Masamın üzerinde bir çok kitap var. Okuduğum ve okunmayı bekleyen. Bir de geçenlerde internetten bulduğum Savcı Aziz Takçı’nın ifadesi. Gözümün ucu ile Hasan Palaz’ın ¨Ömrümü Yedin Bay Böcek¨ kitabına bakıyorum ve hep aynı muhasebeye giriyorum Hangisi daha masum?

Ne garip değil mi? Bilim adamları, Savcılar, Hakimler, Polisler, Gazeteciler cezaevinde ya da dışarıda masumiyetlerini anlatmaya çalışıyor; eminim Hasan Palaz 17-25 Aralık süreci olmasa idi çok farklı konularda bilimsel birşeyler yazardı, yazmayı tercih ederdi.

Aziz Takçı ifadesinde mahkeme heyetine hitaben ¨Sizler ya burda tarihe not düşeceksiniz ya da kendi iddianamenizi yazacaksınız¨ diyor. Cesur bir insan görevini niçin ve nasıl doğru düzgün yaptığını anlatmaya çalışıyor. Bunu yaparken de zaman zaman sorgusunu yapan hakimi, başını doğrultup göz teması kurmaya davet ediyor. Sanırım gözlerin içine bakarak konuşmanın ya da bakmaya cesareti olmamanın ne anlama geldiğini bilmek için iletişim uzmanı olmaya gerek yok. Dosyanın ve olayın detaylarına bir başka yazıda detaylı gireriz. Olay yerine giden ilk gazetecinin hangi havuzdan çıktığından, escort aracın geçmişte hangi radikal bir terör örgütünden işlem gördüğünden bahsederiz.

Aziz Takçı ifadesinin bir yerinde ¨Kimseye boyun eğmediğim için, hukukun üstünlüğünden taviz vermediğim için bugün meslek hayatımın en onurlu gününü yaşıyorum ¨ diyor. Özetle Savcı Takçı bu duruşuyla “belki beni hapse atıp bileğimi bükebilirsiniz ama boymunu asla bükemeyeceksiniz” diye meydan oluyor…

Ben de bu olağanüstü dönemde Hasan Palaz, Aziz Takçı gibi ismini burda sayamayacağım cesur vatan evlatları tanıdığım için onur duyuyorum. Geçen bir yazıda görmüş ve beğenmiştim Stefan Zweig, Rilke için demiş ki ¨Tek avuntumuz, bizler onunla yaşadık diyebilmek.¨ Benim de tek avuntum, bu masumiyette yarışan kahraman insanlar ile aynı çağda yaşamış olmak.

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...