Ankara’nın iki gündeminden biri savaşa girecek miyiz sorusuna cevap aramak. Bir çok uzman Ankara’nın böylesi bir çılgınlığı yapmayacağını söylese de Erdoğan’ın kararlı olduğu da gözleden kaçmıyor. Ancak Ankara’da son günlerde çok ilginç bir hamle geldi. Davutoğlu cephesinden geldiği anlaşılan hamlede Davutoğlu cephesi ilk defa Erdoğan’a karşı el altından gazetecileri bilgilendirip “savaş yok” mesajı verdi.

Ak Saray ile Davutoğlu cephesi arasında gelişen bu ilginç düelloyu Ertuğrul Özkök yorumladı. Özkök’ün gözlemlerine katıldığımız için yazdıklarının ilgili bölümünü sizlerle paylaşalım istedik:

“ÖNCEKİ gün Hürriyet’te Cansu Çamlıbel’in “5 maddede Ankara’nın Suriye yol haritası” başlıklı bir haber analizi yayınlandı.
Sedat Ergin, bu analizi çok önemsemiş olmalı ki, yarım sayfaya yakın yer ayırmıştı.
Bana göre doğru yapmış.
Çünkü bu haber analiz, “Saray’ı anayasal sınırlarına çekme konusunda ilk ciddi girişimi” anlatıyordu.

Önce gözlemlerimi yazayım.
-Haber analiz aşağı yukarı bütün gazetelerde vardı.
-Bütün gazetelerde, aynı belirsiz üslupla kaleme alınmıştı.
Yani bilginin kaynağı belirtilmiyordu. Hatta “bir yetkili” ifadesi bile kullanılmamıştı.
-Bütün muhabirler haberleri kendi öğrenmiş gibi yazmıştı ama kullanılan ifadeler aşağı yukarı birbirinin tıpatıp aynıydı.
Bunu gören kıdemli ve tecrübeli bir gazeteci şunu anında anlar.
-BİR: Belli ki Ankara’dan “üst düzey ve önemli bir yetkili” gazetecilere “derin brifing” vermiş.
-İKİ: Belli ki, “bu yetkili” son günlerde, özellikle Saray yanlısı medyada oluşan, “Hadi savaşa gidiyoruz” havasını dengelemek istiyor.
-ÜÇ: Beş maddelik planda muhtemel her alternatif anlatılıyor.
Ama Türkiye’nin tek başına savaşa girmesi alternatifi yok…

O zaman akla şu iki ihtimal geliyor:

-ÇOK DÜŞÜK İHTİMAL: Ya, bu “yetkili” Saray adına konuşuyor…
Dolayısıyla bizzat kendi ağzından meydan okuyan Saray, geri adım atıyor…
-ÇOK KUVVETLİ İHTİMAL: Ya da “yetkili” Davutoğlu adına konuşuyor.
Bu durumda, Başbakan Davutoğlu, Saray’ın “Bedeli ne olursa olsun savaş” politikasına karşı.
Yani aralarında derin bir görüş ayrılığı var.”

Kaynak: Hürriyet

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...