Yüzbaşı kardeşinin cenazesinde ki çıkışıyla bir anda bütün ülkenin gündemine yerleşti yarbay.

Orada yaşanan olayın derin kırılmalara yol açacak bir büyük hareket olduğunu düşünüyorum.

İki buçuk aydır yaşanan onca kaosa rağmen tatilini bozup meclisi toplama ihtiyacı duymayan milletin vekillerinin yapması gerekeni iki yarımşar dakikalık konuşmasıyla fazlasıyla yapmış oldu.

Bundan sonra artık oyun kurucular kimse millet faktörünü dikkate almadan hamle yapamayacak.

Belki de ifadeyi değiştirip şöyle söyleyelim millet oyunu gördü ve oyun kurucuların kötü niyetini anladı ve onları kenara iterek oyunu kendisi kurmaya karar verdi.

Üç yıla yakın bir süredir millet üzerinde bir balyoz gibi duran zaman zaman inen ve kalkan hatırlı bir partizan kadronun dışında hemen hemen herkesi ezen güç artık devre dışı bırakılacak.

Sandığı kaçırmanın yada sandıkla yansıyacak iradenin hayata geçirilmemesinin imkanı yok bu andan sonra.

Yarbay aslında acısı yanan bir kardeş olmanın yanında canı yanan ve öfkesi kabaran toplumunda tercümanı oldu.

Belki ülkenin yüzde yetmiş oturduğu yerden yarbayın iki otuz saniyelik çıkışıyla beraber aynı sözleri söylemek istedi aynı çıkış ı yapmak istedi aynı şekilde elini yumruğa vurmak istedi.

Bu sesin bu itirazın muhatap makamlarda nasıl bir sesle yankılandığını tahmin etmek zor değil.

Bir sel gibi büyüye büyüye yoluna devam eden bir çığlık gibi kulakları sağır edecek şiddete ulaşan bu sesin sonuçlarını yakında göreceğiz.

Bir tahmine yada kehanet değil bu söylediklerimiz.

Biraz yaşananları gözlemleyip olup bitenler üzerinden kanaat arz eden her aklı başında ki ülke insanı aynı şeyi söyleyecek.

Şımarıklığın kibrin ve kof kabadayılığın toplum nazarında öfkeye dönüşen yansıması meşru bir zeminde karşılığını bulacak.

Zorbaların son birkaç ayı belki. Baskı sindirme ve korku ile toplumu esir eden her ne var ise silinip gidecek.

Yarbayın çıkışı bir milat.

Üç aya yakındır toplumun feryat haline gelen ve vekillere bir türlü duyurmadıkları meclisi toplayın ve bu sorunları çözün sesi sonunda beklenmeyen bir yerden karşılığını buldu.

Şehit cenazelerinin toplumda yaşattığı acının arkasında kandırılma, aldatılma ,oyalanma duygusu var.

Yedi hazirandan sonra gelmeye başlayan cenazeler üzerinden çözüm süreci yeniden sorgulanmaya başlandı.

Yarbayın ne oldu da çözüm diyenler sonuna kadar savaş demeye başladı serzenişinde olan milyonlar var aslında .

Enerji bakanının “şehit olmak istediğine” dair samimi olmayan beyanları ile şehit yakınlarına “mutlu olmalarını” telkin eden siyasilerin mesajları hem karşılık bulmadı hem de derin kırılmalara neden oldu.

Muhafazakar değerlerin iktidarını vaat edenlerin ülkeyi yalanlarla ,yolsuzluklarla, hırsızlıklarla ,her türlü kötü alışkanlıklarla adından söz ettirir bir yere dönüştürmüş olmalarına duyulan öfke yarbayın öfkesiyle istenen hedefini buldu.

Çok uzakta değil üç yıldır bu olağanüstü olayların yaşandığı ülkenin bu karamsar tablodan kurtulması.

Damar damar dalga dalga o noktaya yaklaşıyoruz.

Artan terör olaylarına sebep olanların PKK olduğunu ve mecliste bu örgütün uzantısı olarak gösterilen HDP’nin bundan olayı oylarının düşeceği ve barajın altında kalacağı düşüncesi toplumsal bir karşılığa ulaşamadı.

HDP yapılan anketlerin tamamına yakının belirttiği üzere barajı geçiyor. Hatta oyunu en fazla arttıran parti konumunda.

Ülke gereksiz yere ciddi biçimde gerildi ve bunun sorumlusu olarak koalisyonu halktan kaçıran mevcut iktidar partisi ve partinin bütün ipleri elinde bulunan sarayı görülüyor.

Kaosa ve teröre rağmen, yitirilen canlara rağmen, ben hiçbir zaman bir iç savaş tehlikesi görmedim.

Kurgulayanların ve kirli planları yapanların toplumsal temeli olmayan hamleler bunlar.

Türk milliyetçilerinin ciddi oranda destek oldukları parti ile Kürt milliyetçilerinin yoğun olarak oy verdiği iki partinin liderleri savaş istemediği gibi tabanlarını şiddetten ve silahtan uzak tutma konusunda samimi ve alabildiğine kararlılar.

Ülke de kirli planları olanların kirli senaryolar üzerinden toplumu bölüp çatışma ve savaş çıkarmak isteyenlerin bu nafile çabaları artık sadece kırılmayı hızlandıracak ve ilk sandığa yansıyacak iradede bu durum net olarak görülecektir.

Meclisin de önünde giden bir toplumsal bilinci var bu ülkenin. Her türlü kaosu yenecek oyunları bozacak

ve barışı yaşatacak bir derinliğe sahibiz.

Meşru itiraz ve öfke kanallarından akarak hayat bulan ve topluma nefes aldıran bir derinlik bu.

Onlarca kronik sorununa rağmen bir ameliyat masası altında kesmeye ve biçmeye maruz bırakılıp bölünme hesabı yapılmasına rağmen yolunu demokrasiden başka bir yöne kaydıramadılar bu milleti.

Tamda bu yerde Yarbayın bu öfkesini “ne demeli bir çiğdemin göğü yırtışı karşısında “ diyerek anlayan algılayan , bu yürekli ve engin düşünceli topluma bakarak asla enseyi karartmamalı diyebiliyoruz.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...