Bu yazıda “Erdoğan”ı bir isim olarak değil, bir metafor, bir kavram olarak kullanıyorum. “Erdoğan” kavramını AKP iktidarı, medyası, trolleri, MİT’i, Polisi, İstihbaratı, Havuz müteahhitlerini, ve devleti, kendisinde cem eden bir mütemmim cüz olarak kullanıyorum. Zira Havuz medyasını Erdoğan’dan ayırmak mümkün değil. Devleti ve AKP’yi onsuz düşünmenin mümkün olmadığı gibi.

Esasen AKP’li olmayan, AKP’ye oy vermeyen her yurttaş bu sorunun cevabını, bizzat yaşayarak, hissederek biliyor, görüyor seziyor. Bu toplumda AKP’li olmamanın, hele bunu açık açık deklare etmenin ne demek olduğunu AKP’ye oy vermeyen geziciler bizzat tecrübe etti örneğin.

Cemaat AKP’den ayrılınca başına nelerin geldiğini tüm toplum görüyor. AKP’ye kaşının üstünde gözün var diyen kim varsa, soluğu ayarlanmış savcılar ve proje hakimliklerde alıyor. Twit atan tutuklanıyor, yan bakan infaz ediliyor…

Dolayısıyla bu soruya cevap vermenin AKP’ye açıktan oy vermeyenler için hiç bir anlamı yok. Onlar zaten biliyor…

Ben burada AKP’ye oy vermiş ama halen AKP militan olmamış insanlar için bir kaç örnekle Erdoğan’ın bize, yani açıktan AKP’ye oy vermeyen, AKP’yi eleştirme cesaretini gösterenlere ne yaptığını anlatmaya çalışacağım….

Burada yazdıklarıma inanmayan, abarttığımı düşünen, AKP’ye muhalif olduğum için bilerek çarpıttığımı düşünenler olabilir. Onlar için tek bir turnusol testi önerim var. Önümüzdeki seçimlerde AKP’ye oy vermesinler, ve bunu çevresine açıklasınlar. Bakın başlarına neler gelecek görecekler…

Hatta çok istiyorlarsa AKP’ye oy da versinler, eğer AKP’ye oy vermeyen ve bunu açıklayan birinin başına nelerin geldiğini görmek ve test etmek istiyorlarsa, AKP’ye oy verdiklerini saklayıp, seçimden sonraki bir kaç ay AKP’ye neden oy vermediğini anlatsınlar. Bakın neler neler gelecek başlarına…

AKP’ye oy vermeyen biri için “Erdoğan bize ne yaptı” sorusunun cevabı şu şekilde özetlenebilir…

Eğer benim gibi daha önce AKP’yi desteklemiş biri ise ilk vereceği tepki şudur: Erdoğan bizi aldattı. Anayasa yapacağım dedi yapmadı, çözüm dedi ülkeyi yaktı, kardeş dediklerinin boğazına çöktü, insanları ekmeğinden etti, aşından etti. Bu liste uzayıp gider…

Eğer en başından beri AKP’ye karşı çıkan bir kişiyseniz bu sorunun cevabı daha dramatiktir. Onlar “Erdoğan devleti sattı, orduyu dağıttı, kumpaslar kurdu, hapislere attı, onun yüzünden askerler öldü, ülkeyi böldü, ekmeğimizle oynadı, ayrımcılık yaptı, toplumu kutuplaştırdı, Cumhuriyetin tüm değerlerini çiğnedi, yandaşlarına kıyak yaptı, devletin parasını çaldı, milletin anasını ağlattı diye giden uzun listeler çıkarırlar…

Kuşkusuz bir listeler insanların hissettikleri. Belki bireysel olarak bazıları bunları doğrudan yaşamamıştır ama içinde yaşadıkları atmosfer nedeniyle insanların hissettikleri de en azından bireysel olarak yaşadıkları kadar önemlidir.

AKP’liler daha iyi anlar diye Gazze örneğini vereyim. AKP’liler Gazze’de olanları yaşamazlar ama orda olanları hissederler. O hissettikleri nedeniyle İsrail düşmanı olurlar örneğin…

Ancak insanların hissettikleri baskı ve korku farklı tecrübelerin birikiminden doğan bir sonuç. Dolayısıyla insanların hissettiklerini hafife alıp geçiştiremeyiz…

Ancak “Erdoğan bize ne yaptı” sorusuna verilecek somut cevaplar da var…

1) Eleştireni, biat etmeyeni, işinden attırdı, yani insanların ekmeğiyle, çocukların rızkıyla oynadı. Bunu sağır sultan bile biliyor. Erdoğan da AKP’liler de inkar etmiyor, sadece tevil ediyorlar. Patronlara açılan telefonlar yetmiyorsa, danışmanlar bizzat gönderilerek insanlar işlerinden kovduruldu…

2) Eleştiriyi sürekli yapanı, dik başlı olanı hapislere attırdı. Örneğin Mehmet Baransu’nun hapse girmesinin nedeni gerçekten Balyoz belgesi mi yoksa “Kasımpaşalıdan korkmam” diye meydan okuması mı. Ayarlanmış savcılar ve proje mahkemelerin dediğini bir kenara bırakın, vicdanınızı dinleyin o size söyleyecek. Balyoz belgesini yayınlayan Yıldıray Oğur rezidanslarda otururken Baransu’nun neden içeride olduğunu…

3) Erdoğan ona karşı olan hiç bir kimseye hayat hakkı tanımadı. İş yerlerine maliyeciler gönderdi. Peşlerine istihbarat taktırdı. Sosyal medyada havuz medyasında linç arenaları kurdurdu. Karakter suikastları düzenletti. Üstelik bunu en yakınlarına, Abdullah Gül’e, Bülent Arınç’a bile yaptırdı…

4) Toplumdaki yaygın kanaat Erdoğan, yani AKP’nin tümü ve tüm icraatları, dinimizin adını lekeledi. Düne kadar dindarlar güvenilir ve kendilerinden emin insanlar olarak bilinirken bugün artık dindar kavramı neredeyse hırsız kavramına eşitlendi. Bunun en büyük sorumlusu kuşkusuz 17-25 Aralık soruşturmalarını kapatanlara ait.

5) Erdoğan sadece kendi hayatlarımızı değil, ülkemizi de çocuklarımızın geleceğini de mahvetti. Suriye’yi Ankara’ya taşıdı. Güneydoğu’yu PKK’ya bıraktı. Ülkeyi ortadan ikiye böldü. Batı ile ilişkilerimiz bozdu. Bizi bir kaosa soktu ve bu kaosun tek sebebi Erdoğan.

6) Erdoğan devleti dağıttı. Tüm kurumlar artık bir devlete değil bir partiye çalışıyor. Savcılar bir parti savcısı gibi, polisler parti polisi, hakimler parti hakimi, istihbarat zaten parti istihbaratı, yapıldı. Eğitim sistemi bir parti doktrinini empoze eden bir sisteme dönüştürüldü. Müteahhitler partili olmadan iş yapamaz oldular.

Kısaca Erdoğan, önce sesimizi kıstı, sonra işimizden etti, sonra geleceğimizi kararttı, sonra toplumumuzu böldü, sonra devletimiz işlemez hale getirdi, sonra ülkeye kaos getirdi. Erdoğan daha ne yapsın…

 

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...