Havuz yazarları arasında kavga derinleşiyor. Ali Nur Kutlu takma ismiyle yazan Yeni Şafak yazarı AKP’nin hezimetinin sorumluluğunu Yiğit Bulut, Cemil Ertem, Rasim Ozan, Cem Küçük, Cemil Barlas, Markar Eseyan, Kurtuluş Tayiz, Yıldıray Oğur gibi sonradan AKP’ye eklemlenip menfaatleri için AKP’nin kuyusunu kazan yazar ve danışmanlara yükledi.

Kutlu yazısında AKP’nin çocuklarının AKP’ye sonradan girenlere kurban verildiğini iddia etti.  Menfaati için sonradan eklemlenen kişilerin AKP’yi eleştiren yazıları fosforlu kalemle işaretleyip yetkililere götürdüğünü belirterek hezimetin sorumlusunun bunlar olduğunu iddia etti. İşte Kutlu’nun yazısının ilgili bölümü:

“AK Parti’de, gönülden sevenlerle, siyaseten burada bulunanların, bir arada yaşarken uygulanması gereken adalet ve dengenin bozulması büyüyü bozdu, gönülleri kırdı. 

Keşke bir kere tersleseydiniz fitne çıkaranları

“Bu davanın çocukları” diye, 26 Kasım 2014’de yazdığım yazıda, insanlarımızı siyasete, ticarete, kişisel ilişkilere kurban verirseniz, Allah rahmetini keser demiştim. O yazıdan sonra onlarca dava insanı daha kırıldı, üzüldü ve dışlandı. Sebebi ise bahsettiğim denge ve adalet ayarındaki bozukluktan kaynaklandı. Bu insanlar dışlanırken, maalesef çıkar ve ikbal peşinde olanlar ön plana çıktı.
Ankara’da fitne çıkarmak, bizim gibi insanları kötülemek ve yalakalık yapmak için, elinde fosforlu kalemle yazılarımızı okuyanlar var. Bu yazıyı da okuyor şu anda eminim. Bunlar çarpıtacak bir cümle bulduğunda, hemen heyecanla altını çizip, koşarak bizi sağa sola jurnallerken, bir tane büyüğümüz de, “bu ne ahlaksızlıktır” diye terslemedi bu insanları. “Bu yazar bizim kardeşimizdir, eleştirse de bu davanın çocuğudur” demedi. Bu, bir yazara yapıldığı gibi, iş adamına, üniversite hocasına, siyasetçiye, en yakın arkadaşlara bile yapıldı.

Bence rahmet biraz da bu yüzden kesildi. Sadece davanın çocuklarının kurban verilmesi nedeniyle değil, hepimizin hataları yüzünden rahmet kesildi aslında. Bir yazar olarak benim, bir okuyucu olarak sizin, siyasetçi olarak, iş adamı olarak diğerlerinin… yani hepimizin hatalarının sonucunu yaşıyoruz.

Kim hatayı gördü ve ses çıkarmadıysa, kim ikbali için, kurban edilen dava kardeşini korumadıysa, kim yükselmek için yol arkadaşının cesedine basıp çıktıysa, kim davayı bırakıp kişisel hesapların peşinde koştuysa, kim adaletin dengesini bozduysa, kim insani ve İslami değerlerimizin hırpalanmasına ses çıkartmadıysa, hesabı ona kesmeliyiz…”

Yen Şafak yazarına, Yiğit Bulut ve Cemil Ertem cephesinden ne cevap geleceği merak ediliyor…

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...