Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 31. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda Cemaat’e karşı fetva verdi. Görmez, “Dini ve ahlaki olarak bilinen bir yapının gündelik politikaya evrilme süreçlerinde yaşananlardan, bu topraklarda ve bu ülkede sadece kardeşlik yara almamış aynı zamanda Din-i Mübin-i İslâm bundan büyük bir zarar görmüştür.” açıklamasında bulundu.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 31. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’na katıldı. Mehmet Görmez, “Unutmayalım ki barışa sadece ülkemizin ve milletimizin değil, umutlarını bu ülkeye ve bu millete bağlayan tüm mağdur ve mazlumların ihtiyacı var. Eğer bu ülkeye ateş düşerse sadece bu topraklarda yaşayanlar değil, dünyanın yedi iklim dört köşesinde yaşayan tüm mazlumların da bağrı yanar. Bunu unutmayalım” dedi.

İslam dünyasında yaşanan gelişmelerin anlatıldığı 20 dakikalık sinevizyon gösteriminin ardından açış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İslam dünyasında yaşanan gelişmeler, İslam’a zarar veren yapılar, DAİŞ terör örgütü ve benzer hareketler, Türkiye’de meydana gelen terör olayları, İslam coğrafyasında yaşanan iç savaşlar neticesinde meydana gelen göç dalgaları ve çözüm reçeteleri gibi pek çok önemli konuda açıklamalarda bulundu.

Son günlerde terör saldırılarında şehit olanlar için Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Görmez, İslam coğrafyasında yaşanan olayların tehlikesine işaret ederek, “Evet, bugün, İslam ve Müslümanlar pek çok yerde haksız ve insafsız bir saldırının muhatabıdır. Yüce Dinimizin rahmet yüklü mesajı ile insanlığın arasına girmek maksadıyla ta Haçlı seferlerinden beri varlığını sürdüren menhus bir mekanizma, emellerine hiç mi hiç ara vermemiştir. Bugün, sadece İslâm dünyası değil, sadece Müslümanlar değil, bizzat İslam’ın kendi bünyesi tehdit altındadır. Bugün, İslâm’ın genleriyle ve Müslüman coğrafyanın fay hatlarıyla oynanmaktadır. Bugün, bir din olarak, kültür ve medeniyet olarak İslam var olmak ile yok olmak arasında bir mücadeleye mecbur bırakılmaktadır. Her geçen gün daha da tahripkâr hâle gelen bu durum karşısında sessiz çoğunluğun vicdanı yaralanmış, yürekler bu acıyı taşıyamaz hâle gelmiştir. Ümmetin hafızası zedelenmiş, Müslüman nesillerin bilinçleri yaralanmıştır” dedi.

 

“DİNİ VE AHLAKİ OLARAK BİLİNEN BİR YAPININ GÜNDELİK POLİTİKAYA EVRİLMESİ HEM KARDEŞLİĞE HEM DE İSLAM’A ZARAR VERİYOR”

 

Mehmet Görmez, “Son olarak dini ve ahlaki olarak bilinen bir yapının gündelik politikaya evrilme süreçlerinde yaşananlardan, bu topraklarda ve bu ülkede sadece kardeşlik yara almamış aynı zamanda Din-i Mübin-i İslâm bundan büyük bir zarar görmüştür. İmamından müezzinine, müftüsünden Diyanet İşleri Başkanına kadar her biri bu süreçlerde bu çalışmalara gönül vermiş her vatandaşımız kadar büyük bir hüzün ve derin bir ıstırap duyduğumu ifade etmek isterim” diye konuştu.

 

İSLAM’A GÖRE HAKİKAT HİÇ KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİLDİR”

 

Mehmet Görmez, “Bilinmelidir ki İslâm’a göre hakikat hiç kimsenin tekelinde değildir. Mümine düşen görev, hakikate sahip olmak ve insanları kendi hakikatine davet etmek değil, daima hakikatin yolunda olmaktır. Baki hakikatler fani şahsiyetler üzerine bina edilemez.

 

Elbette İslâm yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan bir ahlak doğrultusunda birlik olmayı ve bütün Müslümanların ortak hedef, ortak gaye ve ortak idealde birleşmelerini ister. Ancak Kur’an, dini fırkalara bölenleri ve kendinden başkasına cenneti layık görmeyenleri Hıristiyanlık ve Yahudilik anlayışını örnek vererek zemmeder. İslâm’ın daveti ve tebliği aşikârdır. Meşru olan gayeye hiçbir zaman gayr-i meşru yöntemlerle ulaşılmaz.

