2004 yılında Taraf gazetesinin manşetine taşımasıyla ortaya çıkan ”Gülen hareketini bitirme planı” başlıklı MGK belgesi bugün AKP eliyle aynen uygulanıyor, hemde hiçbir zulmü geride bırakmadan. Şunu da yapsaydık diye pişman olmayacakları her şeyi yapıyorlar.
Hamile kadınları tutukluyor, burs ve bağış yapanları tutukluyor, sütten kesilmemiş bebekleri annelerinden ayırıyor. Adeta Ebrehe’nin vücut bulmuş hali gibi sağa sola saldırıyor.
Cemaat ise boğazına bıçak dayayan birisine nasıl tepki verilmesi gerekiyorsa öyle tepki veriyor. Gücünün yettiği, avazının çıktığı kadar bağırmaya, sesini duyurmaya, o halde iken bile hakkı seslendirmeye çalışıyor.
Öteler ötesinden, seneler öncesinden gelen bir cevapla sükut buluyor cemaat. Kendisine sorulan ”Sizi benim elimden kim kurtaracak” sorusuna her biri ”Allah” diyerek karşılık veriyor. Uğradığı bunca zulmün karşısında söylediği tek kelime var.
Hamdolsun!
Son 3 senedir AKP’nin ektiği nefret tohumlarından etkilenen bir kitle ve bu tohumu ulaştırabildiği kadar en uzağa yaymaya çalışan bir ekip var. Televizyonu, gazetesi, yazarları, trolleriyle, hizmet insanlarına, kurumlarına, iş adamlarına ve 90 yaşındaki dedelere ağza alınmayacak sözler ve küfürler ediyorlar.
Yetmiyor tetikçi hesaplarla emniyet personeline, yargıya ayar veren ekibin yol göstermesiyle ortamı daha yaşanmaz hale getiriyorlar. Karşılarında her şeye inanmaya hazır bekleyen, biatçı ve düşünme yetileri sıfırlanmış olan bir kitle de olunca haliyle yaptıkları zulümden, attıkları iftiralardan ayrı bir zevk alıyorlar. Tıpkı günahtan, haramdan ve yasaklardan alınan anlık, boş zevkler gibi.
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, bir toplumun bozulmasının en büyük sebebi olarak Aile yapısının bozulmasını örnek gösterir. Bugün baktığımızda boşanma oranları 3-4 kat artmış, aynı oranda toplum duyarsızlaşmış, dindar nesil yetiştirme iddiası olanlar dinin içini boşaltmış ve kalitesiz bir kitlenin oluşmasına sebep olmuştur.
Eğitim oranı arttıkça bundan rahatsızlık duyan milletvekilleri ve akademisyenlerin olduğu ülkeden ne beklentiniz olabilir ki? Bu zihniyetin eğitim süreçlerinden geçen çocukların, gelecekte uzaya füze fırlatacağını mı sanıyorsunuz?
Orman bakanının NASA’ya kafa tutarcasına açıklama yaptığı bir ülkeden ne bekliyorsunuz?
Lütfu ilahi Hocaefendi ve hizmetini bu kitleden olabildiğince uzaklaştı, yani bir bakıma ”Hizmet” şimdilik bu ortama fazla geldi de diyebiliriz.
En cahilinin bile 1 üniversite mezunu olduğu hizmet hareketi, akademik gücünü AKP’nin arkasından çektiği zaman, zaten nasıl bir kitleye hitap ettiği ortaya çıkmış oldu AKP’nin. Vücudun savunma mekanizmasının çökmesi sonrasında her türlü hastalığa el verişli halen gelen bir metabolizma gibi ortada kaldı. Zaten tümüyle teslim oldukları hem fiziki hem manevi virüslerin vücutlarını nasıl sardığını görüyoruz hep birlikte.
