Fehmi Koru bugün ki yazısında AKP kongresinden önce AKP yöneticilerine ve aslında direk olarak Erdoğan’a mesaj yollamıs.
Son anketlerde AKP’nin oylarının düşüşte olduğunu ve bu düşüşün tek çaresinin Abdullah Gül’ün AKP’nin başına geçmesiyle engellenebileceği idda etmiş.
AK Parti’nin iktidardaki siyasi ömrünü tamamladığına inanan, önümüzdeki seçimde oyunun yüzde 38-40 arasında gerçekleşeceğini düşünen Prof. Sencar, “Peki ya Abdullah Gül? O gelirse tablo değişmez mi?” sorusuna şu cevabı veriyor: “Değişir. Eldeki bulgulara göre Gül’ün partinin başına geçmesi, AK Parti’ye tek başına iktidarı getirir.”
Faruk Acar’ın görüşünü de hatırlatayım: “Erdoğan ve Gül daha önce iki dengeleyici unsur olarak çalışmışlardı. Eğer tekrar bu dengeyi kurabilirlerse, partiden giden seçmeni geri toplayabilir ve yeni bir seçimde yüzde 47-50 bandına çıkabilirler…”
AK Parti tabanının yüzde 76’sının isteğinin bu olduğunu 10 Haziran’da ifade etmişti Andy-Ar başkanı…
Unutmayalım: 7 Haziran seçiminin sonucunu gerçeğe en yakın bilen şirketlerdi Metropoll ile Ady-Ar…
Eminim, sahada ciddi araştırmalar yürüten diğer şirketlerin sorumluları da “yeni unsur” elementinin farkındadır.
Bunu diyerek aslında bunu ben demiyorum bunu . Kamuoyu araştırma şirketleri ve halk bunu diyor . Abdullah Gül adına kendi adıma bir şey istiyorsam namerdim tamamiyle AKP nin çıkarları için istiyorum demiş. Ve bana inanmıyorsanız AKP lilere kulak verin dercesine
AK Partili çevrelere kulak verin, aynı beklentiyi işitirsiniz…
Kamuoyu araştırması yapan itibarlı şirketler yalana başvuramazlar; peki ya siyasiler, onlar her zaman en makulü yakalar ve kararlarını tabandan gelen sesleri dinleyerek mi oluştururlar?
Diye sorarak, sonra ” bakın eskiden beri kendinize örnek aldığınız ve yolunda olduğunuzu söylediğiniz Adnan Menderes gibi liderlerde aynı şeyleri yapmış ” diyerek yol göstermiş ve “madem yolundasınız onlar gibi sizde yapın ” demeye getirmiş.
Geçmişte siyasi kararların makule en yakın alındığının yakın tanığıyım. Adnan Menderes’ten başlayarak sağda-solda siyaset yapan lider konumundaki kişiler, tabanlarına ters düşecek kararlar almakta hep zorlanmış, aldıklarında tepki görünce düzeltmeyi bilmişlerdir.
Sonra da, “eğer yapmazsanız bunu, tek başınıza iktidara gelemezsiniz. Bunu ben değil bilenler diyor ” diyerek “siz bilirsiniz” demiş.
Bugün durum biraz farklı. AK Parti kendine aşırı güvenen “karizmatik” bir liderin partisi; bu sebeple olmalı ki, “AKP Gül’le tek başına iktidara gelir” tespitini yapan araştırmacı Prof. Sencer, mülakatta, bunun gerçekleşeceğine ihtimal vermediğini söylüyor.
Karizma ile pragmatizm siyasette çatıştığında, AK Parti’ye kadar, hep ikinci özellik kazanmıştı; son yıllarda ise öne çıkan hep karizma oluyor…
En sonunda da 12 eylülde ki kongrede AKP’nin başına Abdullah Gül’ün gelmesi lazım diyerek yol göstermiş.
12 Eylül’de AK Parti kongresi var. Bakalım bu defa ne olacak?
Peki Ne mi olur…?
Abdullah Gül AKP’yi unutsun.
Davutoğlu’na güvenmeyip değişmeyi planlayan Erdoğan partiyi Gül’e bırakmaz.
Sonunda kaybetmek olsa bile.