sehitbaba

2005 yılında şehit oğlunun cenaze töreninde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 11 ay 25 gün hapis cezasına çaptırılan şehit babası Ahmet Kömür, “Bu süreç, AKP oy kaybettikten sonra başladı. Yoksa bu olaylar yine olmazdı.” dedi.

Oğlu, Hakkari Yüksekova’da 9 Aralık 2005’te operasyona giderken bulunduğu aracın şarampole yuvarlanması sonucu şehit olan baba Kömür, oğlunun cenaze töreninde söylediği sözlerden dolayı dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan‘a hakaret iddiasıyla yargılandı. Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda Kömür, 11 ay 25 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, şehit babasının aldığı bu ceza, mahkeme tarafından 5 yıl ertelenmişti.

Alkan’ın yaşadığı süreci de kendi yaşadığı döneme benzeten Kömür, ceza almasına sebep olan olayı şöyle anlattı: “Tunceli’ye gitmiştim. Orada çarşıda gezerken parkta oturdum ve bir büst dikkatimi çekti. Damadıma sordum. O da büstün hamile kadın kılığında 18 askerimizi şehit eden kadına ait olduğunu söyledi. Bu benim içimde vatansever bir insan olarak bir yara açtı. Bu olaydan 6-7 ay sonra da oğlum şehit düştü. Cenazede o andaki acıyla hatırladım. Ama orada ağzımdan yanlış bir kelime çıktığı için bir celsede ceza verildi. Cezadan korktuğum yoktu, ancak acıdan dolayı ağzımdan çıkan kelime yanlıştı. Devletin büyüklerine saygı duymasını da biliriz hak ettiği derecede.”

Yarbay Alkan’ın tepkisini görünce o günlere döndüğünü dile getiren Kömür, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Yarbayın tepkisi oldukça haklı bir tepki. Şehit babalarının verebileceği bir tepki. Çözüm süreci dediler. Bugünkü gelinen noktanın ne olduğunu dünya izliyor. Süreç, AKP oy kaybettikten sonra başladı. Yoksa bu olaylar yine olmazdı. Yarbayın tepkisi çok önemli ve iyi bir tepki. Yapılması gereken bir tepki. Hem çözüm süreci diye bir zaman onları kucaklayacaksın, onların silahlanmasına göz yumacaksın. Bu ülkede PKK silahlandı, hiç kimsenin ruhu duymadı. Bugün bütün köylerimiz, şehirlerimiz silah deposu. Askeri birlikler, karakollar alenen bombalanıyor, taranıyor.”

 

KAYNAK

ZAMAN