Hatırlayın bundan bir süre önce Havuz Medyasının bir kanadının patronu STAR medya grubu başkanı Murat Sancak’a yönelik bir silahlı saldırı düzenlenmişti.

Silahlı saldırıyı düzenleyenlerin görüntüleri kameralara yansımıştı. Saldırıyı yara almadan atlatan Murat Sancak anından kendi kanalına bağlanmış saldırıyı soğuk kanlı bir şekilde anlatmıştı.

Güvenlik uzmanları saldırıyı inanılır bulmamıştı. Buna rağmen toplumun tüm kesimi Havuz medyasının yaptığı alçak yayınlara rağmen Sancak’a geçmiş olsun dileğinde bulunmuştu.

Peki ne oldu o saldırganlara?

Devletin tüm imkanları AKP’nin elinde olmasına rağmen, ortada kamera kaydı olmasına rağmen, devlet herkesi dinlemesine rağmen, AKP’nin en önemli adamına yapılan saldırıyı polis neden çözmedi? Saldırganlar neden yakalanmadı?

Üstelik o dönem İstanbul Emniyet Müdürü olan şahıs şimdi İçişleri bakanı yapıldı. İçişleri bakanı Star medya grubuna yönelik saldırganların failini neden yakalatmadı? Arkasında kim var neden çözmedi?

Zaten o saldırı başından beri oldukça kuşkulu görünüyordu. Devletin adeta saldırganları bulmamaya çalışması saldırıyı daha da kuşkulu kılıyor…

Asıl konumuz bu değil. Buradan hareketle bir şeyi hatırlatmak istiyorum. O çakma saldırının hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak’a yönelik silahlı saldırıya ilişkin, “Bu ülkede fikir hürriyetinden, özgürlüklerden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyişlerinin en güzel ifadesidir” dedi.

Erdoğan, saldırıdan hemen sonra Ethem ve Murat Sancak’ı aramış ve “geçmiş olsun” dileklerini iletmişti.

Erdoğan bununla da kalmamış, Star’ın sahibine yapılan oldukça düzmece kokan o saldırı ile ilgili çok ileri şeyler söylemişti:

“Bu ülkede fikir hürriyetinden, özgürlüklerden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyişlerinin en güzel ifadesidir.

Burada gerek Murat Bey’e yapılan saldırı, daha önce Star Medya Grubu’na yapılan saldırı bir şeyi gösteriyor. Kim ne kadar özgürlüklerden yana?”

Erdoğan’ın açıklaması daha uzun ama maksat hasıl oldu. Saldırı çakma veya değil, Erdoğan bir Cumhurbaşkanından beklenen şeyi yapmış ve saldırıya uğrayan patrona geçmiş olsun dileklerinde bulunmuş.

Peki aynı Erdoğan Hürriyet’e yapılan saldırıdan sonra arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulundu mu? Elbette hayır.

Aynı Erdoğan, bir süre aynı yolda yürüdüğü Ahmet Hakan’a yapılan saldırıdan sonra Ahmet Hakan’ı arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulundu mu? elbette hayır.

Erdoğan’ın mağduru arayıp geçmiş olsun dileğinde bulunmasını geçtim. Bir twit atıp geçmiş olsun dedi mi? Onu bile söylemedi.

Bu tavır biz Erdoğan’ın ayrımcı tutumunu gösteriyor. Sadece bu tutumu bile Erdoğan’ın bu ülkenin cumhurbaşkanı olmadığını, sadece kendisine destek verenlerin cumhurbaşkanı olduğunu gösteriyor.

Daha önemlisi şu: Erdoğan Hürriyet ve Ahmet Hakan’a yapılan saldırıyı kınamayınca akla gelen il soru şu: bu saldırıları onaylıyor mu ki arayıp geçmiş olsun mesajı iletmiyor?

Saldırganların AKP’li olması, Erdoğan’ın aramamasıyla birleştirildiğinde sorulması gereken soru şu: Bu saldırılar Saraydan mı organize ediliyor? Değilse Saray bu konularda ne düşünüyor?

İkinci olarak, Erdoğan’ın Hürriyet ve Ahmet Hakan’ı aramaması onun Doğan medyaya yönelik hırsını ve kinini gösteriyor. Bunun pratik karşılığı şu demek:

Eğer AKP 1 kasımdan tek başına iktidar olursa, ortada ne Ahmet Hakan kalacak ne de Doğan medya. Doğan medya başlatılan Terör soruşturması ile onlara susun mesajı verilmişti. Ancak Doğan medyada Ahmet Hakan’ın ara ara yazdığı eleştirilere tahammül edememiş olmalılar ki saldırı düzenlediler. Bu Doğan medyaya verilmiş ikinci ihtar.

Üçüncü ve son ihtar seçimden sonra gelecektir. Seçimden kazara birinci parti çıkması durumunda, hükümet kurulur kurulmaz ilk icraat Doğan medyaya operasyon olacaktır. İşte Erdoğan’ın geçmiş olsun dilememesindeki mesajın anlamı bu…