Almanya, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Mısırlı gazeteci Gazeteci Ahmed Mansur’u haber yapan yeni Şafak “Berlin bu utancı silemez” dedi.

Gözaltına alınması elbette kabul edilmez olan gazeteci Mansur üç günün sonunda serbest kaldı. Ancak kendi ülkesinde tutuklu bulunan Mehmet Baransu ve Hidayet Karaca’yı görmeyip, Almanya’da gözaltına alınan Mansur için “Berlin bu utancı silemez” diyen havuz gazeteleri insanlara “bu havuz utanmaz” dedirtti.

Yeni Şafak Ahmet Mansur ile ilgili haberinde  “Sisi’nin “özel” ricasıyla bir gazeteciyi tutukladı. Interpol’ün itirazına rağmen alıkonulan Ahmed Mansur, tepkiler üzerine günler sonra serbest bırakıldı. Geriye, diktatör lafıyla hareket eden Berlin’in utancı kaldı” dedi.

Ne tesadüftür ki tıpkı Sisi gibi Erdoğan’ın özel emriyle tutuklanan gazeteciler Mehmet Baransu 112 gündür tek başına bir hücrede tutuluyor. Evrensel insan haklarına aykırı olarak, tüm tutuklulara tanınan hakların binde biri bile Baransu’ya tanınmıyor. Yine ne tesadüftür ki telefonda dizi senaryosu konuştuğu için Gazeteci Hidayet Karaca, AKP rejiminin Samanyolu TV’ye çökmesini mümkün kılmak için aylardır hapiste tutuluyor.

Evet Sisi bir diktatör ve bu diktatörle iş yapmak isteyen batılıları eleştirelim. Peki seçimle iş başına gelip, “proje” mahkemeler kudurup gazeteci tutuklatan birinin Sisi’den farkı olur mu? İşte bu yüzden bu havuz utanmaz…

Yeni  Şafak “Mısır’ın talebiyle gözaltına alınan, daha sonra da tutuklanan El Cezire Arapça kanalının kıdemli gazetecilerinden Mansur, savcılık tarafından Berlin Yüksek Mahkemesi tarafından serbest bırakıldı. Ancak üç gün süren gözaltı krizi, Almanya tarihine yazılan bir hukuk skandalını da ortaya koymuş oldu” diyor.

Ey utanmaz, ey sıkılmaz, kendi ülkende iki gazeteci iktidarın proje mahkemeleri tarafından tutuklandı ve aylardır mahkemeye bile çıkarılmadı. İddianameleri ortada yok. Proje haklimler ve ayarlanmış savcılar vicdanlarını saraya kilitleyip cadı avına çıktılar. Bunları görebiliyor musun. Tabi ki göremezsin çünkü bu havuz utanmaz…

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...