Fuat Avni Cemaat’e kurulacak kumpası deşifre etmesinin ardından , iktidar medyası Avni’yi doğruladı ve “PKK-Cemaat işbirliği” haberleri yapmaya başladı. Ancak Erdoğan ve iktidar medyası daha önce de Cemaat’i Kürt düşmanı ilan etmişti.

Fuat Avni, “PKK’lı öğrencilerin kaldığı evlere Gülen’in resim ve kitapları, Cemaat evlerine Öcalan’ın resim ve kitapları yerleştiriliyor. Başta Urfa olmak üzere birçok şehirde, Cemaat’e ait olan evler tespit edildi. Operasyon alt yapısı hazırlanıyor” iddiasında bulundu.

İddianın üstünden saatler geçmeden iktidar medyası iddiayı doğrulayan bir haberi yayınladı.

Haberdar’ın haberine göre; Sabah Gazetesi ve A Haber bir PKK’lının Cemaat evinde yakalandığını iddia etti.

8wzy-qu-rsm57052c6f96e97.jpg

ERDOĞAN VE İKTİDAR MEDYASI DAHA ÖNCE CEMAAT’İ KÜRT DÜŞMANI İLAN ETMİŞTİ

Erdoğan son dönemdeki konuşmalarında Güen Cemaat’inin ve PKK’nin ortak iş yaptığını, kokteyl terör örgütlerinin olduğunu dillendirmekte. Erdoğan ABD’ye yaptığı son ziyaretinde kendisini protesto edenler için “PKK – ASALA – Paralel Yapı yan yana” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan’ın PKK ve Cemaat’i ortak gösteren açıklamalarından sonra iktidar medyası da ‘Paralel yapı-PKK el ele’ haberleri yayınlanmaya başladı.

Ancak Erdoğan 2014 yılında bu sözlerinin tam tersi yönünde konuşmuş “Gülen örgütü Kürt düşmanı” demişti. Erdoğan’ın bu sözlerini iktidar medyası manşetlerine taşımıştı.

k5o89gpkrsm570554fc3d6a1.jpg

CEMİL BAYIK: CEMAAT’LE TEMAS KURMAK İSTEDİK CEMAAT REDDETTİ

2014 yılında İMC TV’den Ayşegül Doğan’a konuşan KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, Başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun Gülen Cemaati ile PKK arasında ilişki olduğu iddiasına yanıt vermişti. Davutoğlu’nun PKK-cemaat iddiasını kesin bir dille reddeden Bayık “elimizde belgeler var diyor. Ben bu belgelerin kamuoyuna açıklanmasını istiyorum” demişti.  Bayık PKK olarak cemaat ile temas kurmak istediklerini ancak karşı tarafın bunu kabul etmediğini açıkladı. Cemaatin “milliyetçi ve Kürt düşmanı” bir çizgide olduğunu savunan Bayık “Biz temasa geçerek onları o çizgiden uzaklaştırmayı hedefledik. Ama onlar Kürt düşmanı milliyetçi bir çizgide kalmayı tercih ettiler. Bu nedenler bizim ile onlar arasında bir ilişki gerçekleşmedi.” demişti.

ABDULLAH ÖCALAN: PARALEL YAPIYI BİTİRİN BİZ DE GERİLLAYI BİTİRELİM

Abdullah Öcalan’ın İmralı’da devlet görevlileri ve AKP’lilerle yaptığı görüşmelerin tutanakları kitaplaştırılarak yayınlanmıştı.

İmralı Notları adlı çalışmada Abdullah Öcalan’ın Cemaat hakkındaki görüşleri de yer alıyordu.

İşte Öcalan’ın o sözleri:

Eskiden Amerikan yardımıyla okullara süt tozu falan dağıtırlar, böylelikle topluma sızarlardı. Şimdi cemaat bu görevi üstlenmiş. Paralel devleti cemaat yürütüyor ve bunlar şiddete mecbur kılmaya çalışıyorlar.

S. Demirtaş: Fethullah Gülen’in görüntülü bir demeci düştü internete. KCK’lilerin, BDP’lilerin evlerine uyuşturucu yerleştirin, sonra da gidip basın. Bunlara terörist deniyordu, şimdi bir de uyuşturucu kaçakçısı falan denir’ biçiminde bir demeçti.

Öcalan: Sözlü olarak mı?

S. Demirtaş: Evet, kendi ağzından yayınlandı. Ama basın büyütmemeyi tercih etti.

Öcalan: Sayın yetkili, bunu not alın, bu çok önemli. Böylece benim dediklerim belgelenmiş, ispatlanmış oluyor. Bu oyunları engelleyemezseniz, paralel devleti önleyemezsiniz biz süreci nasıl götüreceğiz? Siz de kendinize dikkat edin, benimle görüşen iki kişi sadece sizsiniz. Tedbirinizi alın mutlaka. 82’de paralel devlet bölgeye el koymuş bir defa. İti ite kırdırma politikasını uyguluyorlar. Acımasızca infazlar, işkenceler, domuz bağıyla öldürmeler hep bunun içindi. Sizin koku alma yeteneğiniz yok. Osman Bey hiç kusura bakmasın, koku alma yeteneğiniz olmazsa politika yapamazsınız. Vedat Aydınların, Savaş Buldan’ların öldürülme nedenlerini çözemezdiniz işte.

