Ethem Sancak ile Kanal 7 Grubu arasında başlayan rant kavgasında kirli çamaşırlar ortaya dökülmeye devam ediyor. Dün Kanal7’nin tetikçisi Mehmet Acet Cem Küçük’e rögar kapaklı cevap verirken bugün Ethem Sancak’ın tetikçisi Cem Küçük Kanal7’nin patronu Zekeriya Karaman’ın kirli çamaşırlarını dökmeye başladı. Havuz medyasında ilk defa bir kişi doğrudan Zekeriya Karaman’ı Deniz Feneri için toplanan paraları yemekle suçladı.

Cem Küçük bugünkü yazısında  Karaman’ın Deniz Feneri derneğini kuran kişi olduğunu, maaşları ödemek için Deniz Feneri’nin parasını harcadığını iddia etti. İşte o yazının ilgili bölümü:

17-25 Aralık kadar önemli olan 7 Haziran depreminden sonraki süreçte de dik durmayarak Erdoğan ve ailesine sırt dönen ekiptir Kanal 7 grubu. 7 Haziran sonrası yüzde 41’den Recep Tayyip Erdoğan ve ailesini sorumlu tutan ve Erdoğan’ı tasfiye etmek isteyen sapık bir anlayış ortaya çıkmıştı. Bunların başında da ikisi de eski Kanal 7’ci olan Karaalioğlu ve Beki gelmekteydi. Zekeriya Karaman’ın eski tetikçisi, Aydın Doğan’ın ise yeni tetikçisi olan Akif Beki daha düne kadar yalakalık yaptığı Erdoğan ile dalga geçen yazılara başladı 7 Haziran sonrası. Recep Tayyip Erdoğan’ın sendeleyip düştüklerine inandıkları için tekme yarışına başladılar. Kanal 7 de sinsice bu ihanet kervanına katılmıştır 7 Haziran sonrası dönemde. Kanal 7 grup yayınları 7 Haziran sonrası hep Karaalioğlu-Beki çizgisindeydi. Bakıyorum FETÖ’nün RTÜK ayağından 7.5 ila 15 yıl arası yargılanacağı kesinleşen Hikmet İnce de twitlerle Kanal 7 tetikçilerine yalakalık ediyor. Sabah-ATV ve Star-24 grubunun en büyük düşmanı olan FETÖ yardakçısı Hikmet İnce’nin Kanal 7 ekibine sevgisi enteresan. Ayrıca açık ve aleni Erdoğan düşmanlığı yapan Fehmi Koru Kanal 7’nin resmi yorumculuğuna devam etti yakın zaman kadar ve hala da gruptan maaş aldığı söylenmektedir. FETÖ’cü Adem Yavuz ve Ekrem Dumanlı’nın kankası olan Kanal 7 temsilcisinin twitter arşivine bakıldığında Cumhurbaşkanımıza ve ailesine alenen düşmanlık yapan Hakan Albayrak’ın göklere çıkarıldığı görülür. Kanal 7 tarafından övülen bu şahsın “Berat Albayrak Tayyip Erdoğan’ın damadı olmak dışında hiçbir özelliği olmayan biri” diyecek kadar terbiyesizleşmiş biri olduğu malumdur. Zaten Kanal 7’nin Digitürk bahanesiyle Ethem Sancak’a karşı açtığı savaşta dolaylı olarak Serhat ve Berat Albayrak’ın ve dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın hedef alındığı açıktır. Kendinizi sinsi sanıyorsunuz ama çırılçıplak açıktasınız.

Deniz Feneri konusunda ise yine bu grup sinsi taktiklere başvurmaktadır. Benim en çok mücadele ettiğim adam olan Aydın Doğan’ın derdi hiçbir zaman Deniz Feneri yolsuzluğu olmadı, öyle olsa zaten bu işin içinde olan Ahmet Hakan’ı kovardı. Kendi de yolsuzluğa gırtlağına kadar batmış bir adam olan Aydın Doğan her zaman Recep Tayyip Erdoğan’dan medya şantajıyla rant koparmayı amaçladı. Deniz Feneri’nden suçunu itiraf eden Mehmet Gürhan Nisan 2007’de tutuklandı ve Doğan Medya hiç ilgilenmedi. Oysa Aydın Doğan bu konuyu 1.5 sene sonra ısıtmaya başladı, çünkü o dönem Hilton’dan milyarlarca dolar rant istiyordu. O sebeple ahlaksızca “Deniz Feneri paraları Erdoğan’a teslim ediliyordu” diye yalan manşet attı. AK Parti kapatma davası sürerken tek amacı Erdoğan’dan yağmayla rant indirmekti. Yoksa Kanal 7 ekibi ya da Deniz Feneri yolsuzluğu umrunda değildi. İşte iki eski Kanal 7 elemanı bugün Doğan’ın tetikçisidir ve ikisi de Deniz Feneri dosyasının üstünün tamamen kapatılmasının en büyük savunucusu oldu.

Öte yandan ne gariptir ki köşesinde Deniz Feneri konusunda telaşla her zaman Zekeriya Karaman’ı savunan Ahmet Hakan’ın şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinden hareketle Zekeriya Karaman ve ekibi 100 gün hapis yatmıştır. Mehmet Gürhan konusunda Zekeriya Karaman hiç alakalarının olmadığını ve tanımadığını savunmuştu. Bu şekilde hukuki savunma yapıyordu. Oysa Ahmet Hakan Gürhan ile Karaman ve Kanal 7 organik bağlantısına tanıklık etti ve bu ifadeye dayanarak tutuklama kararları geldi. Fakat sonrasında sıranın kendisine gelmesinden korkan Ahmet Hakan ifadesinin tam aksine birçok yazı yazdı. Ahmet Hakan’ın şüpheli sıfatıyla savcılığa verdiği ifade şuydu:

Şüpheliler Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik, İsmail Karahan, Zahid Akman, Harun Kapıyoldaş gibi isimleri burada çalışmam nedeniyle tanıdım. Mehmet Gürhan isimli kişiyi de zaman zaman kanalda görürdüm… Zekeriya Karaman, Deniz Feneri e.V’nin parasını örneğin Kanal 7’de kullanmak, personelin maaşını ödemek için geçici olarak almış olabilir. İki derneği de kurduran Karaman’dır: Bana göre Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin kurucusu olan ve Kanal 7’de Deniz Feneri isimli program yapan Uğur Aslan bir dernek kurabilecek kapasitede değildir. Uğur Aslan’a bu dernek kurdurulmuştur ve kurduran da bana göre Zekeriya Karaman’dır. Ayrıca Almanya’daki Deniz Feneri e.V’yi Mehmet Gürhan’ın kendi kendine kurabilmesi ve bu dernek adına kendi kendine para toplayabilmesi mümkün değildir. Mehmet Gürhan en azından icazet almak suretiyle bu derneği kurmuş olabilir. Bu icazeti de yine Zekeriya Karaman’dan almıştır. İki dernek arasında bağ vardır. Benim kanaatime göre hukuken bağ olmasa dahi Türkiye’deki Deniz Feneri ile Almanya’daki Deniz Feneri arasında bağlantı vardır. Zira Almanya’daki derneğin kurucusu Kanal 7 çalışanı olduğu gibi Türkiye’deki derneğin kurucuları da Kanal 7 çalışanıdır. Bunun sonucunda her iki derneğin de organik bağı olduğunu söylüyorum.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...