Türkiye’nin İsrail’le anlaştığı yönündeki haberler ayyuka çıkınca iktidara yakın kalemlerden sürpriz cümleler geldi.

Yeni Akit’ten Hasan Karakaya, “Tamam; İsrail ile ilişkisi olmayan bir Türkiye‘nin Filistin’e hiçbir katkısının olamayacağına, İsrail ile diyalog kuracak bir Türkiye‘nin ise az da olsa Filistin’e yardımı dokunabileceğine ben de inanıyorum…” diye yazıyordu örneğin.

Sabah’tan Hilal Kaplan‘dan izleyelim: “Şu beş yıl içinde artan biçimde hissettiğimiz üzere, İsrail’le hiçbir diplomatik ilişkisi olmayan bir Türkiye‘den çok İsrail’le teması süren bir Türkiye‘nin Filistin davasına daha aktif hizmet edebileceğidir.”

Star’ın Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak‘a göre “Akşamdan sabaha dengelerin değiştiği bu ortamda İsrail ile husumet sadece İran-Rusya-Esed-PYD şer ittifakının işine yarar.” idi.

Murat Çiçek (Star) başka bir açı getiriyor: “İnanın İsrail Türkiye‘ye öylesine muhtaç bir halde ki. Hem de her konuda.”

Dün-bugün arasındaki çelişkiye değinen Yeni Şafak’tan Özlem Albayrak, devasa bir İran-Suriye-Rusya tehlikesi portresi çizip Türkiye‘nin istemese de yeni müttefikler edineceğini söylüyordu. Albayrak, “Mecburiyetler Türkiye ile İsrail’i yakınlaştırıyor” kanaatindeydi. 3-4 yıldır “Filistin için İsrail ile temas gerek” diyenler itinayla ‘İsrail uşağı’ ilan ediliyorlardı oysa.

Hükümet sözcüsü Ömer Çelik’in “Kuşkusuz İsrail Devleti ve halkı Türkiye‘nin dostudur.” sözleriyle paralel yazılar da değişti. Elbette ‘one minute’ hatırlatılıyor. Türkiye yapacağını yaptı ve yapmaya devam etmeli” deniyor, “Gazze’ye abluka kalkmadan olmaz” deniyor, “Mavi Marmara şehitleri unutulmasın.” deniyor.

 

İtirazlar da var, muhteşem uyum da… “Hepimizi işte böyle bir yere getirip bıraktılar.” diye sitemlerini yazanlar da var. Diriliş Postası’ndan iktidar baskısıyla ayrılan Hakan Albayrak, durumu daha öncesinde özetlemişti zaten: “Bizim camiada kimsenin bir duruşu yok. Erdoğan ne derse onu derler.”

Muhsin Öztürk/Zaman

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...