Erdoğan’ın okul hikayesi herkesin ilgini çekmeye başladı. Erdoğan susup diplomasını açıklamadıkça merak daha da büyüdü. En son Marmara Üniversitesi bir açıklama yaparak diplomanın gerçek olduğunu belirtti. Ancak bu da tartışmaları bitirmeye yetmedi. Zira Marmara Üniversitesinin açıklamasında da açıkça yanlış bilgiler vardı. Bu yanlışlığı şu haberle dikkat çekmiştik.

Sanırız her şeyi derli toplu anlatmakta fayda var. Erdoğan’ın okuduğu Aksaray İktisadî ve Ticarî İlimler Yüksekokulu’nun temeli İstanbul Tuna İktisadi ve Ticari Bilimler Yüksek Okuludur. Bu okul bir özel oluldur. Bu okul 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile kurulmuştur. Ancak 14 Mart  1969 tarihinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu bu yasanın 1. Ve 13. Maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurur. Anayasa mahkemesi 12 Ocak 1971 tarihinde yasanın ilgili maddelerini ve başka maddelerini de iptal ederek Erdoğan’ın da okuduğu okullardan mezun olanların diplomalarının iptaline karar verir.

Bunun üzerine 1472 Sayılı “Özel Yüksekokul Öğrencilerinin Öğrenimlerine Devam Edebilmek için Açılacak Resmi Yüksekokullar” adıyla bir yasa çıkarılır ve bu  okullar resmi okul olarak tanımlanır, ve İktisadi ve Ticari İlimler AKADEMİLERİNE bağlanır.  Ancak tartışmalar burada da bitmez. Zira tartışmanın esas sebi bu okulların sahipleriyle ilgilidir. Özel okulların sahipleri dönemin iktidarına ve yüksek kademeli siyasetçilere yakın kişilerden oluşur. Örneğin Süleyman Demirel’in kardeşinin okulu bu okullardan biridir. Okullar resmileştirilir ve yönetimi Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir koordinasyon kuruluna bırakılır. Yani İktidar kendi adamlarını yine koruyacaktır. Korrdinasyon kurulu Özel Yüksekokulların sahiplerini bu sefer Resmi Yüksekokulların müdürleri olarak atar. Pratikte bir şey değişmez. Bu okullar İktisadi Ticari İlimler Akademilerinin çatısı altında eski yöntemlerle, “PARAYLA DİPLOMA VERMEYE” devem eder. En azından eleştiriler ve yaygın kanaat bu yöndedir. Nitekim o dönem Mimarlar Odası acilen toplanarak bir açıklama yapar ve oda olarak Resmi Yüksekokulların DİPLOMALARINI TANIMAYACAKLARINI  ilan eder.

İşte Erdoğan 1974 yılında “parayla diploma veriliyor” eleştirilerinin odağındaki böyle bir okula kayıt yaptırır.

Yüksekokulların bağlandığı Akademiler 1472 sayılı yasayı esas alarak bünyelerinde fakülteler kurmaya başlar, ve yönetmelikler yayınlarlar. Ancak bu sefer de İstanbul Üniversitesi ve başka bazı üniversiteler Akademilerin fakülde kuramayacağını ifade ederek Danıştay’a başvurur. Danıştay 8. Dairesi 14 Kasım 1977’de verdiği kararla Akademilerin fakülte kuramayacağına hükmeder. Yani Akademiler kanunda olmayan bir şekilde fakülteler kurmaya çalışırlar.

Doç. Dr. Turgut Tan, “Yüksek Öğrenimdeki Yapısal Dağınıklığın Hukuksal Görünümü” başlıklı makalesinde Danıştay kararını şöyle özetler:

DanistayKararfAKULTENitekim Marmara Ünivesitesi’nin açıklamasında da “İstanbul İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi bünyesinde 1977 yılında “Ekonomi”, “İşletme” ve “Siyasal Bilimler” fakülteleri oluşturulmuş; ayrıca “Galatasaray İktisat ve İşletmecilik Yüksek Okulu” Akademi’nin İşletme Fakültesi’ne katılmış; dört yıllık eğitim veren “Aksaray Yüksek Ticaret Okulu” (1974 yılındaki adı ile Aksaray İktisadî ve Ticarî İlimler Yüksekokulu) ve “Beyazıt Maliye Muhasebe Yüksek Okulu” birleştirilmek suretiyle yine dört yıllık eğitim veren “Ticarî Bilimler Fakültesi”ne dönüştürülmüş ve böylece Akademi bünyesindeki fakülte sayısı dörde çıkarılmıştır” diyordu.

Danıştayın iptal kararında açıkça ifade edildiği gibi bu okulların fakülte kurma hakkı bulunmuyor.

DİPLOMAYI HÜLLE YOLUYLA ALMIŞ…

Akademilere bağlanan Yüksekokulların durumu 1979 yılında bir evreye daha girer. Yukarıdaki tartışmalardan dolayı, yani hukuksuz fakülte kurmak, parayla diploma vermek gibi eleştirilerden dolayı bu yüksek okullar  22 Mart 1979 Tarihinde çıkarlıan “1472 Sayılı Kanunla Açılmış Bulunan Resmi Yüksekokulların Üniversite veAkademilere Devredilmesi Hakkında Kanun” ile Akademi’ye devredilir.

Ancak bu kanun da Akademilere fakülte kurma hakkı vermemektedir. İstanbul Üniversitesi 1979 yılında da Danıştaya dava açarak İstanbul İktisadi İdari Bilimler Akademilerinin çıkardığı tüm yönetmelikleri iptal ettirir. Bu nedenle İstanbul İktisadi Ticari bilimler Akademisinin bazı fakülteleri 1980 sonrasına kadar mezunlarına diploma veremez.

