Ahmet Davutoğlu’nun gazetesi Karar’ın Erdoğan ve çevresine salvoları devam ediyor. Bugün de Mehmet Ocaktan yazdı; Erdoğan iyi çevresi kötü. İşte hocacıların yeni argümanı:

Belli bir süredir AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ın etrafına duvarlar örerek onu sevenleri, sevmek isteyenleri kovan, yaklaşmaya çalışanlara da tezviratta bulunan nevzuhur bir güruh var. Adeta şöyle bir eda içindeler, “Erdoğan’ın etrafını tel örgülerle çevirelim ki bizden başka birileri yaklaşmasın, yoksa ekmeğimizden oluruz.”

Konjonktürel olarak şimdilik Erdoğan’ın çevresinde bulunmanın getirisinin daha yüksek olduğunu gören ve bu yüzden de bütün kariyer planlarını tetikçilik üzerine bina eden bu kariyer tüccarları, kendilerinden başka herkesi Erdoğan düşmanı ilan ederek birbirlerini bile ezmekten çekinmeyen acımasız bir yarış içindeler.

Konjonktür gereği Erdoğan’ı en çok onlar severler, en fiyakalı yalanı onlar söylerler, tıpkı Paralelciler gibi en büyük itibar suikastını onlar yaparlar…

***

Bu güruhun elinde hep hazır bir şablon vardır, eğer bu şablona uygun olarak hazır olda beklemiyorsanız ya hainsinizdir ya da fitneci…

Mesela çok hukuki bir dille “Tutuksuz yargılama esastır” şeklinde bir ifade kullansanız, “İşte bak bunlar Erdoğan’a ihanet ediyorlar” diye çevreyi kirletmeye başlarlar.

Mesela, “Parlamenter sistem gibi başkanlık sistemi de demokrasinin içinde bir tercihtir. Ancak başkanlık sistemi denge-denetlemenin çerçevesinin doğru çizildiği, kuvvetler ayrılığının esas alındığı sağlam hukuki bir temele oturmalıdır”gibi evrensel hukuk normlarıyla konuşmaya çalışsanız anında müstemlekecilikle suçlarlar, üstüne bir de Erdoğan’ı yok etmeye çalışan ‘üst akıl’ın piyonları olarak damgalarlar…

Mesela, “AK Parti Türkiye’de özgürlüklerin önünü açan, demokratik reformları gerçekleştiren bir partidir, ancak son dönemde özellikle basın özgürlüğü konusunda yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılıyor, bu durum gözden geçirilmeli ve daha hassas olunmalı” demeye çalışsanız, “Bak işte biz demiştik, bunlar Türkiye düşmanlarıyla ittifak halindeler” diyerek koro halinde hakaret etmeye başlarlar…

Bu yol yol değildir, bir kere AK Parti’nin özgürlükçü ruhuna uygun değildir, ayrıca Erdoğan’ı sevmek hiç değildir.

***

Ortalıkta her önüne gelene tüküren bu tetikçi güruhunun anlayabileceği bir durum değil ama, biz Erdoğan’ı sizin gibi yolda bulmadık.

Tayyip Erdoğan cezaevine giderken nasıl bir Türkiye sevdasıyla onu savunan yazılar yazdıysak, 7 Şubat MİT krizinde seçilmiş hükümete karşı kalkışma içinde olan paralelci yargı ile ilgili olarak da kalemimizi aynı demokratik reflekslerle kullandık. Yine 17-25 Aralık’ta mahremiyetlere tecavüz örgütünün millet iradesine suikast girişimi karşısında da hiç tereddüt etmeden demokratik bir vicdanla millet iradesinin safında yer aldık.

Hemen hatırlatalım, bugün sırf kendi çıkarları uğruna Paralelcileri bile aratmayacak bir üslupla, AK Parti’ye gönül veren ama aynı zamanda farklı bir duruş sergilemeye çalışan herkese hakaret eden, itibarsızlaştırmaya çalışan tetikçi tayfasına pabuç bırakmaya hiç niyetimiz yok.

Muhtemeldir ki yarın mama bittiğinde bu tetikçi tayfası topuklarını yağlayarak kayıplara karışacaklardır. Ama biz hep burada olacağız.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...