” Daha fazla detay isteyen YSK’nın dijital sistemine ve fazladan basılan milyonlarca oy pusulasının akıbetine bakıversin bir zahmet. “Mezardakilerin bile kaldırılıp oy kullandırılması” yöntemi bir vakit akla gelmişti ama hayata geçmesi bu referanduma nasip olacak galiba!
Ahmet Faruk ÖZKAN
28 Mart 2017
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...