Prof. Dr. Emre Dölen, Erdoğan’ın mezun olduğu Akademi’nin kurduğu Eczacılık Fakültesinin tarihçesini anlattığı yazısında Danıştay’ın iptal kararı nedeniyle Akademi’nin Fakültelerin 1982 yılına kadar, yani Marmara Üniversitesi kurulana kadar, öğrencilere diploma vermediğini anlatır.  Dölen’in yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

IstanbulDanistayIptalİşte bu noktada Erdoğan’ın diploma tartışması hem biraz aydınlanıyor.  Böylece esasen Erdoğan’ın diplomasını neden 1982 yılında aldığı açıklık kazanıyor. Danıştay’ın iptal kararları nedeniyle Akademi öğrencilerine diploma veremiyor, ancak yerine geçecek GEÇİCİ MEZUNİYET BELGESİ veriyor. Bu nedenle biz Erdoğan’ın o çok tartışmalı geçici mezuniyet belgesini görüyoruz.

Hatırlanacağı gibi Marma Üniversitesi Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili yaptığı açıklamada şöyle demişti: “Sayın Cumhurbaşkanımız, 1974 yılında yapılan Üniversitelerarası Seçme Sınavı’nda verilen resmî sınav sonuç belgesi (ÜSSSB) itibariyle, “İstanbul İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi”ne bağlı ve dört yıllık eğitim veren “Aksaray İktisadî ve Ticarî İlimler Yüksekokulu”na kaydolma hakkı kazanmış ve aynı yıl 2443 öğrenci numarası ile resmen kayıt yaptırmıştır.

Öğrenimini, sorumlu olduğu kırk bir dersten başarılı olarak, 1980-1981 eğitim-öğretim yılı içinde 1981 yılının Şubat ayında resmî olarak tamamlamıştır.

Kayıtlı olduğu “Aksaray İktisadî ve Ticarî İlimler Yüksekokulu”nun, yukarıda da açıklandığı üzere “Beyazıt Maliye Muhasebe Yüksek Okulu” ile birleştirilerek “Ticarî Bilimler Fakültesi”ne dönüştürülmüş olması dolayısıyla, mezuniyeti “Ticarî Bilimler Fakültesi”ne kayıtlı olarak gerçekleşmiştir.

Mezuniyetleri nedeniyle, 03.04.1981 tarihinde düzenlenen ve dönemin dekanı Doç. Dr. Sinan ARTAN tarafından imzalanan 440-678 nolu “geçici mezuniyet belgesi” kendilerine verilmiştir.

“Ticarî Bilimler Fakültesi”, 1982 yılında Marmara Üniversitesi’nin kurulmasıyla birlikte, diğer üç fakülte ile birleştirilerek “İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi”ne dönüştürülmüştür.

Diploması, talepleri üzerine, “Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Lisans Diploma Defteri”nin 4694 kütük numarası kaydına bağlı 8345 diploma numarası ile “İşletme Bölümü mezunu” olarak düzenlenmiş, zamanın dekanı ve rektörü tarafından imzalanarak, 01.11.1991 tarihinde, geçici mezuniyet belgesi teslim alınmak suretiyle kendilerine verilmiştir.

“İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi”nin yaklaşık otuz yıl faaliyette bulunduktan sonra 23 Mart 2012 tarihinde “İktisat Fakültesi”, “İşletme Fakültesi” ve “Siyasal Bilgiler Fakültesi”ne bölünmesi dolayısıyla, mezkur “Ticarî Bilimler Fakültesi”nin bütün bölümleri ve mezunlarına dair arşiv, akademik bağ ve gereklilikler dolayısıyla yeni kurulan “İşletme Fakültesi” kapsamına dâhil edilmiştir.”

Bu tartışmanın özeti şu: Erdoğan hukuken OLMAYAN FAKÜLTEDE okumuş, Marmara Üniversitesi kurulduktan sonra üniversite diploması almıştır. Marmara Üniversitesi yaptığı açıklamada İstanbul Ticari İlimler Akademisine bağlı fakültelerin DANIŞTAY KARARIYLA iptal edildiğini yazamadığı için “Erdoğan’ın geçici mezuniyet belgesinde HUKUKEN VAR OLMAYAN Ticari Bilimler Fakültesi” yazılıyken, Diplomasında 1982 yılında kurulan ve hukuken var olan ancak Erdoğan’ın fiilen okumadığı “Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Lisans Diploması” verilmiş.

Bunun hukuktaki adı hülle, yani hukuku dolanarak, hile yapmak anlamına gelir. Ancak buradaki hülleyi yapan Erdoğan veya o döemki öğrenciler değil o dönemin idarecileridir. Olmayan fakültede öğrenci okutup, hukuken diploma veremeyince hülle yoluna giderek diploma vermişler.

Peki bu yeni bilgi ne anlama geliyor?

Erdoğan’ın İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisinde DANIŞTAYIN İPTAL KARARLARI nedeniyle hukuken olmayan fakültede okuması kuşkusuz yeni tartışmalar doğuracaktır. Hukuken olmayan bir fakültenin diploması sayılır mı?  Bundan sonra tartışma gazetecileri değil muhalefet ve hukukçuları ilgilendiriyor.

Türkiye’de etkili muhalefet olsa İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisinin danıştayca iptal edilen fakülte kurma girişimlerine dair danıştay kararlarını çıkarıp yeni bir tartışma başlatır. Ancak o muhalefet olmadığı için şimdikik bu tartışmanın başlaması için Erdoğan’ın iktidarını kaybetmesini bekleyeceğiz…

KAYNAK: YENİ YÖN/ARAŞTIRMA

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...