Kılıçdaroğlu’nun sözlerinden satırbaşları şöyle:

“IŞİD’le işbirliği yapan ya da IŞİD’in yan kolu olan bir örgüt ismi gelmişti bize. O ismi Sayın Başbakan’a verdim.

Benim merak ettiğim neden bu dosyalara gizlilik kararı konuluyor? Bizim gerçekleri öğrenme hakkımız yok mu? Soruşturma tabii ki gizli olabilir. Ama yargı sürecinde davaya gizlilik kararı koyuyorsunuz, neden?

IŞİD’in camileri, türbeleri nasıl bombaladığını çok iyi biliyoruz. Bunlara sinirli çocuklar diyenleri de biliyoruz.

Korkuyor musunuz bir vatandaş olarak?

Hayır. Terör örgütleri korku dağları yaratarak geniş kesimleri sindirmek isterler. Korkarsak terör örgütüne hizmet etmiş oluruz. Buna teslim olmayacağız. Korku, asla. Yılmayacağız. Neden korkacağız? Eğer biz görevimizi yaparsak bütün bunların hepsini aşarız. Türkiye bölgesinde de dünyada da güçlü bir ülkedir. Ama bütün bu olanlar yönetim boşluğundan kaynaklanıyor. Gerçekten üzerinde durulursa bütün bunlar engellenebilir.

Bu işte asıl sorumlu hükümettir. Çünkü Türkiye’yi yöneten, bürokratları atayan, istihbarat bilgilerini alan hükümettir. Bunları kim yönetiyor? Bazıları devleti suçluyor. Devlet bir tüzel kişiliktir. Siyasi partiler devleti yönetmek için gelirler.

Devlet olmak için gelmezler. Atamaları siz yaparsınız. Hepsi yasal sınırlar içinde çalışırsa sorun çıkmaz. Varsa bir sorumluluk ortaya çıkarırsınız. Çağdaş demokrasilerde sorumlu kimse kendini görür ve görevi bırakır.

Sorumlu bürokrattır diyemezsiniz. Çünkü bürokratı tayin eden o kişi. Asıl yönetme gücü olanı bırakıp tayin ettiği kişiye sorumluluğu yıkarsanız bu olmaz.

97 kişi hayatını kaybetmiş, Adalet Bakanı gülerek cevap veriyor. İnsanda biraz vicdan azabı olur. 97 kişi, 1-2 kişi değil. Güvenlik açığı yoktur dediğiniz andan itibaren o koltukta oturamazsınız. Açık yoksa bu 97 kişi nasıl öldü?”

 

PROGRAMI CANLI YAYINDA  BURDAN İZLEYEBİLİRİSİNİZ

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...