Bir Beşiktaşlı olarak gençlik yıllarında Hakan Şükür’ü hem sever hem de kıskanırdım. Keşke Beşiktaş’ta oynasa diye düşündüğüm günler halen aklımda. Sonra yıllar geçti, gün geldi Hakan Şükür ile tanıştım. Hayatımda bir kaç defa da görüşsem tanışıp konuşmaktan mutluluk duyduğum ender insanlardan biridir Şükür.

Hakan Şükür’ün futbolculuğu ve insanlığı elbette tartışılmaz. Hakan Şükür bugün arkasından konuşanların tamamını, zırvasından zürvesine, bila ististna adamlıkta cebinden çıkarır.

Hakan Şükür’e teklik edilen makamlar ve imkanlar insanım diye ortalıkta dolaşanlara teklif edilse ve ‘karşılığında ar namus dahil her şeyini vereceksin deseler’ bila istisna hepsi arını da namusunu da verir o makamları elde etmek isterdi. Hoş zaten şu anda bulundukları konumları korumak için şerefini satmış insanların, daha yüksek makamlar için satmayacağı ne vardır ki?

Zaten havuz medyasında düne kadar Hakan Şükür’e methiye düzüp bugün arkasından konuşanların ar ve namus ile ilişkileri olamaz, hatta insanlıkla ilişkilerinin olduğu bile şüpheli…

Sadece Hakan Şükür’ün durduğu yere bakın, bir de karşısındakilere bakın tüm gerçek ortaya çıkar.

İnsanlık adına tercih yapsanız Hakan Şükür mü, yoksa satmayacağı hiç bir değeri olmayan Rasim Ozan Kütayaylı’yı mı tercih edersiniz? Bu soruya vereceğiniz cevap zaten tüm tartışmaları bitirir…

Hakan Şükür, dünyada herkesin korktuğu dönemde dik durmuş, bunun için bedel ödemiş bir futbolcu, siyaset adamı ve bugün arkasından vıdı vıdı yapanlardan daha entelektüel bir düşünce insanıdır.

Hakan Şükür, kendisi istemediği halde Tayyip Erdoğan’ın ısrarıyla siyasete girmiş bir kişidir. Erdoğan’ın yanında durması koşuluyla Hakan Şükür’e bakanlık teklif ettiği Ankara siyasetini bilen herkesin bildiği bir sırdır.

Hakan Şükür bakanlığı feda etmek uğruna olan biten hırsızlıklara ve zulme hayır demiş adam gibi bir adamdır.

Bir an her şeyi durdurun; Fethullah Gülen’in eski güçlü günlerine yeniden geldiğini düşünün. Bugün Gülen’in aleyinde konuşan şarlatanlara Gülen bakanlık teklif etse kaç tanesi “hayır benim ilkelerim var” diyebilir? Adınız gibi emin olabilirsiniz. Hiç biri, Tayyip Erdoğan dahil, hiç biri bu teklifi reddetmez. Hakan Şükür ile onlar arasındaki fark bu kadar açık ve net bir farktır işte…

Hakan Şükür’ün adamlık duruşu son zamanlara has bir durum da değil. O adamlığını daha çocuk yaşta 20’li yaşlarda göstermiş, bir adamdır. Yirmili yaşlarda 28 Şubat döneminde bugün herkese höt zöt diyen Erdoğan’ın bile temkinli konuştuğu dönemde, Galatasaray’da oynamamayı göze alarak, düşündüğünü açıklamaktan çekinmemiş adamlığın zirvesidir Hakan Şükür.

Hatırlayın, kendisinden herkesin korktuğu 28 şubatın kudretli savcısı Nuh Mete Yüksel’in karşısına bir abide gibi dikilip adam gibi dik durmuş, görüşünü açıkça söylemiş bir adamlık abidesidir Hakan Şükür…

Hatırlayın, 28 Şubat döneminde başörtülü İslamcı kadınlara “200 TL ver başörtüsü takarlar 300 tl ver önüne yatar bunlar oruspu” diyen Fatih Altaylı, bugün İslamcıların ve Tayyip Erdoğan’ın gözdesi oldu. İşte O Altaylı ıGalatasaray’da yönetici olduğu dönemde, sahalara çıkmasına yasak konulmasına rağmen düşüncesinden tek adım geri atmamış bir erdem abidesidir Hakan Şükür.

Fatih Altaylı hakikaten dediği gibi daha fazla para verdiği için Altaylı’nın önüne yatmış, böylece Fatih Altaylı’yı haklı çıkarımış o “başörtülü” yazarların veya onları Altaylı’nın önüne yatıran ideolojik kocalarının sıkleti tartamaz Hakan Şükür’ü…

Hatırlayın, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmaları başaldığında “ben hırsızların yanında durmam” diyen bir adamlık timsalidir Hakan Şükür…

Hiç bir şey hatırlamıyorsanız, Hakan Şükür’e saydıranları sıraya dizin; kendisi ve tüm grubuyla Erdoğan’ın önüne yatan Aydın Doğan’ın dalaksız tetikçilerini bir kenara koyun, yanına, önüne üç kuruş atınca en yakın dostuna bile havlayan havuz çakallarını dikin, öbür tarafa menfaati için saray soytarısı olmuş iş çevrelerini ekleyin, karşılarına da tüm basılıara rağmen dik duran Hakan Şükür ve diktatöre baş kaldıran Galatasaray’ın şanlı delegesini koyun, insanlık ve erdem ışığının nereden yükseldiğini göreceksiniz…

Hakan Şükür, 28 Şubat’ın zalimlerine karşı dik durdu, o ayakta kaldı 28 Şubatçılar yıkıldı gitti şimdi lanetle anılıyor.

Hakan Şükür bugünkü zalimlere karşı da dik duruyor, yine o ayakta kalacak, zalimer yine yıkılıp gidecek yine lantele anılacak.

Belki de insanlık kralı olmanın kaderidir, her daim zalime karşı dik durmak. Hakan Şükü’e bunu hakkıyla ve fazlasıyla yapıyor…

28 Şubat döneminde de Hakan Şükür tıpku bugünlerdeki gibi tu kaka yapılıyordu. Ama 28 şubat bitti şimdi onlar lanetle anılıyor, bugünler de biter, hem de çok uzak bir gelecekte değil, birkaç yıla, belki de yıl sonuna kdar biter. Kader planında Allah’ın kime ne hükmettiğini kimse bilemez…

Kısaca, ne demişti Luchescu  “itler istedi diye atlar ölmez.” Çakallar uludu diye ASLANLAR ölmez.

Hoşt! deyin geçin…

 

 

 

 

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...