Fethullah hoca öyle konuşmuşsa, demek ki devleti ele geçirmişler. Her an buraya kadar gelebilirler. Onların Amerikası var, bizim neyimiz var? Paralel devleti bitirin, biz de gerillayı bitirelim. Bunlar dururken biz nasıl yapalım?

AKP PKK’YI ÖVE ÖVE BİTİREMEMİŞTİ

Cemaat ve PKK ortak iş yapıyor diyen ve aşırı milliyetçi politikalar güderek tabanını Kürtler’e karşı bir politikaya yönlendiren AKP’liler daha önce PKK hakkında övücü sözler sarfetmişlerdi.

İşte onlardan bazıları:

Yalçın Akdoğan: Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. Mesajları sürecin geleceğini düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.

Mehmet Metiner: Öcalan’ın durduğu yer, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan bir yer. İmralı’da çok anlamlı, çok değerli şeyler söylüyor.

Yiğit Bulut: Abdullah Öcalan Ortadoğu’da Türkiye‘nin önünü açıyor.

Yasin Aktay: Öcalan, dünyanın geleceğini iyi okuyup Kürtler’in, PKK’nın önüne yeni hedef koymuştur. Şartlarının iyileştirilmesi talepleri var. Bu talepler normaldir, meşrudur.

Beşir Atalay: Abdullah Öcalan Kürtler’in lideridir.

Bülent Arınç: Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı.

Sadullah Ergin: Öcalan bölgenin ve Türkiye’nin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor.

Nihal Bengisu Karaca: Bebek katili denen bu kişi çıktı Nevruz’da gerçekten kapsayıcı, insanlara geleceği gösteren ve helalleşme teklifi sunan bir konuşma yaptı.

Mehmet Barlas: Abdullah Öcalan bile zamanın ruhunu yakalamışken…

Hilal Kaplan: Bir zamanlar “Ölmeye hazırım” diyen Öcalan, şimdi “Yaşatmaya hazırım” diyor.

Abdulkadir Selvi: Öcalan bu süreçte sorumluluk bilinciyle hareket ediyor. İlerleyen aşamalarda Öcalan’ın konumunu Türkiye artık tartışmalı.

Emre Aköz: PKK bir terör örgütü değildir.

MİT ÖCALAN’IN MEKTUBUNU KANDİL’E TAŞIDI

Millet Gazetesi’nden Bülent Ceyhan, 7 Şubat’ın yıldönümünde çarpıcı bir iddiayı gündeme getirmişti.

Gazetenin haberine göre, MİT, Öcalan’ın PKK’ya eylem talimatını mektubunu Kandil’e taşıdı, sonrasında PKK tarafından 136 asker öldürüldü.

Bülent Ceyhan’ın haberinde şu ifadaler yer alıyordu:

Soruşturma dosyasına giren bilgilere göre; MİT Heyeti KCK’nın sözde yürütme konseyinin 1 Temmuz 2011 tarihli mektubunu Öcalan’a getirdi. Öcalan’ın 6 Temmuz’da yazdığı mektubu ise Kandil’e ulaştırdı. Mektupta ‘PKK’ya saldırı emri’, ‘Halk savaşına başlayın’, ‘Demokratik Çözüm Sürecine inanmayın’, ‘Askere en sert cevap’, ‘Siyasetçileri kaçırın’ şeklinde eylem talimatları yer alıyordu.

Savcılık fezlekesine yansıyan bilgilere göre, KCK soruşturma dosyasına giren belgelerde MİT’in, istihbarat görevinin dışına çıkarak ‘vatana ihanet’ noktasında faaliyet gösterdiği iddia ediliyordu.

Öcalan’ın farklı zamanlarda MİT heyeti aracılığıyla Kandil’e gönderdiği mektuplarda “PKK’nın ölüm kalım süreci yaşadığı ve askeri operasyonlara en sert şekilde karşılık vermesi gerektiği” ifade ediliyordu. Eylem planları örgüte taşınıyor ancak güvenlik birimleri uyarılmıyordu.

CHP ve MHP “OSLO MUTABAKATINI” Deşifre Etmişti

Hükümetin, Oslo’da İngiltere’nin hakemliğinde bir mutabakat metni imzalandığını belirten Haluk Koç, 12 Eylül 2012 tarihinde bu belgelerle ilgili dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a 14 soru yönelttiğini ve cevap alamadığını, 18 Eylül’de ise bu belgeleri kendisinin kamuoyuna açıkladığını anlatmıştı.

