Bakan Binali Yıldırım AKP içindeki haksızlık ve yanlışlara karşı tavır alan Bülent Arınç, Hüseyin Çelik ve Sadullah Ergin’e göndermede bulundu: Vatandaş bunlara itibar etmiyor. Bu şekilde hareket edenlerin şimdi ismi bile geçmiyor, okunmuyor.”

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım isim vermeden AKP’li Bülent Arınç, Hüseyin Çelik ve Sadullah Ergin’e göndermede bulundu.

Yıldırım: “Bazen görüyorum, Ak Parti’de görev yapmış arkadaşlar var. İşin dışında kalınca başlıyorlar içeriyi tenkit etmeye. Vatandaş bunlara itibar etmiyor. Hem orada durayım, hem muhalif gibi davranayım, bunu kimse yemez. Bu şekilde hareket edenlerin şimdi ismi bile geçmiyor, okunmuyor.”

Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasındaki konumu değerlendiren Yıldırım Kabinede farklı fikirlerin olabileceğini belirtiyor.

Binali Yıldırım’ın Milliyet’te yaptığı açıklamada dikket çeken O bölüm:

(Cumhurbaşkanı-başbakan ilişkileri) Kim, neyi paylaşamayacak? Cumhurbaşkanının konumu belli. Cumhuriyet tarihinde en fazla halk desteği alarak göreve gelmiş bir cumhurbaşkanından söz ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın siyasi sorumluluğu başlamıştır halkın oylarıyla seçildiği için. Yarın milletin karşısına gittiğinizde ne diyecek, ‘Yüzde 52 oy verdik, ne için, ülkede kardeşlik olsun, terör olmasın, bölmeye çalışanlara fırsat verilmesin, ülke kalkınsın.’

Bütün bunların adresi olarak vatandaş Cumhurbaşkanı’nı görüyor. Keşke o zaman cumhurbaşkanını halk tarafından seçerken aynı zamanda bütün icranın başı olarak tanımlasaydık. Anayasadaki çelişkiyi ortadan kaldırsaydık bu dedikodular hiç olmazdı. Dedikodular itibar ederseniz büyür. Ortaya atılan bu iddiaların maksatlı olduğunu düşünüyorum. Ak Parti’nin başarısını etik siyasetle durduramayanlar farklı yöntemler kullanarak parti içinde acaba bir zaafiyet, ayrışma, siyasi bir çatışma ortamı oluşturabilir miyiz gayreti içindeler.

Bütün fikirler yüzde 100 uyuşacak diye bir şey yok. Başbakanımızla kabinede konuşuyoruz, bir kısım arkadaşlar farklı görüşte oluyor, bir karara varılıyor. Verilen karar benim hoşuma gitmedi. Soluk soluğa çıkıp ben buna karşı çıktım mı diyeceğim? O olmaz. Bazen görüyorum, Ak Parti’de görev yapmış arkadaşlar var.

İşin dışında kalınca başlıyorlar içeriyi tenkit etmeye. Ama vatandaş bunlara itibar etmiyor. Diyor ki; “Böyle düşünüyorsan niye yıllarca o hükümetlerde görev aldın?” Hem orada durayım, hem muhalif gibi davranayım, bunu kimse yemez. Bu şekilde hareket edenlerin şimdi ismi bile geçmiyor, okunmuyor.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...