Uluslararası alanda barış ve dostluğa, iyi ilişkilerin geliştirilmesine yönelik her çaba ilkesel olarak takdiri ve desteği hak eder. Türkiye ile İsrail halkları arasında ve bölgede barış ve refaha hizmet edecekse Ankara-Tel Aviv anlaşmasına da bu perspektiften yaklaşmak lazım. Zaten Kur’anî bir kaide, “Sulhta hayır vardır.” der.

Amma velakin siz kalkıp sabah akşam o ülkeye hakaret etmişseniz, bir nefret objesine dönüştürmüşseniz, bizatihi kendisini bir hakaret lafzı haline getirip muhaliflerinize karşı tepe tepe kullanmışsanız, azıcık farklı fikirde olanları ajanlığıyla suçlamışsanız, her olayın arkasında komplolarını aramışsanız; o ülkeyle anlaşmadan önce tükürdüklerinizi bir güzel yalamanız, herkesten özür dilemeniz gerekir. 9 vatandaşımızın katledildiği Mavi Marmara olayından bu yana bozuk olan ilişkileri normalleştirecek anlaşmanın duyulduğu ilk andan itibaren, Erdoğan/AKP rejimine yönelik tepkilerin kaynağı böyle bir tavrın görülmemesidir.

Anadolu’da, “Tüküreceğin yüze bakma, bakacağın yüze tükürme!” diye özlü bir söz vardır. Yıllardır sürekli tüküren, Filistin dostluğundan ziyade İsrail karşıtlığıyla ürettikleri radikalizmi iç siyaset sermayesi yapan bir ekibin geçmiş hatalardan ders çıkardıkları görülseydi belki “neyse” denilip geçilirdi. Ama ders almak şöyle dursun, tükürdüklerini yalama skandalından bile destansı zaferler çıkarma çabası millette ikrah getirtti. Zeka yoksunu kelime oyunlarıyla, yalanlarla hiç utanmadan vatandaşları aldatma çabaları duruma tuz biber ekti.

Oysa, bir zafer varsa İsrail’e aittir. Zaferlerin ise iki muzafferi olmaz. Mevcut kadroların ahmaklıkları yüzünden dünyadan tecrit edilen Türkiye, İsrail’e sığınmaya mecbur kalmıştır. En haklı davada bile ezik bir pozisyona düşürülmüştür. Biliyorsunuz Türkiye, başından beri 3 şart ileri sürüyordu. Bu şartlar yerine getirilmeden anlaşma olmayacağını gazı, bol kükremelerle onlarca defa dinledik. İsrail ancak özür diler, tazminat öder ve Gazze’deki ablukayı kaldırırsa ilişkiler normalleşecekti. İsrail tazminata en başından razıydı. Bir-iki yıl önce bizimkilerin mal bulmuş Mağribi gibi “özür dilediler” diye üzerine atladıkları sözlü bir şeyler de gevelemişti. Zurnanın zırt dediği yer Gazze ablukasıydı ve anlaşma gelip burada tıkanıyordu.

Peki mesele Türkiye-İsrail ilişkileri iken, 3. bir ülkeyi ilgilendiren bir konu nasıl ikili ilişkilerde bir şart haline gelmişti? Sanıldığının aksine 3. şart Türk Dışişleri’nin şartları arasında yoktu. Dönemin başbakanı Erdoğan tarafından ayaküstü ilave edilmişti. Buna İsrail’den daha fazla Dışişleri Bakanı Davutoğlu şaşırmıştı. Ama Erdoğan’ın abluka şartını ifade etmesiyle ok yaydan çıkmış, Davutoğlu’na ise çaresizce homurdanmak düşmüştü. Bu bilgiler ışığında, İsrail’in Gazze ablukasını kaldırmaması nereden bakılırsa bakılsın Erdoğan’a 90’dan atılmış bir goldür. Neticede Erdoğan’ın abluka şartı kaale alınmayarak by(pas)pass edilmiştir.

“Türkiye, Türk mahkemelerinde Mavi Marmara olayına karışmış olan İsrailli yetkililere karşı açılmış tüm yasal süreçleri sona erdirecek.” maddesi ise Türk yargısının içler acısı durumuna dair algıyı bir kez daha tescil etmiştir. Ankara’nın OECD ve NATO’da önünü açtığı İsrail’in uluslararası örgütlere üyeliğine yardım sözü de Filistin-İsrail denkleminde Türkiye’nin yeni pozisyonunu gözler önüne sermiştir. Ankara, uluslararası arenada İsrail’in ajanı/acentası haline gelmiştir.

Tazminat konusunda ise bir Filistinli’nin Twitter’daki şu sözlerini paylaşmakla yetineyim: “Eğer Türkiye 20 milyonluk kan parasına muhtaç idiyse biz Gazze’de bu parayı kendi aramızda toplayabilir ve Türkiye’yi bu utançtan kurtarabilirdik.”

Ah Filistinli kardeşim ah, siyasal İslamcı mürailerin utanacakları keşke bundan ibaret olsaydı…

BÜLENT KENEŞ/YENİ HAYAT
[email protected]

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...