Cemaat analizlerine bir günlük ara. Bugün sihasetin ufuklarında belirmeye başlayan yeni kara bulutlardan söz edeceğim. Kara bulutlar yağmur mu getirecek, fırtına mı belli değil ama kara bulutların oluştuğunu görüyorum.

Anlatayım;

Son dönemlerde özellikle Abdulkadir Sevli’nin üzerinden verilen mesajlar kara bulutların en net işaretleri. Selvi her zaman için bir operasyon yazarı bunu herkes biliyor. Ancak kim adına neden operasyon çektiğini bir çok kimse bilmeyebilir.

Selvi uzun zamandarı Ankara’nın kumpasçısı Yalçın Akdoğan tarafından kullanıldı. Ancak Akdoğan pasifize edilince Hakan Fidan ve çevresi, özellikle Nuh Yılmaz Selvi’yi kullanmaya başladı. Son dönemlerde Binali Yıldırım’ın “MİT bana bilgi vermedi” açıklamasının ardından Abdulkadir Selvi’nin Hakan Fidan’ı aklamaya çalışan, bunu yaparken başbakanı yalanlayan yazıları gelmeye başladı.

Bunların en önemlisi derbe gecesi Hakan Fidan’ın Erdoğan’ın korumasını Genelkurmay Başkanı’nın yaverinin telefonundan aradığı bilgisiydi. Bir yıldır saklanan, iddianamelerde konu edinilmeyen bu bilginin verilme zamanı kadar amacı neden verildiği de önemliydi.

Selvi’nin yazısında en kritik bilgi Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği o geceye ait HTS ve Genelkurmay kayıtları üzerine titiz bir çalışma yaptırmış olmadı. Yani kimin kiminle hangi saatte konuştuğu çıkarılmış.

Görünen o ki işte bu hamle Hakan Fidan’ı panikletmiş durumda. Fidan’ın o gece Genelkurmay’dan Cumhurbaşkanı’nı aradığı kendi kontrolünde olmadan kamuoyuna yansırsa soruların önünü alamayacağı için Abdulkadir Sevli’nin eliyle sızdırarak mesajı kontrol etmeye çalışıyor. Anlaşılan bu da  Fidan’ın yaptığının sorgulanmasını engelleyemedi.  Örneğin Ertuğrul Özkök konuyu gündeme getirdi bile.

Ancak kimsenin sormadığı soru şu: MGK neden o geceya ait bir araştırma yaptırma ihtiyacı hissetti? 15 Temmuzdan sonra yapılan MGK açıklamalarında böyle bir araştırmanın yapıldığına dair işaret verilmemişti. Üstelik MGK araştırmaları genelde polisiye araştırmalar gibi olmaz. Konuya daha geniş perspektiften bakar. Oysa MGK o gece genelkurmayda yaşananları tek tek araştırtmış bir polis gibi çalışıp HTS kayıtlarını çıkarttırmış.

Bunu neden yapar?

Belli ki TSK içindeki Ergenekoncular Erdoğan’ı köşeye sıkıştırmak için kritik bir hamle yapmış. O gece Genelkurmay karargahında olanların HTS kayıtlarını araştırınca mutlaka SADAT’çıların orada olduğu da ortaya çıkacaktır. Zaten o geceye ait videolarda sakallı SATAD’çıların Genelkurmay karargahında ellerinde silahlarla cirit attığı görülüyor.

Sanırım Ergenekoncuların yaptırdığı araştırmada en kritik hamle o gece Hakan Fidan’ın genelkurmaydan Cumuhurbaşkanını araması bilgisini elde etmeleri. Fidan bunun önüne geçmek için Abdulkadir Selvi üzerinden karşı atak yapıyor. Bu atakların sonucu ne olur bilinmez ama keskin bir kavganın sürmekte olduğunu gösterir.

Kavganın ikinci tarafı Binali Yıldırım ile Fidan arasında gelişen kavga. Fidan Selvi üzerinden bu haberi yaparken kuşkusuz Binali Yıldırım’ı kamyonun altına atmadan da yapabilirdi. Ama tercihan Binali  Yıldırım’ı yalanlatarak operasyon yaptı. Bu da Binali Yıldırım ve Hakan Fidan arasında kavganın olduğunun işareti.

Ayrıca oldukça dikkat çeken bir gelişme de şu: Başbakanlıktan kovulduktan sonra sessizliğe bürünen Ahmet Davutoğlu yine ortalıklarda dolaşmaya başladı. Belli ki Fidan Davutoğlu voldtranı oluşturup bir hareket yapma peşindeler. Normal şartlar altında Ahmet Davutoğlu’nun bu dönemde ortaya çıkacak cesareti olmaz. Erdoğan’ın sonunu görmeden Davutoğlu’nun ortalığa çıkması ilginç. Acaba geçen NATO zirvesinde ortaya çıkan ve kulaktan kulağa herkesin konuştuğu o görüntünün ektisi mi Davutoğlu’nun cesareti?

Bu paralelde yine ilginç bir gelişme Saray gazetesi Sabah yazarı, Pelikan kumpasçısı Melih Altınok’un doğrudan Hakan Fidan’ı hedef alan yazısını da bir kenara koyun.

Son ve en önemlisi Hakan Fidan’ı sıkştıran bir dış güç var. MİT’in Almanya’da yaptığı operasyonlardan rahatsız olan Alman devleti hamle üstüne hamle yapıyor. Bugün havuz medyasında çıkna pasif agrasif haberlere bakılırsa Almanya istediğini almadan işin peşini bırakmayacak.

Bu noktada Erdoğan ve çevresinin Hakan Fidan’ı verip “biz yapmadık o yaptı” kurnazlığıyla sıyırmaya çalışırsa şaşırmayın.

Kısaca Hakan Fidan için pelikan operasyonu başladı. Erdoğan’ın en bilinen siyaset yöntemi kertenkele yöntemidir. Sıkışınca kuyruğu bırakır kaçar. Mavi Marmara’da “otorite biz isek bizen izin aldılar” demişti. İsrail’in hamleleriyle sıkışınca “oraya giderken bize mi sordunuz” deyip kuyruğu bırakıp kaçmıştı…

Kısaca çanlar Hakan Fidan için çalıyor…

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...