Guardian yazarından Türkiye örneği: Demokrasi ölüyor

Guardian yazarı Natalie Nougayrede, “Demokrasi ölüyor… Bunun çok az sayıda insanı endişelendirmesi, korkutucu” başlıklı bir makale yayımladı.

İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan “Demokrasi ölüyor… Bunun çok az sayıda insanı endişelendirmesi, korkutucu” başlıklı makalede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve benzeri çizgideki liderlerin demokrasinin altını oymak için müşterek yoğun çaba gösterdikleri dile getirildi. Paul Mason imzalı makalede Erdoğan’ın Mart 2017’de İstanbul’da yaptığı bir konuşmadan görseller kullanılarak “Onları durdurmak için dünyayı görüş şeklimizi değiştirmemiz lazım” denildi.

Yazıda, demokrasinin küresel çöküşüne temmuz ayında yapılan katkıların kabataslak bir envanterinin çıkarılması halinde Türkiye’de en önemli gazetelerden biri olan Cumhuriyet çalışanlarıyla ilgili şov dava, demokrasi aktivistlerinin sansürden kaçmak için kullandığı VPN’leri Putin’in yasaklaması ve Apple’ın Çin’deki uygulama dükkânlarından çekilmesini saymak gerektiği belirtildi. “Haydi gaddar olalım: Demokrasi ölüyor. En korkutucu yanı ise sıradan insanların pek azının bu yüzden endişelenmesi. Onun yerine sorunu parçalara ayrıştırıyoruz” denilen yazıda, Amerikalıların dünyanın en fetiş anayasasının kleptokrasiye kolaylıkla eğilip bükülme eğilimi yerine Trump yüzünden endişelendiği, AB siyasetçilerinin de Erdoğan’ın AK Parti makinesinin kendi demokrasilerini aşağılama girişimleri karşısında kibarca, diplomatik bir dille rahatsızlık ifade ettiklerini belirtti.

Muhaliflere yakın markaj

Söz, konusu liderlerin “halkın düşmanları” söylemiyle saldırdığı muhaliflerin yaşamlarına yakın markaj dayattığı ifade edilerek şöyle devam edildi: “Erdoğan on binlerce muhalif akademisyeni işten atıp bazılarını hapse koymakla kalmadı, onların sosyal güvenlik haklarını, her türlü eğitim verme haklarını ve bazı vakalarda seyahat haklarını elinden aldı. ABD’de göçmenlere kolaylık sağlayan ‘sığınak kentlere’ de Trump benzeri saldırılar düzenliyor… Bu otokratik yönetim repertuvarı elbette bildik. Yeni olan taraf ise demokrasinin altını oymaya yönelik hızlı, maksatlı ve müşterek proje için seferber olan Putin, Erdoğan, Orban, Trump, Maduro, Duterte, Modi gibi seçilmiş yöneticilerce bileşik halde yoğun olarak kullanılması. Bir o kadar vurucu olan da, şu sıra, hiçbir önde gelen ülkenin demokrasi için olumlu küresel standartlar koymaya hazır olmaması.”

Özgür insan gibi…

Berkeley Üniversitesi’nin Siyasi Bilimler Profesörü Wendy Brown’ın 2015 tarihli “Undoing the Demos” isimli kitabından alıntılarla dünya çapında demokratik değerlerde gerilemenin neoliberal ekonominin benimsenmesinden kaynaklandığı vurgulandı. Fransız Direniş Hareketi’nin simge ismi Stephane Hessel’in de “Öfkelenin” kitabında 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin yazılması sırasında devletlerin eninde sonunda ulusal egemenlik baskısı kuracağını bilerek “uluslararası” yerine ”evrensel” denilmesi için nasıl mücadele ettiklerini anlattığı belirtildi. “Tarihteki her demokratik ilerleme, insanlar haklarla birlikte doğduklarını anladığında başladı. Bugün bu, ekonomik özne değil, özgür insan gibi düşünmeyi öğrenmek anlamına geliyor” denildi

cumhur’yet

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...