Ve Dağ fare doğurdu.

Onca gürültü, şaşalı duyurular ve milyonlarca dolarlık ödeme ile tutulan, dünyaca ünlü hukuk bürosunun zehir hafiyeleri, Amerika’da Fethullah Gülen hakkında, 6 ayrı dava açtılar.

Bu davalardan ikisinin sebebini biliyoruz ama 4 davanın neden ve hangi sebeple açıldığını henüz bilmiyoruz.

Açıklanan 2 davanın konusundaki komiklik ve zayıflık, bilmediğimiz 4 dava hakkında az çok bize bir fikir verecektir.

Zira ilk olarak bu 2 davanın konusu açıklandıysa, en güvendikleri dava konuları bunlar olsa gerek dedirtiyor ister istemez.

Zira AKP militanları tarafından çok büyük bir merakla beklenen ve oldukça şişirilen bu Amerika’da dava açma meselesinde , beklenti oldukça yüksekti. Beklentilerin bu kadar yüksek olduğu süreçte, ilk olarak açıklanan 2 konunun, ne kadar boş ve sığ olduğunu gören Havuz muhabirleri ve yorumcuları bile, bu davalardan bişey çıkmayacağını ilan ettiler.

Evet, açıklanan iki dava konusundan ilki , Amerika’da devlete ait okullar olan charter okullarda çalışan Türk öğretmenler üzerinden, Gülen’in insan ticareti yaptığı iddiası.

Evet yanlış duymadınız, Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışmak için, Amerika Birleşik Devletleri hükümetine çalışma vizesi almak için başvuran öğretmenlere, onca uzun ve detaylı incelemeler ve proseslerden sonra ABD’li yetkililer tarafından verilen vizelere sahip öğretmenlerin, Gülen tarafından köle gibi çalışırıldığı ve az maaş ile okullarda zorla çalıştıkları, zorla alı konulduğu iddiasıyla , Gülen’e insan kaçakçılığı suçlamasıyla Amerika’da dava açıldı.

Yani davayı açanlar;

ABD devletinden,

ABD devletini,

ABD devletinde vize işlemlerine bakan yetkililileri,

ABD’de her yıl denetimden geçen okulları denetleyen devlet çalışanlarını, Gülen’in yapmış olduğu bu insan kaçakçılığı suçunda ortak ve göz yuman suçlular olarak kabul edilmesini talep ediyor.

Düne kadar, fedakar Türk öğretmenleri olarak AKP tarafından övgüler düzülen bu öğretmenlerin, aslında birer köle olarak, az maaşla zorla çalıştıklarını iddia etmişler davayı açanlar.

Charter okullar, ABD’de çok yaygın ve bazı eyaletlerde çokça desteklenen bir sistem. Özellikle fakir ve eğitim seviyesi düşük olan yerleşim yerlerinde, devlet eğitimi adeta özelleştirerek, şirketlerin bu işi yapmasını teklif eder. Bu işi yapmak isteyen şirketler, yerleşim yerinde yaşayanlardan belli bir oranda imza toplayarak, orda yaşayan halktan, akademisyenlerden , işadamlarından  oluşan bir board kurar. Bu board, bir proje ortaya koyar, binası, gelirleri , giderleri, eğitim kadrosu vs. tüm bu detayların olduğu dosya , o yerleşim yerinin bağlı olduğu eyaletin eğitim bakanlığına verilir.

Eğitim bakanlığı dosyayı inceler ve yeterli görürse vede ihtiyaç varsa , charter okul açılmasına müsade eder. Okulun öğrenci sayısına bağlı olarak devlet tarafından bir bütçe verilir okula. Ve bu bütçe çok ciddi bir şekilde gözetlenir. Harcamaların yapılışına kadar bir kurallar silsilesi ile denetimi yapılır.

Ve bu okullar, her 4 veya 5 yılda bir genel bir denetimden geçerler. Bu denetim, hem finansal,  hem de akademik olur. Belli bir akademik başarıyı sağlayamayan okulların izinleri iptal edilir ve kapatılır. Finansal olarak, işin uzmanları tek tek , en ince ayrıntısına kadar harcamaları ve bütçeyi denetler. Tüm bu denetimlerden geçen okulların izinleri yenilenir ve devam ederler eğitime.

