Fethullah Gülen Hocaefendi, yıllar sonra canlı yayında yayınlanan bir sohbet yaptı.

Dünyanın her yerinden cemaate gönül vermiş insanları ekran başına kilitleyen bu sohbet, adeta Türkiye ve dünyada günün en çok konuşulan konusu oldu.

Daha öncede kaldığı yerde canlı yayın bağlantısı olmuş olsada, bu sefer direk Hocaefendi’nin canlı yayında sohbet etmesi büyük bir yankı uyandırdı dünyada ve Türkiye’de.

Zira, dünyanın 170 ülkesine yayılmış olan hizmet erleri, hem Hocaefendi’nin ne diyeceğini merak ediyordu, hemde böyle bir olayın heyacanıyla, Çin’den, Afrika’ya, Avrupa’dan, Amerika’ya kadar herkes, çoluk çocuk adeta nefeslerini tutarak o anları bekledi.

Şahsen Hocaefendi’nin böyle bir eylemi gerçekleştirmesini, hem stratejik olarak, hemde moral motivasyon adına vermiş olduğu çok yerinde ve çok sayıda mesaj içeren bir hamle olarak değerlendiriyorum.

Bana göre, bu hadise ile bir çok mesaj verildi ve çok yerinde bir plan ile pek sayıda hadisenin başlangıcı yapıldı ve noktası konuldu.

İsterseniz bunları maddeler halinde yazalım.

1- Cemaatine moral.

Hep söyleye geldiğim gibi, bu cemaatin en büyük şansı, Hocaefendi gibi bir lidere sahip olmasıdır.

Zira Hocaefendi, cemaatini çok iyi tanıyor ve hislerini çok iyi hissediyor.

Hocaefendi, kendisi yıllardır münzevi bir hayat sürsede küçücük bir mekanda, dünyanın her yerinde olan cemaatinin nabzının nasıl attığını çok iyi biliyor, hissediyor ve adeta manevi kablolarla bağlı gibi cemaatine.

Türkiye’de onca müesselerinin kapatıldığı, gönül verenlerinin hergün gözaltına alındığı, her gün başka bir yasak ve zulüm ile zulmedildiği insanlara Hocaefendi, bu canlı yayın ile adeta bir moral verdi.

Daha geçen hafta Türkiye’ye erişime engellenen Herkul sitesi, uydudan indirilen kanalları, el konulan şirketleri ve ademe mahkum edilmeye çalışılan cemaatine ve bu cemaate bağlı insanlara, bizzat kendisi ekrana çıkarak, yasaklamaların, engelleme çalışmalarının, yok etme adına yapılan planların, kendisi ve cemaati adına bir mana ifade edemeyeceğini ve bunda başarılı olunamayacağını ilan etti tüm dünyaya.

Hocaefendi, canlı yayına çıkarak adeta meydan okudu, kendisini susturmaya çalışanlara.

Meydan okudu, cemaatteki insanları yasaklarla, zulümlerle, hapislerle korkutmaya çalışan mecralara.

Ve bu meydan okumayı en üst perdeden yaparak, “bizler zalimlerden ve münafıklardan asla özür dilemeyiz” dedi.

Ve bu meydan okumasını, cemaati bitirmeye ant içmişlerin sömürdükleri Mısır’dan Seyyid Kutub’un sözleriyle yaparak, adeta kendi argümanlarıyla ve kendi kullanmaya çalıştıkları silahlarıyla gerçekleştirdi ve o silahlarını ellerinden aldı.

Hocaefendi, sadece canlı yayına çıkmadı, cemaatini canlandıran bir yayına çıktı.

Bazılarının ölmüş ümitlerini, “acaba” diyen çekincelerini, “yoksa” diyen tereddütlerini yok etti ve adeta yeniden can verdi onların yeis gayyalarına doğru giden ruhlarına.

2- Kendisine düşman olanlara korku saldı.

Hocaefendi, canlı yayına çıkarak ve en üst perdeden meydan okuyarak, kendisine ve cemaatine düşmanca tavırlar içine girenlere, hem kendisine yakışır şekilde sevgi ve merhametle yaklaştı, hemde onların bu düşmanca tavırlarına ve yok etme emellerine karşı dimdik durduğunu ilan ederek, adeta yüreklerine korku saldı.

” İstediğiniz kadar hukuksuzluklar yapın ve istediğiniz kadar zulmedin, ne ben, ne de, cemaatim sizlere boyun eğmeyeceğiz ve sizler çok yakın bir zamanda kaybeceksiniz” dedi adeta.

Teker teker, çok yakın bir zamanda devrilip gideceklerini ve yine cemaatten aman dileyeceklerini haykırarak, kalplerine adeta korku çivileri çaktı.

Bu yola girmişlerin asla bu yoldan dönmeyeceklerini, bu yolda çekilen çilelerin kutsal olduğunu, haklı olduklarını ve haksız ve hain olanların korkak olacağını, fakat korkularının sonlarının gelmesine engel olamayacağını ilan ederek, uykularını kaçıracak ateşler saldı aralarına.

Ahmet bin Hanbel gibi, kırbaçlar altında inleselerde, zindanlarda teker teker katledilselerde, yüreklerinde cennetlerin ferahlığını yaşadıklarını, ama kendilerine bunları yapanların, saraylarında rahat ve ferah içinde yaşıyor gibi görünselerde, asla huzuru ve rahatı bulamayacaklarını haykırdı.

Tuuba lil Guraba, “gariplere müjdeler olsun” ilahi beyanı ve “kardeşlerime selam olsun” iltifatına mazhar olmak adına, kendilerine yapılacak her türlü zulme karşı, bunları yapanalara karşı boyun eğmeyeceklerini ve er yada geç bunu yapanların kaybedeceklerini haykırarak, o hain ve korkak olan ama dik durmaya çalışan, uzun uzun selvi boyluların, yakında çıkacak fırtınalarla yerlebir olacaklarını ilan etti.

3- Kendisi hakkında çıkan söylentilere nokta koydu.

Kendisi hakkında, havuz medyasının tetikçileri tarafından ortaya atılan, akla hayale sığmayacak saçma sapan iddiları yerle bir etti.

Kendisi için, ” öldü, digitale çevrildi” gibi saçma sapan iddialarda bulunanların ağızlarına, adeta Nil’de meleğin ağzını bir avuç çamurla tıkadığı Firavun gibi boğdu iddialarında.

Kendisi için planlar yapan, olmadık komplolar üreten mecralara, burdayım ve dimdik ayaktayım mesajı verdi.

Kendisinin ölmesi adına her yolu deneyen şer odaklarının oyunlarını bozdu. Bu oyunlarının etkisini yok etti.

Evet, Hocaefendi canlı yayına çıkarak, adeta iki yıldır olmadık zulümleri, iftiraları ve yalanları atanların sonunun çok yakın olduğunu ilan etti.

Cemaatine, beklenen baharın esintilerinden bir meltem sundu ekranda.

Cemaatine, “ben burdayım dimdik ayaktayım ve sizlerde asla ümitsizliğe düşmeyin, dimdik duruşunuzu muhaafaza edin, bahar çok yakında, çoğu gitti azı kaldı” dedi.

Hocaefendi’yi dinlerken adeta, eski günlerde olduğu gibi, şimdilerde “hey gidi günler” dediğimiz o Hisar, o Şadırvan günlerine gittik.

Ve bir kere daha, “bir kere girdik bu yola, bir daha dönmeyi döneklik biliriz” dedik ekran karşısında, tüm dünyadaki gönüldaşlarımızla.

Allah başımızdan eksik etmesin.

Sağlık sıhhat afiyet versin.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...