Haluk Koç Ekim 2015’te Erdoğan’ın önce hakaret yağdırarak inkâr ettiğini, sonra ise dolaylı olarak bu belgeleri kabul ettiğini söyledi. Koç, “Protokol burada ve bu AKP-PKK mutabakat metnidir. Üç paragraflık giriş, 9 maddeden oluşan iş bu mutabakat metni, taraflar arasında arabuluculuk yapan hakem devlet temsilcileri tarafından taraflar adına imza altına alınmış ve aslı hakem devlet merkezinde arşive alınmıştır. CHP tarafından bu açıklanmıştır. Sayın Çelik soruyor ama haberi yok.” dedi.

O dönem sordukları sorulara cevap verilmediğini, sonra da özel bir yasa çıkarıldığını ve MİT’in koruma altına alındığını hatırlatan Haluk Koç, “Kalkın bunu reddedin. ‘Böyle bir şey yoktur’ deyin. ‘Nasıl olsa orada özerk bölge olacak’ diye söz verildi mi? Çelik’in istifa önerisini Ankara Garı’ndaki o katliam görüntülerinden sorumluluk çıkarmayan şu anda hükümette bakanlık yapanlara hatırlatmasını istiyorum.” şeklinde konuştu.

Haluk Koç, 3 yıl önce açıklamıştı

Haluk Koç’un 18 Eylül 2012 tarihinde ‘Oslo mutabakatı’ olarak açıkladığı metinde yer alan bazı maddeler şöyle: “Taraflar, 10 Mayıs 2011’de İmralı’da yapılan görüşmede Sayın Öcalan tarafından sunulan, (…) taslaklar konusunda en geç haziranın ilk haftasına kadar görüş ve önerilerini sunarlar. Türk tarafı, seçimlerden sonra en kısa zamanda örgütü temsilen iki kişinin Sayın Öcalan’ı ziyaret etmesi, yukarıda adı geçen konsey ve komisyonlar kurulduktan sonra, birer alt komisyonlarının da Sayın Öcalan’la ilişkilendirilmesini taahhüt eder. Kürt halkının siyasi ve legal temsilcileri (…) ve KCK adı altında gerçekleşen siyasi operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması, sürecin yumuşatılması ve çözüm yönünde ilerlemesi için önemli bir adım olacaktır.”

Koç’un söz konusu yayında açıkladığı 9 maddeden bazıları şöyle:

* Türk tarafı, seçimlerden sonra en kısa zamanda örgütü temsilen iki kişinin sayın Öcalan’ı ziyaret etmesi, konsey ve komisyonlar kurulduktan sonra, birer alt komisyonlarının da sayın Öcalan’la ilişkilendirilmesini taahhüt eder.

KCK TUTUKLULARI BIRAKILACAK

* KCK adı altında gerçekleşen siyasi operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması, sürecin yumuşatılması ve çözüm yönünde ilerlemesi için önemli bir adım olacaktır. Türk tarafı ilk adım olarak Newroz ve sonrasında tutuklanan Kürtsiyasetçileri bırakmayı taahhüt eder.

* Kürt sorununun nihai çözümünün, ancak çatışmasızlık zemininde gerçekleşebileceğinden hareketle tüm askeri, siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması ve uygun tedbirlerin karşılıklı geliştirilmesi esastır. Bu çerçevede taraflar, 15 Haziran 2011’e kadar her türlü operasyon ve askeri eylemlerini durdururlar.

MHP’li Vural: Öcalan serbest bırakılacak özerlik verilecek

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Oslo’da 20 ve 21 No’lu protokol adlı belgelerde vaat edilenler olduğu iddia edilen maddeleri açıkladı. Vural “Oslo mutabakat taslağı 20 ve 21 No’lu protokol adlı belgelerde, Türkiyeliliği esas alan bir anayasa yapılması, demok-ratik özerklik statüsünün sağlanması, Kürt kimliğinin yeni anayasada yer alması, ‘Türk milleti’ ibaresinin çıkarılması, Kürtçe’nin ikinci bir resmi dil olarak kabul edilmesi, teröristbaşının ilk aşamada ev hapsine alınması, sonra da özgürce toplumsal ve siyasal yaşama katılması, teröristlerin silahsızlandırılarak, mevcut yasalar çerçevesinde toplumun öz savunma gücü ya da yeni bir statüyle demokratik çözüm içinde varlığını koruyacak bir yapılanmaya kavuşması, bunlar protokole bağlanmıştır” dedi.

OSLO’YA KATILANLAR

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Yardımcısı Afet Güneş’in katıldığı Oslo görüşmesinde PKK adına Sabri Ok, Mustafa Karasu ve Zübeyir Aydar hazır bulunmuştu. Görüşmelerin 2.5 yıl sürdüğü ve 5 kez gerçekleştiği iddia ediliyordu

Aktifhaber