 

Hile yapmak, şantaj uygulamak, desise oluşturmak ve fitne çıkarmak İslâmî ahlakın asla tasvip etmeyeceği hususlardır. İslam fitneyi savaştan beter görür. Dini, kişilere ve anlayışlara hasretmeyi değil, Allah’a has kılmayı ve tüm eylemlerin sadece O’nun rızasına uygun olmasını ister. Bugüne kadar halis niyetlerle İslâm’a hizmet ediyor düşüncesiyle bu tür yapılara yardımcı olmuş, dişinden tırnağından arttırdığı imkânlarla senelerce onları desteklemiş olan kardeşlerimizin, ortaya çıkan gerçeklerden sonra uğradığı hayal kırıklığını tasavvur etmek hiç de zor değildir. Bu hayal kırıklığından nasibini almamış insaf sahibi hiçbir mümin yoktur” dedi.

 

“HİÇBİRİMİZ, FİİLLERİMİZİN SORUMLULUĞUNU BİR BAŞKASININ SIRTINA YÜKLEMEK İMKÂNINA SAHİP DEĞİLDİR”

 

Mehmet Görmez, “Hâlen propagandaların tesiri altında kalarak söz konusu yapının, haksızlığa uğradığını düşünen ve iyi niyetlerinden hiç kuşku duymadığım kardeşlerimize bugün, buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum, Hepimiz her hareketimizden sorumluyuz; her türlü tercih ve icraatımızdan hesap gününde Allah’ın huzurunda sorguya çekilecek ve kendi hesabımızı bizzat vereceğiz.

 

Her birimiz Sevgili Peygamberimizin (sas) kızı Fatıma’ya “Kızım, babanın peygamber olmasına sakın güvenme!ö uyarısını daima hatırımızda tutmalıyız. Hiçbirimiz, fiillerimizin sorumluluğunu bir başkasının sırtına yüklemek imkânına sahip değildir. Yanlış bilgi ve yönlendirmelerle kandırılmış olmak da bu konuda bir mazeret teşkil etmez; çünkü hepimiz bu bilgileri araştırmak ve işin aslını öğrenmek durumundayız. Rabbim bizleri sıratı-müstakimden ayırma, diyerek, alnı secdeye giden mümin kardeşlerimize de bunları hatırlatıyoruz. Her ne günah işlediler, hangi yanlışın içine düştülerse, aramızdaki hüküm bellidir. Allah-ü Teala ; “Onların gönüllerini düşmanlık duygularından temizledik; artık bir kardeşler topluluğu olarak sedirler üzerinde karşı karşıya oturacaklardır.”
(Hicr, 15/47) buyuruyor.

 

Rasül-ü Ekrem (sas) “Zalim de olsa, mazlum da olsa mümin kardeşine yardım et!” buyurarak zulüm konusunda nasıl yardım edileceğini ise şu çarpıcı sözlerle dile getiriyor: “Onu zulümden el çektirirsin. Ona yapacağın yardım işte budur.” “Şeytan, kıbleye dönen müminlerin artık kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir; fakat onları birbirine düşürmekte hâlâ ümitlidir. Zira, İslam, barışın, adaletin, merhametin ve sevginin adıdır. Merhamet Allah’ın bütün varlığın kalbine ektiği en aziz ve en bereketli bir tohumdur. İnsanlık bu merhamet tohumunun yeşerdiği anlarda yerkürede barış ve adaletle dolu bir hayat sürmüştür. Barış ancak gerçek bir sevgiyle gürbüzleşebilir. İslam öldürmeyi değil oldurmayı, yıkmayı değil yapmayı, yakmayı değil söndürmeyi, ağlatmayı değil güldürmeyi, yitirmeyi değil bulmayı öngörür. İslam varlığı nuruyla kuşatan Yüce Yaratıcı’nın rahmetiyle müjdeler, adaletiyle hükmeder, merhametiyle nimetlendirir” diye konuştu.

 

Konuşmasının ardından gerçekleşen cübbe giydirme töreninde, Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Karadağ’da gerçekleştirilen seçim sonrasında ülkenin Diyanet İşleri Başkanı seçilen Rıfat Feyziç’e cübbesini giydirdi.

 

Toplantı oturumlar halinde devam etti.
KAYNAK
Rotahaber