7 Haziran seçimlerinin etkisi daha toplumun her katmanında hissedilmesede Havuzda tsunami etkisi yapmış durumda.

7 Haziran da meydana helen AKP için de ki 40.1 lik sarsıntı dip dalglarının etkisi kıyılara vurmaya başladı.

Tabi bu dalgaların ilk vurduğu kişiler aylık 50-60 bin dolarlık maaşlar alıp deniz kıyılarında yalılarda yaşayan Havuz yazarları oldu haliyle.

Havuz da yazarlar konum belirlemekte zorlanıyorlar.Dün ki yazımda da belirttiğim gibi havuz ikiye bölündü ve bu işki gurup arasında ki kavga çok ahlaksızca başladı ve dozu artarak ahlaksızca bir kavga devam edecek.

Erdoğan’ın bir zamanlar basın danışmanlığını yapan Akif Beki Hürriyet’te ki köseşinden kendisine dansöz diyen Havuzun amansız Erdoğan savaşçısı Cem Küçük’e verdiği cevap ile havuzda ki kavganın dahada sertleşeceğinin sinyallerini verdi.

Beki girişte Cem’e siz yokken biz vardık koçum elensesi çekerek haddini bil dün ki çocuk demiş.

Bir şiir okuduğu için Pınarhisar Cezaevi’nde 4 ay yattı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı elinden alındı. Siyasetten men edildi. En yalnız, en yasaklı ve en kara günleriydi. Kanal 7 temsilcisi olarak Washington’da yaşıyordum. O 4 ay içinde yolum iki kere Türkiye’ye düştü, ikisinde de ziyaretine gittim. Ondan önce toplam iki kere karşılaşmışlığımız ya var ya yoktu oysa. Tanışıyorduk ama o kadar…

Bugün onun için ortalığa düşen, ‘Var mı ikimize yan bakan’ diye etrafa salya sümük çemkiren cengâverler o gün etrafında değildi. Ne yalnızlık çektiğini söyleyecek, ne bu tür ağlaşmalara yüz verecek, ne de ‘Biz varız yanında, bize güven, sakın korkma ha’ diye kolpa yapan cingözlere fırsat tanıyacak kadar acıklı bir durum vardı. Sonuçta bir yalnızlaşma sorunu da yaşamadı.

Bu had bildirmeden sonra dozu arttırarak düne kadar kardeş kardeş cemaati ajan olarak suçlayan Cem-Akif kardeşler birbirini ajanlıkla suçlamaya başlamış.

Ben Erdoğan’ı senden daha çok severim güzellemeleri ve ben bişey yapıyorsam Erdoğan’ı sevdiğimden sosuyla Cem Küçük’e iblislik makamına çıkarmış.

Erdoğan’ı yalnızlaştırma planı diye bir plan varsa bilin ki o da bu ajanlar tarafından yürütülüyor. Her kim ki ‘Eleştirilere kulak asma, bunlar seni yalnızlaştırmak istiyor’ diye yaygarayı basıyorsa üst aklın ajan provokatörü işte odur. Her kim ki ‘Sende hata, kusur olmaz; her şeyin en iyisini sen bilirsin, sen hiç yanlış yapmazsın’ diyorsa üst aklın musallat ettiği şeytan işte odur. Sağdan yaklaşarak nefsini ifsat ediyordur. Her kim ki ‘Senin yanında ben varım, benim varlığım sana yeter, başkasına ihtiyacın yok’ diye fiştekliyorsa Erdoğan’ı yalnızlaştıran uyanık iblisin ta kendisidir o. Hem de mart kedisi gibi cıyaklıya cıyaklıya, ‘Yalnızlaştırmayız’ diye diye adamı yalnızlaştırırlar, siz bilmezsiniz o iblisleri.

Bu kavga daha yeni başladı ve önümüzde çok ahlaksızca bir kavga mevsimi var.

Ramazan da iftar ve sahurlarda. Ramazandan sonra her zaman çayınızı ve çekirdeğinizi bol tutun film yeni başlıyor havuzda…ha yanınızda tedbiren bir poşet yada leğen olsun bazen kavgaları midenizi bulandırabilir.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...