Özgür Düşünce yazarı Nazlı Ilıcak Erdoğan’ın yeni yol arkadaşlarını yazdı ve ekledi, onları da satar. İşte Ilıcak’ın yazısının ilgili kısmı:

Tayyip Erdoğan’ın Yargıtay ve Danıştay Başkanlarıyla gezisi devam ediyor. Rize’den sonra, gene Kırşehir’de beraberdiler. Yüksek Yargı başkanları, her ne kadar Tayyip Erdoğan’ı, “devleti temsil eden tarafsız bir konumda” göstermeye ve hatalı davranışlarını gizlemeye çalışsalar da, gerçek çok farklı. Artık fiili bir partili Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Zaten bunu gizleyen de yok. Dolayısıyla, Erdoğan’ın yanında, yamacında gezinmeleri, zaten tartışma konusu olan yargıyı, daha da yıpratıyor.

Tayyip Erdoğan’ın, bütün partilere eşit mesafede durmadığı her konuşmasından belli. AK Parti hariç, diğerlerine verip veriştiriyor. Hukuktan nasibini almadığını da her fırsatta belli ediyor. Meselâ diyor ki: “Milli Güvenlik Kurulu, ‘legal görünüm altındaki illegal terör örgütü’ dedi. Bu tavsiye kararını hükümete gönderdik. Şimdi Bakanlar Kurulu kararıyla bunların terör örgütü tescilini de gerçekleştireceğiz. PKK ne ise, bunlar da aynı kategoride yargılama sürecine girecekler.”

Özellikle Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’e seslenmek istiyorum: Artık Bakanlar Kurulu mu terör örgütü tarifini yapıyor? Yasama zaten yetkisini tamamen AKSaray’a devretti. Zira AK Parti, Genel Kurul’da çoğunluğa sahip. Başbakanlık makamı boşaltıldı. Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu adına konuşuyor; “Hükümet kararıyla terör örgütü tescilini gerçekleştireceğiz” diyebiliyor. Şimdi yargı ayağı da mı tamamlanıyor? Acaba Cirit, Cumhurbaşkanı’nı bu konuda uyardı mı? “Hiç değilse şeklen de olsa, kararı biz veriyormuşuz gibi görünelim” dedi mi?

Vicdanlar kanıyor… Ama, zirvede, bir çatlak yok. Binali Yıldırım, Yargıtay ve Danıştay Başkanları, Tayyip Erdoğan el ele… Cumhurbaşkanı, şimdi onlara hitaben o meşhur şarkıyı söyleyecek: “Beraber yürüdük biz bu yollarda / Beraber ıslandık yağan yağmurda.”

Ne zamana kadar? Allah bilir! Zira, gün gelir Abdullah Gül’den, Bülent Arınç’tan, Hüseyin Çelik’ten, Ali Babacan’dan, Sadullah Ergin’den, Ahmet Davutoğlu’ndan ayrıldığı gibi, onlara da veda eder.