AKP’nin hitap ettiği seçmen kitlesinin neden verdikleri kararları düşünemedikleri noktasında bir çok kanıt var. Bu anlattıklarımız bir hakaret veya bir iftira değil yaşanmışlıklar üzerinden, örnekler vererek gidelim.
– 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, onca belge, ses kaydı ve görüntü olmasına rağmen, AKP darbe yaygarası, dış mihraklar yaygarası, paralel yaygarası yaparak savuşturdu. Seçmen bunu alkışladı ancak alkışlarken, yolsuzluk yoksa neden 4 bakan istifa etti o zaman sorusunu soramadı!.
– Ses kayıtları paralel savcıların, hakimlerin ve polislerin ürünü diye akla hayale sığmayacak bir iftiralar atıldı. Bu iftiralar seçmen tarafından gururla karşılandı ve alkışlandı. Ancak, Almanya’nın, Türkiye’yi dinlediği iddiaları ortaya çıktığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ”Büyük devletler dinler” açıklamasına, o zaman sizi Almanya dinledi ve bu olanların hepsi gerçek, diyemedi.
– Ele geçirilen paraları, banyo lifleri içerisindeki dolarları, para sayma makinelerini, kasalarını paralel polisler odalara koydu yalanı atıldı. Seçmen heyecanlı bir şekilde elleri patlarcasına bu iftirayı alkışladı. Ama sonrasında paralar faiziyle geri alınırken hani bu paraları paralel polisler o odaya koymuştu neden geri alıyorsunuz, üstelik cebimizden çıkacak olan faiziyle birlikte diye sormadı, soramadı. Çünkü paraların hala daha polisler tarafından o odalara konulduğunu düşünüyorlar.
– Ele geçirilen bazı paralar ”İmam hatip için” diye yutturulunca, çalıyor ama çalışıyor dedikten sonra abdest alıp namaza kılan amcalar, teyzeler gururla alkışladılar bu yalanı. İçlerinde birisi de çıkıp demedi ki, faizi, haram parayı, rüşveti yasaklayan bir peygamberin ümmetiyiz biz, haram parayla imam hatip mi olur demedi, diyemedi, düşünemedi.
– Hırsızlığın babadan oğula geçtiğini alkışlayan seçmen, 17/25 aralık dosyasındaki sıfırlama tapelerindeki kısık sesli konuşmalara itiraz etmedi, edemedi.
GELELİM DİĞER İFTİRALARA
– Çocuğunu dershaneye göndermek için ineğini satan anneler örnek gösterildi, dershaneler kapatıldı, cemaatin dershanesi mi olur diyen cehil kitle bunu gururla karşıladı. Ancak sonrasında çocuklarını paralı okul kurslarına göndermek zorunda kaldı. Dershaneler kapatılsın çok pahalı diyenler, devlet paralı eğitim verir mi diye sormadı, soramadı.
– Cemaat CİA ile iş birliği içinde iftirasını alkışlayan ”milli ve yerli” kitle, CIA Cemaate operasyon başlattı yalanını duyunca, bir dakika madem bunlar CIA ile işbirliği yapıyor, insan hiç ortağına operasyon yapar mı diye sormadı, soramadı.
– Cemaat İsrail ile el ele diye atılan iftiralara da inandı bu halk. Sonrasında Yahudi lobileriyle yemek yiyebilmek için taklalar atanları görmezden gelerek hemde.
– Mavi Maramara izin alarak yola çıksaydı bu ölümler yaşanmazdı diyen Hocaefendi’yi İsrail ajanı ilan edenleri alkışlayanlar, 2 sene sonra bir konuşmasında, İsrail izin verirse Gazze’ye yardım ulaştıracağız diyen Cumhurbaşkanına, sende mi İsrail ajanısın da izin istiyorsun demedi, diyemedi.
– Ankarada ”Eyyy Obama” çekenleri alkışlayanlar, Obama’dan randevu almak için bin bir takla atanlara ne oluyor diye hesap sormadı, soramadı.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!
İDEAL ÖZEL HABER