Ankara’da yaşanan alçak saldırı millet olarak ciğerlerimizi dağladı..

Olay ortada ve göstere göstere geldi aslında..

Bu konu hakkında söylenecek her şey söylendi ve söylenmeye devam ediyor..

Şimdi bu zor süreçte hükümeti ve devleti eleştirip bağcıyı dövmenin bir anlamı yok..

Yapılan hatalar ve ihmaller varsa ilerde hukuk ve tarih huzurunda elbet hesabı sorulur ve sorulmalıdır….

Benim dikkat çekmek istediğim konu farklı..

Bu çok acı hadise yaşanırken Karaman’da öyle bir rezalet patlak verdi ki yaşadığımız acıya birde nefret ve tiskinti kattı bu arada..

Ensar Vakfı yurtlarında ve evlerinde kalan 45 çocuğa sistematik bir şekilde tecavüz edilmiş ve bu iğrenç hadise on gündür devlet eliyle milletten saklanmış..

Olay sosyal medyaya düşüp tepkiler gelmeye başlayınca hükümet çevreleri panik halinde yayın yasağı,hatta eleştiri yasağı getirdi bu rezalet için..

Şimdi ben bu olayı bir kaç husus gözeterek analize tabi tutup sizlerle paylaşmak istiyorum..

Yapmak istediğim şey kesinlikle kimseyi kınamak yada suçlamak değil,sadece objektif olarak yaptığım gözlemlerimi aktarmak istiyorum..

Önce Ensar Vakfı’ndan bahsedelim..

Daha çok İmam Hatip kökenlilerin burs ve kurs hizmetlerini verdiği hükümete yakın bir kuruluş..

Yurt açma konusuna yeni girdiler..

Vakıf Başkan gerekçelerini şöyle açıkladı;

”Bu hain ve alçak paralellerle mücadele milli bir görevdir, vatandaşlar bunların yurtlarından kurtulup daha güvenli kurumlara ihtiyaç duyduğunu söylediler,bizde bu konuda çalışmalara başladık”

Buraya kadar bir şey yok.

Herkes dilediği şekilde hizmet sunmakta ve faaliyette bulunmakta serbest..

Sorun bu işi hakkı ile yapabilmekte..

Ne kadar güvenilir oldukları zaten belli oldu kısa sürede..

Bu olay patlayınca yandaş kalemler hep bir ağızdan savunmaya geçtiler..

Masumiyet karinesi..

Suçun şahsiliği..

Bir kişinin yaptığı fenalığın tüm camiaya mal edilemeyeceği gibi kendilerince makul hukuki ve ahlaki gerekçeler sundular..

İşte ben bu gerekçelere kafayı taktım ve islamcı camianın içinde bulunduğu rezil durumu haykırmak istedim..

Çünkü artık deve kuşu gibi kafayı kuma sokup hakikatleri örtmenin vakti çoktan geçti..

Öncelikle, tüm samimiyetimle ayrıca diyanet emeklisi bir babanın evladı olarak şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, bu ülkenin en sefih ve en müptezel kurumu imam hatipler ve diyanet camiasıdır..

Bunu herkesle her platform da tartışmaya hazırım ama çok çok anlı şanlı şahıslar ondan sonra sokağa çıkabilirler mi onu bilmiyorum..

Para ve makam sahibi insanlara bu kadar ”lebbeyk” diyen başka bir sınıf yoktur memlekette..

Daha neler neler var, anlatsam tefrika olur aylarca..

Uzmanlarınca söylendiği üzere imam hatip öğrencileri arasında namaz kılma oranının yüzde 10 olduğu gerçeği ve 14 yıldır imam hatiplilerce yönetilen ülkemizin ahlaki durumu göz önüne alındığında zaten fazla söze gerek yok sanırım..

Ama bu mesele gerçekten önemli ve üzerinde düşünülmesi zaruri hale geldi.

Çünkü Katolik Kilisesi artık bütün dünyanın bildiği pedefoli meselesini, yaşanan hadiseleri kol kırılır yen içinde kalır mantığı yüzünden saklayıp üzerini örttüğü için zamanla sapıklık kurumsal hale geldi Katolik Kilisesi’nde.

O yüzden kimse ne kusura baksın nede kendini kandırsın,durum ciddi ve acilen tedbir alınması gerekiyor..

Ensar Vakfı ve havuz medyasının savunmalarına geçelim şimdi..

Masumiyet karinesi mevzusu..

Bu konu yeni mi aklınıza geldi diyerek sizi utandırmak istemiyorum çünkü utanma duygusunun utanarak sizi terk edeli çok olduğunu biliyorum..

Yaklaşık üç yıldır, üç beş polisin ve savcının daha suçları sabit olmadığı halde yaptığı işlerden dolayı koskoca hizmet hareketine yapmadığınız hakaret etmediğiniz iftira kalmamış gibi şimdi çıkıp masumiyet karinesinden bahsetmenizin ve bunu sizden dinlemenin dayanılmaz ve katlanılmaz sancısını bir bilseniz hiç zahmet edip bu karine hikayelerini anlatmazsınız ama yinede anlattınız madem o zaman şunu söyleyelim size..

Bir kere burada masumiyet karinesinden çok mağduriyet karinesi geçerlidir beyler..

45 çocuğun iğfal edildiği ve ailelerin bu konuyu araştırdığı yerde masumiyet karinesinden bahsetmek zaten abesle iştigal ve gereksiz olduğu gibi sadece savunma amaçlı yapılan laf salatasıdır..

O yüzden bu savunmanızı yok hükmünde sayıyorum ve diğer mazeretinize geçiyorum…

Suçun şahsiliği mi demiştiniz birde..

İyide size kimse suçlu demiyor ki…

Sanırım siz, suç, kabahat ve kusur arasında ki hukuki farkı bilmiyorsunuz..

45 çocuğun peryotlar halinde iğfal edildiği yerde tecavüz eden kişi isterse Mars’tan gelsin bu hadiseden o kurum sorumludur..

Çünkü kusurludur..

Hemde bu olaya baktığımızda öyle kusurlar var ki saymakla bitmez..

Silsile halinde kusur söz konusu..

Bir kere 10 yaşındaki çocuklara ev açılıp kurs verilmez..

Çünkü o yaştaki çocuk en temel ihtiyaçlarını bile görmeye müktedir değildir..

Bu, başlı başına vakfın başındaki kişilerin kusurudur ve bu rezaletten sorumludurlar..

İkinci olarak,hizmet hareketinin kurumlarına ellerinde cetvel kapı ve merdiven boyu ölçerken, sırf hükümete yakın diye bu vakfı denetlemeyen devlet baştan aşağı kusurludur..

Ayrıca, bu olayı günlerce saklayıp eleştirilmesini bile yasaklayan savcı bayağı bir kabahatlidir..

Birde bu işin ilahi boyutu var ki onu aslında sizde çok iyi biliyorsunuz ama siyasetin ve menfaatin elinde soytarı olduğunuzdan dolayı işinize gelmediği için kör sağır kesiliyorsunuz ne yazık ki..

En çok da şu mazeretinize güldüm

Sapığın vakıfla kurumsal ilişkisi yok demişsiniz..

Valla bence yatın kalkın dua edin ..

İyi ki yokmuş..

Kurumsal ilişkisi yokken 45 çocuğu iğfal ettiyse birde kurumsal ilişkisi olduğunda yapacaklarını düşünemiyorum açıkcası..

Sanırım bu durumda vakfın en tepe yöneticilerinden tutun kapıcısına kadar herkes ”çelik don” giymek zorunda kalabilirdi.

ÖMER AKSU

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...