Bülent Arınç konuştu ve adeta yer yerinden oynadı.

Sosyal medyada troller ve troliçeler adeta saldırıya geçtiler çırdırmışçasına.

Bu arada “troliçe” tabirini ilk ben Tuncay Opçin’den duymuştum, ama Arınç konuşmasında Taha Akyol’a, ” biz kendi aramızda, başları kapalı olduğu halde trollük yapanlara troliçe diyoruz” diyerek, bu tabirin yaygınlaşmış bir tabir olduğunuda ilan etti.

Son zamanların en ses getirecek açıklamalarını yaptı Bülent Arınç. Bu açıklamaların, Fuat Avni’nin Erdoğan-Davutoğlu kavgasını iddia etmesinden hemen sonra olmasıda ayrıca dikkat çekici bir husus.

Arınç basit bir siyasetçi değil. Özellikle AKP tabanında etkisi olan bir siyasetçi.

AKP’nin kuruluşunda bulunan ve tüm AKP iktidarları zamanında önemli ve kritik yerlerde görev yapmış biri.

Arınç’ın bu çıkışları ve bu açıklamalarını kendi şahşı adına ve öylesine yaptığına inanmak safderunluk olur. Bilinçli ve sonuçları önceden hesaplanmış açıklamalardır bu açıklamalar.

Bülent Arınç’ın açıklamalarını bir kaç başlık altında toparlayabiliriz.

1- Çözüm Süreci

Arınç çözüm sürecinin başından beri içinde olan ve görev yapmış biridir. Son zamanlarda artan terör olayları ve şehit haberlerinin sorumlusunun, direk söylemesede hükümetin yaptığı hatalara ve PKK’ya karşı verilen tavizlerin sebep olduğunu ilan etti.

Özellikle Dolmabahçe mutabakatı konusunda Arınç adeta Erdoğan’ın kalesine doksana bir gol çaktı.

Zira Dolmabahçe mutabakatı konusunda, “haberim yoktu ve benim dışımda gerçekleşti” açıklamasında bulunan ve bunun üzerinden PKK ile süren çatışmasızlık sürecinin bitirilmesini kendi dışında olduğu imajını veren Erdoğan’ı Arınç yalanladı.


Mutabakatın her aşamasından Erdoğan’ın haberdar edildiğini ve her noktasında bilgilendirildiğini 
söyledi Arınç.

Hatta, mutabakatın içeriğinden, oturma düzenine, konuşmacıların kim olacağından, nelerin konuşulacağına kadar, Dolmabahçe mutabakatının en ince ayrıntısına kadar Erdoğan’ın haberinin olduğu ve onun onayıyla bunun yapıldığını söyledi.

Bununla da yetinmeyen Arınç, bu günden itibaren yeni bir sürecin başlaması gerektiğini ve bunun adının değiştirilerek, hükümetin kontrolünde sürecek bir sürecin olması gereltiğini söyledi.

Bunu söylerken de Erdoğan’ı uyararak, bu sürecin sorumluluk sahibi olan makamlar tarafından yürütülmesi gerektiğini, yasal olarak sorumluluk taşımayan makamların bu süreçte müdahil olmaması gerektiğini söyledi.

Yani Arınç Erdoğan’a, yeni başlayacak sürece karışma, bu hükümetin ve meclisin işi uyarısında bulundu.

Arınç, HDP konusunda da radikal bir çıkış yaparak, HDP’nin ötekileştirilerek Kandil’e doğru itilmesinin doğru olmadığını, HDP’nin güçlendirilmesi ve süreçte etkinliğinin arttırılması gerektiğini söyledi. Bu çıkış, Erdoğan’ın savunduğu ve HDP’yi yok etmeye dayalı plana karşıda bir başkaldırı olarak yorumlandı.

2- Yargı Sorunları

Yargı konusunda Arınç çok sert eleştirilerde bulundu.

“Özellikle Paralel ile mücadele kapsamında açılan o kadar çok dava var ki üstüme cübbeyi tekrar geçirmek istiyorum. Bunlar okuldan alınan öğretmenler, Bank Asya’ya para yatırdığı için silahlı terör örgütüne üye olmaktan yargılanıyor. Öyle davalar açılıyor ki üzerime cübbeyi tekrar geçirmek istiyorum ” dedi.

“Kendi içimizde latife ediyoruz, bizi de bi yere kayyum yapsalar diye parası da güzelmiş ” diyerek, yargının bir silah haline getirilmesine itiraz etti.

