İnsanlık tarihi iyilik ve kötülük mücadelesiyle doludur. Bir yandan hakları yenildiği, zulme maruz kaldığı halde “ALLAH VAR GAM YOK!” diyen yiğitler; diğer yanda haset ve kıskançlıklarına esir olmuş ve her türlü ayak oyunlarıyla zulme devam eden zalimler…

Hep anlatılır ya Habil ile Kabil’in hikâyesi, herkes Habil’e hayranlığını ifade ederken, Kabil’in akıbetinden ders alan yok… Habil yumuşak huylu, iyi ve mertti. Bu özellikleri ve Allah’a teslimiyeti, kıskançlık batağında debelenip duran Kabil’i ona düşman etmişti. Ve sonunda Kabil’in hışmına uğramıştı. İlk katl, ilk maktul ve ilk katil… Kapı aralanmıştı bir kere yıllar/asırlar geçse de hakikat değişmeyecek ve her Habil karşısında bir Kabil bulacaktı. Nice gül yüzlü Habiller, Kabillerin zulmüne maruz kalacaktı.

Putlara tapmadı diye kendisiyle alay edilen, türlü hakaret ve eziyetlere maruz kalan, en sonunda mancınıklara takılıp ateşlere atılan Hz. İbrahim’in destanını herkes bilir de, O’nun sadakat ve duruşunun ne anlam ifade ettiğini anlamaz. Hele Nemrut’un ibretlik sonundan hiç mi hiç ders almaz. Hani güç ve kuvveti ile her şeyi yapabileceğini düşünüp, ama bir sineğe güç yetiremeyip başını duvarlara vura vura devrilip giden Nemrut!

Kıskançlık ve haset batağına batmış olan Hazreti Yakup’un oğulları güzelliği dillere destan, iffet ve sadakatin timsali Hazreti Yusuf’u önce öldürmek istemişlerdi, sonra kuyuya atmışlardı. Ramazan aylarında ve yıl içerisinde Hazreti Yusuf’un dizisini izleyenler; Hazreti Yusuf’u takdir ederken, kardeşlerinin durumundan ibret almıyorlar.

Her Musa’nın bir Firavun’u vardır” sözünü herkes söylüyor ama denizin yarılasından, Hazreti Musa ve O’na inanların kurtuluşunu; Firavun’un denizin dibinde boğulmasını tefekkür eden yok! İbret alan yok! Hatta neme lazım deyip çağın Firavunlarının safında yer alanlar çok…

Efendimiz’in (sav) sergüzeşti hayatını bilen çok, ama O’nun (sav) yürüdüğü yolu yol bilip, dikenlere ve kınamalara takılmadan yürüyen o kadar az ki… Bütün boykot ve engellemelere rağmen geri adım atmadı, yürüdüğü yolda dimdik yürüdü ashabıyla birlikte… Bir Hadis-i Şeriflerinde Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır: “
 “Âlimler peygamberlerin varisleridir.” İlim ve inayet-i rabbanin yanında çile ve ızdıraba da veraset etmişler alimler. Nice Hak dostu ve peygamber aşığı alim, kendi çağlarında anlaşılamamış. Kimisi zindanlarda vefat etmiş, kimisi kuyularda, kimisi de zulüm paletleri altında. Ama hiçbiri Hak bildiği yoldan geri dönmedi. Zalimlere, Yezidlere, Haccaclara ve gaddarlara boyun eğmedi.

20. Asrın düşünce mimarı Üstad Bediüzzaman, zalimlere meydan okurcasına hak ve hakikati savundu. Zalimlerin karşısında eğilmedi, dimdik yürüdü yolunda. “Saçlarım adedince başım olsa hergün birini kesseler yine bu davadan vazgeçmem.” “Yüzer milyon başların feda oldukları bu kudsî hakikata, başımız dahi feda olsun. Dünyayı başımıza ateş yapsanız, hakikat-ı Kur’aniyeye feda olan başlar, zındıkaya teslim-i silâh etmeyecek ve vazife-i kudsiyesinden vazgeçmeyecekler inşâallah!” demiş ve zalimlere boyun eğmemişti.

Çağımızın düşünce mimarı Hocaefendi de hayatı boyunca engellemelere ve baskılara boyun eğmedi. Her zaman dimdik yürüdü. Onunla beraber yürüyenlere “Siz itibarınıza -Allah’ın izni ve inayetiyle- toz kondurmamış iseniz şayet, yer ve konum itibarıyla “devletin malı deniz, yemeyen…” dememiş iseniz şayet, bence bir ayıp işlememişsiniz! Hiç utanmayın! Daima dimdik durun, Allah’ın izni ve inayetiyle… Cenâb-ı Hakk’ın size lütfettiği doğru bildiğiniz o yolda dosdoğru yürüyün. Yürüyün, zira o yol Hazreti Rasûl-ü Zîşân’ın şehrâhıdır, yürüdüğü yoldur.” diyor.

Bize düşen açılmış olan bu yolda bizden öncekilerin yürüyüp gittiği gibi yürümektir. Zalimlerin kurdukları tuzaklara takılmadan doğru olan bu yolda durmadan yürümektir. Günü geldiğinde Yusufları kuyu ve zindanlardan kurtaracak olan Rabbimizin rızası istikametinde yürümektir.

Ey Nemrutlar! İbrahimleri ateşlere atmakla İbrahim’i yolu kapatamazsınız! Ey Firavunlar! Tam zafer çığlıkları attığınız anda deniz Musalara yol olurken, siz denizin dibini boylarsınız! Ey Yezidler! Hüseyinlerin başını vurarak, Hazreti Hüseyin’in yoluna baş koymuşları korkutamazsınız! Kurduğunuz bütün planlar bir bir bozuluyor. Hesapsız yaşadığınız için hesap vermekten korkuyorsunuz… Korkmayın, titreyin! Adetullah’tandır, Zalim, Karun kadar zengin olmadan servetiyle beraber yerin dibine batmaz. Allah Kadir-i Mutlak.

MEHMET KIZMAZ

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...