MİT’te Suriye veya İran ajanı mı var?

Suriye Milli Güvenlik Kurulu’na başkanı Ali Memlük Şam’da ilginç bir şekilde ev hapsine alındı.  Güvenlik Bürosu’nun başkanı. Suriye yönetiminin en önde gelen isimlerinden birisi olan Ali Memlük, Muhaberat olarak bilinen Suriye istihbaratının başkanıydı. Aslen İskenderunlu, Sünni bir aileden gelen Ali Memlük, 1970’lerden beri istihbaratın değişik kademelerinde çalışıyordu.  Memlük, Lübnan’da askeri istihbaratta ve hava kuvvetleri istihbaratında çalıştıktan sonra 2005 yılında şu anki görevine getirilmişti.

Daily Telegraph’ın haberine göre “Memlük’ün, Suriye ordusu İdlib’in ve Cisr el Şuğur’un kontrolünü, El Kaide’nin yerel bağlantısı El Nusra’ya kaybetmesinden sonra “düşman hükümetler” ve rejimin eski yetkilileri ile iletişime geçtiği” gerekçesiyle ev hapsine alındığı belirtiliyor.

Daily Telegraph’ın haberinde, ev hapsi konusundan haberi olan, rejimin içinden üst düzey bir kaynak şu bilgileri veriyor: ‘Memlük bir aracı vasıtasıyla Türk istihbaratıyla iletişim kuruyordu’  Haberde, ‘Memlük’ün Türk istihbaratının yanı sıra, 1980’lerde darbe girişiminde bulunmakla suçlandığından bu yana sürgünde yaşayan Beşar’ın amcası Rıfat Esad’la bağlantıya geçmek için Halepli bir işadamını da kullandığı’ bilgisi yer alıyıor.

.Haberde “Esad yorum yapmayı reddetti, fakat adının açıklanmasını istemeyen bilgi sahibi bir kaynak ‘Suriyeli yetkililer ve ordu içinde (Rıfat’ın) geri dönmesi yönünde büyük bir istek var” bilgisi yer alıyor.

Siyasi güvenlik birimi başkanı Rüstem Gazali’nin geçen ay, askeri istihbarat içindeki rakip mevkidaşı Refik Şahada’nın adamları tarafından öldürüldüğü, Şahada’nın da görevden alındığının hatırlatıldığı haber şöyle sürüyor:

“Savaşta, Suriye’nin bölgedeki müttefiki İran’ın oynadığı rolün tartışmaların kalbinde olduğu söyleniyor. Rejime yakın bazı çevreler İranlı yetkililerin artık kendilerinden daha çok yetkiye sahip olmasından korkuyor. İranlı yetkililerin, hükümetten merkez bankasından savaş stratejilerine kadar geniş alanlarda komutayı ellerine aldıkları söyleniyor. Devlet Başkanlığına yakın bir kaynak, ‘Başkanlık konutundaki çoğu danışman artık İranlı. Memlük, Suriye’nin kendi egemenliğini İran’a vermesinden nefret ediyordu. Bir değişiklik gerektiğini düşünüyordu” deniyor.

Haber  Suriye ve Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren bu haber. Aslında bir istihbart operasyonunun arka planını anlatıyor.

Bu durumda iki ihtimal ortaya çıkıyor. Bunlardan birincisi Suriye’de Esad’ın çevresindeki Nusayriler ve İran Sinnileri tasfiye etmek için Memlük’e böylesi bir kumpas kurdu. İrancıların kumpas kurma konusunda ne kadar maharetli olduğunu hepimiz görüryor, biliyoruz.

Ancak bu durum Esad rejimi için büyük bir kırılmayı bereaberinde getiri. Sünni birini sünni olduğu için görevden alan Esad Şam’da kurduğu Sünni-Nusayrı dengesini kendi eliyle yakmış olur. Dolayısıyla bu olasılık güçlü bir olasılık değil.

İkinci olasılık şu: İstihbarat örgütleri Beşar Esad’ın yerine yeni bir lider arıyordu. Hem Şiileri hem de Sünnileri bir arada tutacak geçiş hükümetini kurabilecek bir lider olarak Esad’ın amcası düşünüldü. Bunun için rejimin içindeki sünni İstihbarat Başkanı Ali Memlük ile anlaşıldı.  Bu çerçevede Ali Memlük Türk istihbaratıyla irtibata geçti. Ancak Türk istihbarattından biri Ali Memlük’ü stattı ve Başar Esad’a ihbar edip tutuklanmasını sağladı.

Hatırlayın bir kaç yıl önce de MİT’in Hatay’daki elemanlarından biri Suriye’li komutan Harmuş’u kaçırıp Esad’a satmıştı. O MİT mensubu daha sonra tutuklanıp hapse girmiş, hapisten de tuhaf bir şekilde kaçmıştı. Gerek o MİT mensubunun hapisten kaçışı gerekse –varsa- Ali Memlük’ün Türk İstihbaratıyla irtibata geçmesinden sonra satışa getirilmesi Türk İstihbaratında Suriye veya İran’a çalışan hainlerin olabileceğini akla getiriyor. İstihbarat teşkilatı bu hainleri tespit edip temizlemeden operasyonlar bir bir elinde patlar…

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...