Akademisyen ve gazetecilerin tutuklanmasının yanlış olduğunu söyleyen Arınç, özellikle bu konunun ateşli savunucusu olan Erdoğan’a karşı adeta bayrak açtı.

Karakuşi kararlar veriliyor tabirini kullanan Arınç, “yargı herkese lazım olacak” diyerek, adeta bu gün yargııy bir cezalandırma aracı olarak kullanan kesimlere uyarıda bulundu.

Arınç’ın yargı konusundaki bu çıkışları, AKP tabanında yargının bir zulüm aracı haline getirilmesinin rahatsızlığa neden olduğu ve bunu tabana anlatmanın zor olduğunun ilanıydı adeta.

3-Troller ve Troliçeler

Bülent Arınç açıklamarında, sosyal medyada aktroller olarak bilinen ve önüne gelen herkese küfür ve hakaretlerde bulunan, makamına ve mevkisine bakamadan herkese tehditler savuran AKP’nin beslemesi, maaşlı küfürbazlar konusuda önemli bir yer aldı.

Arınç bu konuda kendisininde bunların linç kampanyalarına maruz kaldığını ve en olmadık olaylardan akla hayale gelmeyecek sonuçlar çıkaracak kadar dengesiz insanlar olduğunu söyledi.

Bunların erkek olanları olduğu gibi, başı kapalı kadınlarınında olduğunu söyleyen Arınç, bunlara kendi aralarında “Troliçe” dediklerinide söyledi.

Aktroller meseleside AKP tabanının ve Davutoğlu’nun rahatsız olduğu ve kimi zaman açıktan dillendirdiği bir mevzudur. Bu şekilde sert bir çıkışla Arınç’ın bunu ilan etmesi, sadece kendi şahsı adına değil, bir kesimin adına yapılan bir açıklama olduğunu unutmamak lazım.

4-Dış Politika

Arınç açıklamasında, Suriye ve İsrail politikalarının yanlış olduğunu ilan etti.

Ve bu politikalar nedeniyle Türkiyen’in yanlız kaldığını ve bunun Türkiye’ye zarar vereceğini söyledi.

Özellikle İsrail konusunda çok radikal bir çıkış yapan Arınç, siyonizmle mücadele ediyoruz diyerek ülke çıkarlarının sekteye uğratıldığını ve bunun yanlış olduğunu iddia etti.

Suriye konusunda da yapılan hatalara değinerek, dış politikada duygusal olmanın doğru bişey olmadığını, ülke menfaatlerinin ön planda olması gerektiğini söylerek, Türkiye’nin dış politikasının iflas ettiğini ilan etti.

Rusya-ABD tercihinde mutlaka tercihin ABD’den yana olaması gerektiğini savundu.

Özellikle dış politika konusunda tek yetkili ve söz sahibi konumunda bulunan Erdoğan’a karşı Arınç’ın bu açıklamaları, AKP içerisinde Erdoğan’ın tek adam ve dış politikada yaptığı yanlışlardan rahatsızlığın had safhada olduğunun ilanı gibiydi.

Şimdi gelelim asıl meseleye.

Arınç bu açıklamaları neden yaptı.

Bununla ilgili iki tez olabilir.

1- Arınç milletin gazı almak için yaptı bunu. Bununla milletin gazı alınacak ve perde arkasında yeni başlayacak bir sürecin alt yapısı yapılıyor.

2- Arınç bir kesimin temsilcisi ve söcüsü olarak bu açıklamaları yaptı ve bu AKP içerisinde Erdoğan’a karşı bir savaş ilanıdır.

AKP içinde herkes tarafından uzun süredir bilinen Erdoğan rahatsızlığının ilan edilmesidir. Bu rahatsızlığın sonucu olarak başlayacak olan bir kavganın fitilini ateşledi.

Ben çoğu insanın birinci teze inandığını görüyorum ama, Arınç’ın bu derece sert ve adrese teslim açıklamalarının AKP içerisindeki rahatsızlığın dışa vurması ve bir kavganın başlangıç zili olduğuna inanıyorum.

Bu kavganın önümüzdeki günlerde daha da ortaya çıkacağını ve sertleşeceğini tahmin ediyorum.

Şubat ayı AKP için sancılı geçecek gibi.

NOT: Arınç’ın açıklamaları üzerinden yaptığımız yorumlara, bu sürecin sonunun Hak tarafından olacağını söyleyen dostlar, meseleleri elbette Hak çözecek ama bu gökten bir sopayla olmayacak, bunun sebepler dairesinde olacağını bilmek lazım.

Arınç’ın bu konuşmalarına da, bu nazarla bakılması gerektiğine inanıyorum.