Image processed by CodeCarvings Piczard ### FREE Community Edition ### on 2015-02-21 11:47:51Z | http://piczard.com | http://codecarvings.com98ÿü‡7

Enteresan bir seçmen kitlesi ile karşı karşıyayız. Haziran seçimlerinden sonra AKP’nin oy oranlarının ortalama 10’luk bir dilimde artması bunun en bariz göstergesi. Gerçekçi olalım bu sonuç çoğumuz için öngörülebilir olmadı. Hatta bazı AKP teşkilat yöneticileri ile yaptığım konuşmalarda onlar için bile sonucun büyük bir sürpriz olduğunu gördüm. Maksimum hesaplarının yüzde 44 olduğunu ifade ediyorlar.

Bu seçmen kitlesine bir kimlik tanımı yapmak gerekirse; İslamcı ve milliyetçi muhafazakâr demek yanlış olmaz kanaatindeyim. CHP’nin oy oranlarındaki sabitlik ve hatta küçük bir oranda olsa yukarıya doğru giden ivme AKP seçmeni ile CHP tabanı arasında geçişkenliğin olmadığını gösteriyor. Dolayısı ile İslamcı ve milliyetçi muhafazakâr kimlik kendisini net olarak belirgin hale getiriyor.

Peki, niye böyle bir yönelim gösterdiler? sorusunun cevabı çok da zor değil. Artan terör dalgası milliyetçi muhafazakar kimliğin stabil ve aşağıya doğru inmekte olan hareketini tam tersi yönde tekrar tetikledi. Aslında karşılaştığımız sonuç Türkiye muhafazakârlığı ile hatta Doğu toplumlarının muhafazakârlığı ile uyumlu bir durum.

İslam dünyasının muhafazakârlığını ben biraz Marksizm’den beslenmiş, Leninizm’e ve Maoizm’e evrilmiş, İslami bir jargon kullansa da özünde öyle olmayan, dünyevi-seküler, daha da ileri gidecek olursak anti-emperyalist ulusalcılık olarak tanımlıyorum.

Bizim gibi geçmişinde imparatorluk geleneği olan ve fakat bu geleneği büyük bir çöküntü ile yitirmiş olan toplumlar bir nevi depresif ve panik atak toplumlardır. İçinde bulunduğu enkaz yığınından dolayı sürekli ezik, hatırladığı imparatorluk gücü nedeni ile de devamlı savunma halinde, biraz emperyal, biraz faşist, biraz intikamcı, biraz kibirli.

Hukuka değil güce bağımlı, adalet değil güç kültü odaklı, istişareye değil tek adama eğilimli, bilim-kültür ve sanata değil hamaset politikasına meyilli, teknolojik temelli üretime değil inşaatçılığa yatkın. Matematik sevmediği için analitik olmayan, analitik olmadığı için kent kuramayan, kırmızı ışıkta durmayıp, düğünlerde havaya kurşun sıkan, savcıya değil mafya babasına giden, tenisten sıkılıp futbolu seven bir toplumun çocuklarıyız.

Evet, beyler gerçekçi olalım; biz öğretmenlerin çoğunun günlük gazete bile takip etmediği, KPSS kurslarında yine bu öğretmenlere dört işlem üzerine temel matematik kurslarının verildiği, Türkiye matematik ortalamasının bazen 1, Türkçe ortalamasının bilmem kaçta dipleri gördüğü, okul birincilerinin bile sınav taban barajlarını geçemediği, bir sayfa kitap okuyuncaya kadar başı çatlayan ama saatlerce pembe dizi seyredebilen bir halkın cüzleriyiz.

Ve yine gerçekçi olalım; biz bir Alevi’nin Ali’den habersiz, bir Sünni’nin Ömer’den bihaber, solcunun Marks’ı, milliyetçinin Erol Güngör’ü okumadığı, bazı devrimcisinin Latin Amerikan ulusalcısı, bazı ülkücüsünün NATO Gladyocusu Ergenekoncu olduğu halkın çocuklarıyız.

Aynı şekilde biz, Berkin toprağa düştüğünde sadece televizyona bakıp sonra işimize devam eden yani hemen unutan, Kürt kızının cenazesini derin dondurucuda saklayan anneyi duyup sadece duyan, Muhsin Başkan şehit edildiğinde oh olsun zaten faşistti diyebilen, Ahmet Altan konuştuğunda dönek komünist yaftası yapıştıran, dün cemaatin güçlü olduğu günlerde çocuklarımız için onlardan burs alma peşinde koşan, kızlarımızı onların evlerinde okutmak isteyen, onların dershane ve okullarını tıklım tıklım dolduran, eğer esnaf isek sohbetlerine gidip çevremizi genişletmeye bu vesile ile işlerimizi artırmaya çalışan ama bugün onların imha edilmek istendiği süreçte siyasi iktidardan nemalandığımız için dönüp yüzlerine bile bakmayan hatta biraz daha ezilsinler diye oy veren Türkiye’nin çocuklarıyız.

Evet, beyler “Kral çıplak”.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...