Dün Amerikan Televizynlarında ülkenin güneyini vuran kasırganın mağdurları için yardım kampanyası vardı. TV’de Holywood yıldızları şarkıcılar hep bir olmuş insanları mağdurlar için yardım yapmaya çağırıyordu. Apple dahil bir çok web sitesi el-ele kampanyası için destek veriyordu.

Bundan bir süre önce de Arakan’da yaşanan vahşet için farklı İslami kuruluşlar yardım kampanyası topluyordu. Dürüstçe iki kampanya için de aklımdan geçenleri yazayım. Muhtemelen troller bunu aleyhime de kullanacaklardır ama ben Allah’tan saklamadığımı kuldan saklayacak değilim. Kalbime ne geldiyse, yüreğim ne hissttiyse onu yazacağım. Muhtemelen milyonlarca Müslüman da benim gibi hissediyor. Belki birilerinin kafasında küçük bir ışık yakarım duygusuyla yazıyorum bu yazıyı.

Amerika’da yapılan yardım çağırısına tereddüt etmeden destek verdim. Kendi gücüm oranında küçük bir bağış da yaptım. Bir çok Amerikalı için çok önemsiz bir bağış bu belki ama benim hissetiklerim açısından önemliydi.

Aslında Arakan’da katledilen Müslümanlar için de benzer hisler besledim. Bunlara bağış yapmalıyım diye düşündüm. Ama onlar için bağış yapamadım.

Dün akşam beynime mıh gibi saplanan soru şuydu: Neden Arakan’daki Müslümanlar için bağış yapmak istediğin halde bağırş yapamadın da ABD’deki kasırga mağdurları için küçük de olsa bağış yapabildin?

Uzun süre düşündükten sonra cevabını buldum. Tek nedeni vardı: GÜVEN. ABD’de yaptığım yardımın o insanlara ulaşacağına güveniyordum. O parayı bağışladığım kurum ulaştırırdı. Ulaştırmazsa bunun hesabını er ya da geç soracak bir mekanizma var.

Ya Arakan’daki Müslümanlara yapılacak yardımın ulaşacağına dair bir güvence var mı? Yardımı kime teslim edeceğiz? Rezaden gelecek üç kuruş için İslamın ve dinin izzetini satan Erdoğan ve çevresine mi? Rezanın önüne yatan bir İslamcı anlayışa veya onların yönettiği kurumlara mı? Vereceğim paranın bir hırsızın cebine gitmeyeceğinden nasıl emin olabilirdim ki?

Değilse yardım parası diye topladıkları paraları El Kaide gibi terör örgütlerine silah almak için kullanan sözde yardım kuruluşları İslamcı kuruluşlara mı? Verdiğim paranın bir terör örgütüne gitmeyeceğinden nasıl emin olabilirdim ki?

Değilse Suriye’ye “insani yardım yapıyorzu” Afrika’da yetimhane açıyoruz diyerek insanlardan para toplayan gerçekten oralardaki terör örgütlerine silah ve mali destek veren istihbarat örgütlerinin aracaılığını yapan sözde İnsani Yardım Kuruluşlarına mı vermeliydim parayı?

Arakan’a 100 bin dolar ABD’ye 30 Milyon dolar bağışlayan Katar Diktatörüne mi güveneceğiz yoksa her yerinden münafıklık akan Sudi diktatörlere mi? Değilse dünyada her türlü bel altı ahlaksızlığı yapan İran mollalarına mı? Müslümanlar olarak kime güveneceğiz ki dünyada acı çeken Müslümanlara yardım etmek istediğimizde tereddütsüz yarım edebilelim?

Daha önemlisi, velev ki yaptığımız yardımlar Arakan’a ulaştı. Orada bu paraya kimin çökeceğinden nasıl emin olabiliriz? Sözde Arakan’daki Müslümanlar için savaşan terör örgütüne mi gidecek para yoksa masum bebeklere mi gidecen bundan nasıl emin olabiliriz?

Daha önemlisi Arakan’daki Müslümanları katleden iktidara sırf Gülen okullarını kapatsın diye rüşvet ve destek veren bir İslamcı İktidarın yapılan yardımları bir siyaset aracına dönüştürmeyeceğinin garantisi var mı? Aksine Somali’de herkesin yaptığı yardımları götürüp bir şov olarak kullannan ve onu içeride bir siyaset aracına dönüştüren ahlaksız İslamcıları görmüştük. Yaptığımız yardımlarla yine aynı siyasi şovu yapacak bu Ahlaksızlara neden yardım edeyim?

Sonuç olarak Arakan’a neden yardım edemediğimi düşünürken şunu fark ettim: Aslında Erdoğan muhteşem bir fırsatı, Müslüman dünyanın GÜVENİLİR LİDERİ fırsatın üç kurşluk Reza dolarına satan ucuz çok ucuz bir siyasetçi olduğunu gördüm içim sızladı.

Kimse demogoji yapıp bunu Gülen cemaatine yıkmasın. Erdoğan ve çevresi o paraları çalmasaydı 17-25 aralık diye bir operasyon olmazdı. Oğullarına gemileri almadı da millet bir tarafından mı uyduruyor? Oğlunu kızını göderip yediği rüşvet paralarını akşama kadar temizletmeye kalkan Erdoağn değil de kayıtlar mı montajlandı? Kimse güldürmesin kendini. Ona rüşvet veren iş adamları gittikleri her yerde Erdoğan ve AKP’ye ne kadar rüşvet verdiklerini yana yakıla anlatıyordu zaten. Sağır sultan bile duymuştu yedikleri rüşveti. Eninde sonunda patlayacaktı 17 Aralık’ta paltadı.

Dünyada kimse Gülen cemaatini de başka bir yapıyı da tanımz. Allah Erdoğan’a dünyanın en muhteşem fırsatını, Müslümanların gözü kapalı güvenebebileceği bir lider olma fırsatını nasip etmişti. Dünyada Müslümanın derdine dert olabilecek, herkesin gözü kapalı güvenip yardımlarını ulaştırabileceği bir güven abidesi olabilecekken, üç kuruş için yıktığı muhteşem fırsatı görüyor musunuz?

Demek ki Allah kaldıramaycağı yükü kimseye yüklemiyormuş. Dünyada milyarlarca müslümanın güven abidesi olabilecekken içimizdeki GÜVEN DUYGUSUNU yıkıp bir adi hırsız gibi algılanıyor şimdi.

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...