Medyaya uygulanan baskı ve sansürü, gazetecilerin tutuklanılmasını endişe ile takip ediyoruz. Nasıl da acımasızca artarak devam ediyor. Memlekette vatan haini olmayanlar, sadece AKP propagandası yapanlar ve troller kaldı. Herkes kötü ve suçlu, bir tek onlar iyi ve haklı.

Bir musibet gelince geriye dönüp bakmak ve ‘’nerede hata yaptık da böyle bedeller ödüyoruz’’ diye düşünmek gerek der büyükler.

Bence rahmetli N.Erbakan Hocanın ahı bizi tuttu. Medya, basın yayın, asker, yazar, gazeteci neredeyse herkes çok kolay damgaladı, yargıladı ve milli olmamakla suçladı.

Basın ve her fikirden muhalifler Erbakan hoca iktidarını yerden yere vurup çok hırpaladı. Ne vatanseverliği, ne de hizmetleri göze göründü.

Dünya çapında terör örgütü liderlerini resmi konutlarda gizlice misafir ederek değil, sadece yaşını almış hoca efendilerini hürmeten ve sembolik bir yemekte ağırladığı için günlerce rejim tehlikede diye ortalık ayağa kalktı. İmam hatiplilere sahip çıkmasının bedelini yine eğitim sistemi değiştirerek vatandaşa ödettiler. Merve Kavakçı olayı da malum..

Merhum Erbakan hoca en zor zamanda koltuğundan kalkmasını da bildi. Seçilmiş bir başbakan olarak henüz yeni göreve gelmişken, baskılar karşısında sessizce neden çekildi? Çok mu korktu? Bence hayır. Korktuysa bile yine sevdalısı olduğu bu memleket için korktu. İç savaş çıkmasın, bu vatan evladı birbirine düşmesin diye ve şahsi değil milli hesaplarla düşünüp öyle adımlar attı.

Ben bugün AKP hükümeti ile yaşanan kaos için diyorum ki; rahmetli Erbakan Hoca’nın ahını aldık ve ona yapılan haksızlıkların ahı tuttu, hep beraber de bedel ödüyoruz.

Ben eminim ki; medya, yazar çizerler, asker ve siviller, acımasızca muhalefet eden tüm kurum ve kuruluşlardan her kesim Erbakan hocaya yaptıkları için şimdi vicdan azabı çekiyordur.

Zalimler için şaşmaz bir kural vardır: Allah zalimlik yapanın başına başka bir zalim göndererek ondan intikamını aldırır. Sonra da o zalimi de mahveder.

Son bir söz: İlahi adalet!

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...