İşte bu kadar sıkı denetlenen, ve buralara çalışan öğretmenlerin başarıları kontrol edilen okulların çoğunda , çalışan Türk sayısı azınlıktadır. Genellikle Amerikalılar çalışır bu okullarda. Ve Türklerin yada başka milletlerden insanların çalışması yadırganmaz bu ülkede, zira Amerika zaten bir göçmenler ülkesidir .

Şimdi, bu sistemde çalışan ve her gün Amerikalı mesai arkadaşlarıyla, okulda bulunan insanların, Fethullah Gülen tarafından köle gibi çalıştırıldığını iddia eden bir dava açıldı bu ülkede. Yani çok mutlu ve başarılı olan bu öğretmenlerin, aslında birer köle oldukları ve zorla çalıştıklarını ve zorla o okullar da tutulduklarını ispat etmeye çalışacak avukatlar jüri üyelerine ve mahkemeye.

Bu davanın, Amerika’da belli bir kesim tarafından gündeme getirilen, charter okullar konusunda , cemaatin kendini anlatması ve halkın kafasında var olan şüphelerin izale edilmesi adına çok büyük bir fırsat olacağı kanaatindeyim.

Dava konusu olan ikinci konu ise, Türkiye’de Tahşiye Dosyası olarak bilenen ve Usame Bin Ladin’e hayranlığını ve sevgisini CNN Türk’te açıkça dile getiren, Yiğit Bulut’un programında, “silahlanın ve El Kaide’ye katılın”  çağrısında bulunduğu için , dini sömüren ve derhal bu dinden temizlenmesi gereken insanlar olarak anılan Tahşiye Lideri Mehmet Doğan’ı , Gülen’in mağdur ettiği iddiası.

Biliyorum sizde güldünüz ama,iş gerçekten trajikomik bir halde.

Düşünün

İkiz kuleleri patlatan,

Amerika’da 3000 kişinin ölmesine sebep olan,

Yıllarca ABD tarafından başına ödüller konan,

Yıllarca ABD’nin terör listesinde 1 numaralı kişi olan Usame Bin Ladin ve El Kaide örgütüne destek veren.

El Kaide’nin Türkiye’de ki yapılanmasını yapan.

El Kaideye eleman temin eden.

CNN Türk’te açıkça Usame Bin Ladin’i sevdiğini söyleyen Mehmet Doğan ve Tahşiye gurubunu, devletin içişlerini bakanının sahip çıkıp başarılı dediği bir operasyonla yakalanmasını, Gülen’in emrettiğini ve bundan dolayı da, Mehmet Doğan’ın mağdur olduğunu söyleyerek, Gülen’in suç işlediğini iddia edecekler Amerika’da.

Evet böyle dost düşman başına dedirtecek cinsten bu avukatlar ve hukuk bürosu, bu dostluklarının ücreti olarak , Türkiye Cumhuriyeti devletinden 10 milyon dolar aldı.

Yani senin benim vergim olan, bu 10 milyon dolar, bu deli saçması ve komik iddialarla dava açan bu hukuk bürosuna verildi.

Evet, çok müthiş olacak gerçekten bu dava. Zira düşünsenize duruşma salonundan jüri ve hakim, masum Mehmet Doğan’ın , Üsame Bin Ladin’i sevdiğini ve El Kaide’ye silah ve insan desteği yapılması gerektiğini söylediği konuşmaları dinletildiğinde neler olur acaba?

İşin en trajik yanı,

Davayı açan Erdoğan, tüm dünyada İŞİD’e destek veriyor diye biliniyor.

Davanın şikayetçisi, El Kaide’ye destek veriyor ve Üsame Bin Ladin hayranı

Dava da yargılanan , El Kaide ve Usame Bin Ladin’e en ağır sözlerle karşı olduğunu ilan ederek, bir müslümanın terörist, teröristin de müslüman olamayacağını söyleyen kişi olan Fethullah Gülen olması.

Manzara bu.

Ne diyelim

İnsanın kendi parasıyla rezil olması bu olsa gerek.

AKP ve Erdoğan, 10 milyon dolar ödeyerek kendilerini Amerika’da yargılayacaklar.

AKP ve Erdoğan, 10 milyon dolar ödeyerek Cemaatin ve Gülen’in , Amerika’da reklamını yaparak, var olan bazı şüpheleri giderecek.

Tebrikler, Erdoğan ve AKP.

Harikasınız….

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...