CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu TUSİAD toplantısında iktidar olduklarında ‘’birinci sınıf demokrasi’’ getireceklerine garanti verdi. Kulaklara ve umutlara hoş gelen bu cümleyi destekliyor ve inanmak istiyoruz.

Bu memleket siyasi vaatleri hep duyar, hatta yutar da..Aynı güzel söylemlerle gelen AKP ile artık şamar oğlanına dönmüş her kesim, bugün baskı ve otoriteden nasibini almış durumda.

Her dönemde siyasilerden psikolojik, ekonomik ve sosyal şiddet görmeyi kader edinmiş bu vatan evladına, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek de aslında siyasi yöntemdir.

CHP lideri, demokrasi derken anladığı ve vaadettiği o içeriği açıklamalıdır. Çünkü bu memlekette demokrasi anlayışının, siyasilere göre farklılık gösterdiği maalesef ispatlıdır. CHP, Özgürlük ve demokrasi derken ne demek istiyor?

Sayın Kılıçdaroğlu’nun demokrasi vaadi içinde dindar kesimin inanç ve ibadetleri, kılık kıyafeti ile uğraşmayacağı, onları Atatürk düşmanlığı ile suçlayarak hedef göstermeyeceği de var mı?

Eğer bu konuda da açık ve net söylemlerde bulunursa, dindar kesime IŞID muamelesi yapmayacağı garantisi verirse, o kesimin de oylarını alacağını bilmelidir. CHP, geçmiş yıllardaki siyaset dilinde, dindarları hedefine koyarak en büyük hatayı yapmıştır. Bugün her şeye rağmen hala başta olan AKP, inancı yüzünden dışlananların mağduriyetini gündemde tutarak kolay oy almıştır. Bu sebeple yaşanan kaosta, iktidar kadar muhalefetin de payı vardır.

Başa gelen hangi siyasi parti olursa olsun, tercih ettiği inanç şeklinden dolayı bir grubu hedef gösterip T.C vatandaşı olarak kucaklamak yerine değersizleştirerek ayrıştırdığı sürece, Türkiye’deki bu kaos ve çalkantı bitmeyecektir. Çünkü her defasında siyasi literatürdeki hedef kitle farklı olsa bile, ötekileştiren söylemler birbirinin aynısı.

CHP’nin siyasi geçmişi bu konuda çok masum olmadığı için topluma vereceği güven, dindar insanlara sunacağı vaat çok önemlidir. Oy için değil, gerçek demokrasi için samimi gayretler toplumda bu kez bilinçli karşılık bulacaktır. Çünkü herkesin canı fazlasıyla yandı. Ve her kesim bir çıkış, çözüm arayışında..

Bu kez hangi parti T.C vatandaşını bir bütün olarak görüp el uzatırsa, kazanan da o olacaktır.

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...